Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/373 E. 2023/257 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/373
KARAR NO: 2023/257
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2022
NUMARASI: 2022/612 Esas – 2022/978 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı Tasfiye Memuru … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkil banka ile … San Ve Tic.AŞ arasında 14.05.2014 tarihinde 500.000-TL bedelli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini,20.05.2015 tarihinde İst.Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında asıl borçlu şirket ve kefiller aleyhine ilamsız icra takibine geçildiğini, takibin kesinleştiğini,şirket hakkında İst. Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/290 E. Sayılı dosyası ile tasarrufun iptali davası açıldığını, yargılama neticesinde, … mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmazda yer alan 4 nolu bağımsız bölüm yönünden müvekkili bankaya cebri icra yetkisi verildiğini, ilgili taşınmazın kıymet takdiri ve satış işlemleri için dosya tefrik edilerek İst. … İcra Müdürlüğü’nün … esasına kaydedildiğini,kıymet takdirinin tebliği aşamasında borçlu şirketin ticaret sicilinden terkin ile tüzel kişiliğinin sona erdiğinin anlaşıldığını, icra takibi devam ederken, tasfiyenin sona erdirilip şirketin ticaret sicil kaydının terkini ile tüzel kişiliğinin sona erdirilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, açıklanan nedenlerle … Anonim Şirketi aleyhine ikame olunan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas dosyasından tefrik edilerek satış işlemleri için … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı esasına kaydolan dosyanın devamı için şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü davaya cevap sunmamıştır. 2-Davalı Tasfiye Memuru …; şirketin tasfiye işlemlerinin 12/08/2015 tarihinde ticaret siciline tescil edildiğini, yasal 1 yıllık süre geçtikten sonra şirketin kaydının 19/09/2016 tarihinde silindiğini,ilanların yapıldığını, ancak davacının başvuru yapmadığını, alacaklıların yapılan ilanlara rağmen alacaklarını yazdırmamaları alacağın düşmesini gerektirdiğini,davanın yasal 5 yıllık sürede açılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, şirketin tasfiyesinin 07/10/2016 tarihinde sona erdiğinin tescil edildiği, İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası ve … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyalarının incelendiği, her iki takibin borçlusunun …A.Ş. olduğu, her iki takibin derdest olduğu, davacının dava açmakta hukuki yararının olduğu gerekçesiyle İstanbul Ticaret Sicilinin … sicil numarası ile kayıtlı Tasfiye Halinde … San. Ve Tic. A.Ş.’nin İst. Anadolu … İcra Dairesinin …, İst.Anadolu Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyalarındaki işlemler ile sınırlı olarak ihyasına, davalı tasfiye Memuru …’un görevine devam etmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Tasfiye Memuru … vekili,hukuki yararın mevcut bulunmasının dava şartı olduğunu, tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı bulunan kişilerin yapılan ilanlara rağmen alacaklarını yazdırmamalarının alacağın düşmesini gerektirdiğini,ihya davaları 5 yıllık zamanşımı süresine tabi bulunduğundan süresinde açılmayan davanın redi gerektiğini,itirazları dikkate alınmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; tasfiyesi tamamlanarak sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı” düzenlenmiştir. Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin tasfiyesinin sona erdiği 07.10.2016 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği, şirketin borçlusu olduğu icra takiplerinin derdest olduğu takibin sonlandırılabilmesi için davacının ihya talebinde hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekili terkinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde davanın açılmadığını ileri sürmüş ise de; TTK nun 547.maddesinde zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmediği, tasfiyenin tamamlanması nedeniyle sicil kaydının terkin edildiği, bu nedenle TTK nun geçici 7. maddesindeki hak düşürücü sürenin uygulanması sözkonusu olmadığından davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 547. maddesi gereğince ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu,TTK 541(3)maddesi hükmüne göre ilan üzerine alacaklının başvurusu olmaması nedeniyle alacağın düşmesinin sözkonusu olmadığı,şirket tüzel kişiliğinin icra takipleri ile ilgili işlemlerle sınırlı olarak ihyasına ve tasfiye memuru …’un görevine devam etmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı Tasfiye Memuru … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan 111-TL istinaf yargı giderinin davalı tasfiye memurundan alınarak davacıya verilmesine, davalı tasfiye memuru tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/02/2023