Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/390 E. 2023/417 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/390
KARAR NO: 2023/417
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/03/2022
NUMARASI: 2022/76 Esas – 2022/259 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili firma ile … arasında görülmekte olan İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/610 Esas sayılı davasında şirketin 07.07.2014 tarihinde resen terkin edildiğinin ticaret siciline tescil edildiğini, İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/610 Esas sayılı hükmünün İstanbul BAM 15.HD’nin 2021/2437 Esas – 2021/1887 Karar sayılı ilamıyla bozularak davacı … Tic. Ltd.’nin dava esnasında tasfiye edildiğinden geçerli tebligat yapılabilmesi için ihya davası ile canlandırılması gerektiğine karar verildiğini, bu doğrultuda anılan dosyada 17.01.2022 tarihli duruşmada şirketin ihyası için dava açmak üzere taraflarına süre verildiğini, tebligat yapılabilmesi için şirketin tasfiye haline dönüşmesi gerektiğini ileri sürerek İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün … sicilinde kayıtlı … Ticaret Ltd.Şti unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı şirketin, Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; “(Anonim ve) Limited şirketlerin sermayelerini asgari tutara yükseltmeleri için son tarih olan 14.02.2014 tarihine kadar sermayesini artırmayarak infisah ettiği”nin tespit edilmesinin ardından,resen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 07.07.2014 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiğini,resen terkin kapsamına alınan şirketlerin, bu durumun kendilerine tebliğinden itibaren iki ay içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldırarak buna ilişkin ispat edici belgeleri Ticaret Sicili Müdürlüğüne ibraz etmesi ya da şirketin faaliyetinin devamının mümkün olmaması halinde aynı süre içerisinde tasfiye memurunu bildirmesi, ayrıca şirketin davacı ya da davalı sıfatıyla sürmekte olan davasının bulunması halinde, müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğünce bu hususun tespit edilmesi mümkün olmadığından buna ilişkin yazılı beyanı Ticaret Sicil Müdürlüğüne vermesi gerektiğini, Geçici 7’nci Maddenin 15’nci fıkrası, “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuk menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmü bulunduğunu, Sicil Müdürlüğünün, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargı giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek müvekkili lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini, talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirketlere bu madde hükümleri uygulanmayacağının düzenlendiği, Sicil dosyasında davaya konu şirketin temsilcilerine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir mazbata/belge sunulmadığı gibi sicil dosyasında da rastlanılmadığı,ihtar koşulunun yerine getirildiğinin, davalı tarafça ispat edilemediği, usulüne uygun terkin işlemi bulunmadığından terkin edilen şirket yönünden davaya konu ihya talebinin öngörülen hak düşürücü süreye tabii olmadığı, tüzel kişiliğinin ihyası için haklı nedenle dava açıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, … sicilinde kayıtlı … Ticaret Limited Şirketi’nin ihyasına, davalı ticaret sicil müdürlüğünce TTK’nın geçici 7. maddesine göre resen terkin işlemi yapılırken, aynı maddenin 4. fıkrasında belirtildiği şekilde şirket yetkilisine usulüne uygun tebligat yapıldığı ispatlanamadığı, dolayısıyla terkin işleminin yasaya aykırı şekilde yapıldığının kabulü gerektiği, ihya davasının açılmasına davalının yasaya aykırı yaptığı resen terkin işlemi ile sebebiyet verdiğinden, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, HMK’nun 114. maddesine göre, “Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları, kanunî temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.” dava şartı olarak düzenlendiğini, davacı … Turizm ve Emlak Tic. Ltd. Şti.’nin (SN: …); mezkûr şirketin 07.07.2014 tarihinde ticaret sicilinden terkin edilmekle tüzel kişiliğini kaybettiğini, bu itibarla da aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, re’sen terkin kapsamına giren dava konusu şirkete gönderilen ihtarın 07.04.2014 tarihinde şirket yetkilisi …’a gönderilen ihtarında 31.03.2014 tarihinde adres yanlış olduğu için iade edildiğini, tebligatlara ek olarak, Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiğini, mevzuat gereğince re’sen terk kapsamına giren binlerce şirketten hangisinin derdest davası bulunduğunu, müvekkilin gerek teknik gerekse fiili olarak saptaması mümkün olmadığını, 559 sayılı KHK ile TTK na eklenen geçici 10. maddesi gözetildiğinde asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihya kararı verilebileceğini, TTK’nun 7/15. maddesi uyarınca sicilden sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşmesinden ötürü şirkete tasfiye memuru atanması gerektiğini, ek tasfiye, ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için ihyası istenen şirketin ortağı ve/veya yetkilisinin tasfiye memuru olarak atanması gerektiğini, TTK’nın 547/(2). maddesi uyarınca ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanması gerektiğini, ileri sürerek kararın kaldırılarak talepleri uyarınca karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; TTK’nun Geçici 7’nci maddesi ile Tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince res’en terkin kapsamına alınan 07.07.2014 tarihinde sicil kaydının resen terkin edilen şirketin ihyasına ilişkindir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Geçici 7’nci Maddenin 15’nci fıkrası, “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuk menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmünü haizdir. Davacı şirket ticaret sicilinden terkin edilmiş, 07.07.2014 tarihinden itibaren hukuken varlığı olmadığı halde verilen vekaletname ile açılan davada davanın kabulüne karar verilmiştir. Şirketin yanında şirket yetkilisinin vekaletnamesi mevcut ise de; HMK 124.maddesi uyarınca taraf değişikliği talebinde bulunulmamıştır. HMK’nın 114. maddesi gereğince taraf ve dava ehliyeti dava şartı niteliğinde olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmek zorundadır. Davanın aktif husumet yokluğundan reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Her ne kadar; davacı şirketin usulen talep halinde ihyası mümkün ise de bizatihi bu davanın konusunu teşkil ettiğinden davanın süre verilmeden husumet nedeniyle reddine karar verilmelidir. Kabule göre de şirkete ve yetkilisine tebligat yapılmadığı gerekçesiyle davalı yargı gideri ile sorumlu tutulmuş ise de; istinaf dilekçesinde tebliğlerin yapıldığı bildirilmekle birlikte ticaret sicil dosyası içeriğinde terkin ve tebliğ evrakları yer almamaktadır. 6102 sayılı TTK geçici 7/ madde f.4-a’da, “Kapsam dahilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirkete veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere gönderilecek ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinin otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri yerine yapılmış tebligat yerine geçer.” denilmek suretiyle, ilgiliye ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilanın, ilan tarihinin otuzuncu günü itibariyle tebliğ yerine geçeceği düzenlendiğinden ihtarın ulaşmaması sonuca etkili olmayacaktır. Buna göre tebliğler ve ilanların usulen tamamlanması söz konusu ise davalının terkin işleminde kusuru olmadığının kabulü gerektiğinden ticaret sicili yargı gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olmayacağının gözetilmemesi ve tebliğ ve ilan evrakları getirtilerek incelenmeden tebliğ evrakı mevcut olmadığının kabulü yerinde değildir.Öte yandan şirketin 6103 sayılı TTK’nun Yürürlüğü..Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; “(Anonim ve) Limited şirketlerin sermayelerini asgari tutara yükseltmeleri için son tarih olan 14.02.2014 tarihine kadar sermayesini artırmayarak infisah etmiş olduğu” belirtildiğinden şirket münfesih ise tasfiye memuru atanması gerektiğinin de düşünülmemesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olduğundan istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2022 Tarih 2022/76 Esas 2022/259 Karar sayılı kararın gerekçesi nedeniyle HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Aktif husumet yokluğundan davanın reddine” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile eksik olan 99,20-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, Davacı tarafından yapılan yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,” Davalı tarafça yatırılan 179,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davalı tarafından yapılan 91-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/03/2023