Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/422 E. 2023/587 K. 17.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/422
KARAR NO: 2023/587
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/05/2022
NUMARASI: 2021/37 Esas 2022/368 Karar
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
Davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hükmün taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalıdan, … plakalı arazi taşıtını satın alarak bedelini ve vergilerini ödediğini, aracın mevzuata aykırı olarak ithal edildikten sonra müvekkiline satıldığından araç hakkında müsadere kararı verildiğini, araç için davalıya 137.440-TL ödediğini, müvekkilinin sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, aracın bugünkü değerinin müvekkiline ödenmesi gerektiğini, aracın müsadere tarihi itibariyle değerinin 200.000-TL olduğu, ödedikleri bedel ile aracın rayiç değeri arasındaki fark olan 62.540-TL’nin davalının kusurlu davranışı ile müvekkilinin uğradığı zarar olduğunu belirterek, aracın, 24/09/2014 tarihinde müsadere edilmesi sebebiyle müvekkilince ödenen 137.440-TL, ödenen meblağ ile aracın güncel değeri arasındaki fark olan 62.540-TL’nin toplamı olan 200.000-TL ile trafik tescil gideri 210-TL olmak üzere toplamda 200.210-TL’nın ticari temerrüt faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; dava konusu yapılan işbu aracın müvekkili şirket tarafından yasalara ve usulüne uygun şekilde ithal edildiğini, hukuka aykırı olarak İstanbul C.Başsavcılığının 2012/137283 Sor. numarası ile devam eden soruşturması çerçevesinde araca el konularak müsadere işlemi uygulandığından müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini, özellikle CMK. 141 kapsamında devletin hukuki sorumluluğu nedeniyle tazminat davası açılması gerektiğinden davada pasif husumet yokluğu ve görev yönünden davanın reddi gerektiğini, yasada öngörülen 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığını, sözleşmeden dönme hükümleri uyarınca davacının ödediği miktardan daha fazla miktarın talep etmesinin kanuna aykırılık teşkil ettiğini, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan davada verilecek hükmün, huzurdaki davanın neticesini etkileyeceğini, bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI ve SÜREÇ: Mahkemece; ilk olarak 2015/139 esas, 2018/553 karar sayılı, 13.6.2018 tarihli karar ile araç davacı tarafından KDV ödenerek teslim alındığından konusu kalmayan dava nedeniyle hüküm verilmesine yer olmadığına, yargı giderinin taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Anılan kararın davacı vekili tarafından; davanın açıldığı tarih itibariyle haklılıkları tespit edilerek, yargı gideri ve vekalet ücretinin dava tarihi itibariyle belirlenerek hüküm verilmesi gerektiğinden mahkeme masrafı ve vekalet ücreti konusunda hüküm verilmesine yer olmadığı yönündeki kararın kaldırılarak, lehine yargı gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinafı Dairemizin 2018/2611 esas, 2020/1260 karar sayılı, 1.12.2020 tarihli ilamı ile “Somut olayda; dava konusu aracın mevzuata aykırı ithalinden dolayı İstanbul C.Başsavcılığı’nca yapılan soruşturma sonucunda; ithalatçı davalı tarafından, “yeni ve kullanılmamış” olarak beyan edilerek ithalatı gerçekleştirilen söz konusu taşıtın, mevzuata aykırı olarak ithal edildiğinin tespit edildiği ve Gebze Gümrük Müdürlüğü’nün, 15.09.2014 tarihli 31 Nolu “Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi Kararı” ile, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun, “235/1/c ve 235/4.” maddesi hükümleri gereğince, 2014 tarihinde müsadere edildiği ve davalının bu olaydan kaynaklanan sorumluluğunun bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davalının kusurlu olduğu ve dava açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından davalının yargı gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekir. Ancak dava konusu arazi taşıtının, 15/09/2014 tarihinde müsadere edildiği, aracın müsadere tarihi itibariyle güncel değerinin tespit edilmesi gerekirken bu yönde bir inceleme yapılmadığı, içlerinde makina mühendisi de bulunan bilirkişi heyetinin aracın değeri konusunda bir inceleme yapmadığı,bilirkişi raporunda satış bedelinden başkaca bir değer bulunmadığından Dairemizce HMK. 331/1 hükmü gereğince haklılık durumuna göre hüküm verilemediği,aracın güncel değeri üzerinden dava değeri gözetilerek bir hüküm verilmesi gerektiğinden dosya kapsamı hüküm vermeye elverişli bulunmadığı, aracın güncel değeri belirlenerek davacı vekilinin vekalet ücreti ve yargı gideri talebi hususunda bir hüküm verilmesi gerekmektedir.” denilerek kararın kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.Mahkemece kararın kaldırılmasından sonra; verilen istinaf başvurusuna konu hüküm ile “makine mühendisi bilirkişiden ek rapor alındığı ve davacı vekili rapora itiraz ettiği (aracın km’si ile emsal alınan araçların km’si, araç değerinin 3.6 kat artmasına rağmen 180.000-TL’den 10.000-TL düşülmesi başta olmak üzere itirazlarında haklı olabileceği değerlendirildiğinden), itirazlar doğrultusunda ek rapor alındığı, 24/02/2022 tarihli ek raporda; önceki rapordaki 10.000-TL düşülmeden aracın rayiç bedelinin 180.000-TL olduğu, netice olarak davacının dava dilekçesindeki talebi dikkate alınarak (özellikle dava dilekçesinde rayiç bedel 200.000-TL denilerek fark için 62.540-TL talep etmiş) belirlenen (180.000-TL) rayiç değer ile ödenen (137.440-TL) bedel arasındaki fark olan 42.560-TL dikkate alındığında, yine davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, belirlenen bu 42.560-TL fark bedele göre davacının 62.540-TL talebinde %68,05 oranında haklı olduğu tespit edilmiş, haklılık durumuna göre yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedildiği belirtilerek davacı tarafça yapılan yargı giderinin %68,5 oranında davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına 5.100-TL maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili, davada tamamen haklı olan müvekkil şirket yönünden sadece %68,05 oranında haklılık tespitinin hatalı olduğunu, zira; hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın müsadere tarihindeki değerinin tespitinde fahiş hata yapıldığını, aracın modeli 2008 olup 27.12.2012 tarihinde kaçakçılık nedeni ile muhafaza altına alındığını ve 5 yıl geçtikten sonra müvekkil şirkete teslim edildiğini, bilirkişinin hatalı olarak tespit ettiği 180.000- TL’yi kıstas alarak, 42.560-TL fark bedel üzerinden ve %68,05 oranında haklı olduğunu kabul ederek hüküm tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğundan kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 2-Davalı vekili; davacının aracına el koyma işlemine konu eylem ile ilgili yargılama halen İstanbul 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2014/333 E. sayısı ile devam ettiğini, ceza mahkemesi kararlarının kesin delil niteliği taşıdığı gerçeğinde, kusur tespitinin ihtisas mahkemesinde yapıldığı açık iken, yine davacının hukuka aykırı el koyma nedeniyle başvuracağı mercinin CMK.’nun 141 ve devamı maddeleri uyarınca hukuka aykırı koruma tedbiri nedeniyle Hazine Müsteşarlığı olduğunu, hukuka aykırı koruma tedbirlerini uygulayan makamın da davalı olmadığını, haksız olarak açılan davada, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasının hukuka aykırı bulunduğunu,haklılık durumu tespiti yapılarak davacının %68,05 oranında haklı olduğu tespit edilmiş ve yargılama gideri bu oran üzerinden müvekkil davalı üzerinde bırakılmış iken, vekalet ücretinin bu orana göre belirlenmemiş olması ile karşı yan (davalı yan) üzerinde ve hak ettiği vekalet ücretine karar verilmemiş olmasının hukuka aykırı bulunduğunu, mahkeme’nin esasa ilişkin kararına karşı istinaf başvuru talepleri olmadığını; haklılık durumuna göre müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: HMK 331/1 “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.”Davanın konusuz kaldığına ilişkin hüküm taraflarca istinaf edilmediğinden kesinleşmiş olup; taraf vekillerinin istinafı yargı gideri ve vekalet ücretine ilişkindir. Davacı vekili aracın güncel değerinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de, kaldırma kararından sonra alınan iki ayrı ek rapor ile değer tespitinin yapıldığı, eksik hesaplama yapıldığına yönelik istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. Dava dilekçesinde; davacı tarafından davalıdan satın aldığı otomobile el konulması neticesinde satıcının zapta karşı tekeffül hükümlerine göre davalıya ödenen satış bedeli ile el konulma tarihindeki aracın rayiç değer farkı toplamı 200.210-TL davalıdan tahsili talep edilmiş, yargılama sırasında 5607 sayılı yasa gereğince müsadere edilen araçların %25 KDV sinin ödenmesi koşulu ile araç sahiplerinin iadesine karar verilmesi nedeniyle KDV’nin ödenerek aracın iade alınması nedeniyle davanın konusuz kaldığına hükmedildiği ve kararın kesinleştiği, aracın davacının zararını teşkil eden güncel değerinin 180.000-TL olarak tespit edildiği buna göre davacının davalıya ödediği satış bedeli ile güncel değeri toplamı ile davada toplamda talep olunan 200.210 -TL ye oranlanması neticesinde davacının eldeki davada haklılık oranının 180.000:200.210 = %89 olduğu, davacının fazla talep ettiği 20.210 -TL dava değeri üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, davacının yargı giderinin %89 oranında davalıdan tahsiline karar verilmek gerekirken, davada sadece güncel değer bakımndan red edilen kısım oranlanarak yapılan hatalı hesaplamaya göre yargı gideri hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davacı ve davalı vekilinin istinaf nedeni yerinde olduğundan kararın kaldırılmasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden yeniden hüküm verilmesine, davacının haklılık durumuna göre taraflar yararına yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/37 Esas – 2022/368 Karar sayılı ve 11/05/2022 tarihli kararın HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA, yeniden hüküm verilmesine, “Davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70-TL harcın peşin alınan 3.419,09-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.338,39-TL harcın talebi halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından ödenen 80,70-TL karar ve ilam harcı, 27,70-TL başvurma harcı, 4,10-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 112,50-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 487-TL tebligat/posta gideri, 2.500-TL bilirkişi ücreti olmak üzere 2.987-TL’nin davacının haklılık durumuna göre 2.660-TL sinin davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, kalan yargı giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine takdir olunan 28.000-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı lehine takdir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Davacı ve davalı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının(Davacı 179,90-TL davalı 179,90-TL ) istek halinde kendilerine iadesine, Davalı tarafından yapılan 136-TL istinaf yargı giderinin haklılık durumuna göre hesaplanan 15-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, kalan yargı giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/04/2023