Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/290 E. 2023/218 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/290
KARAR NO: 2023/218
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2022
NUMARASI: 2021/306 Esas – 2022/724 Karar
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/02/2023
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacının,abonelere elektrik satışı yaptığını ve fatura bedellerini tahsil ettiğini,fatura bedelleri içinde kayıp kaçak bedelinin de bulunduğunu, tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin dağıtım şirketine gönderildiğini, davacının bu bedelleri Davalıya eksiksiz ödediğini, nihai tüketiciler tarafından davacı aleyhine kayıp kaçak bedellerinin iadesine yönelik davalar açıldığını ve davacı şirketin tek başına davalı olarak gösterildiğini, açılan davaların hepsinde “karar verilmesine yer olmadığı” şeklinde hükümler verildiğini, karşı vekalet ücreti yönünden davacı şirketin sorumlu tutulduğunu,icra takiplerinin bazılarında davacının tek başına, bazılarında ise müteselsil sorumlu tutulduğunu, haciz baskısından kurtulmak için davacının yedi ayrı icra takibine ilişkin borçları ödediğini, bu bedellerin tahsilinin Kartal … Noterliği’nin 25.10.2018 tarihli … yev.nolu ihtar ile davalıdan istendiğini ancak, ödeme yapılmadığını,ödenen 16.561,87-TL’nin yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davalının, İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası dışındaki diğer takiplerde taraf gösterilmediğini, diğer altı adet icra takibi ödemelerinin davalı ile ilgisinin bulunmadığını, Yargıtay kararları doğrultusunda 17.06.2016 tarihli 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda yapılan değişiklik ile kayıp kaçak bedellerinin artık tüketicilerden alınamayacağını, kanun değişikliği ile kayıp kaçak bedellerinin istirdatına yönelik açılmış davaların konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve fakat davanın açıldığı sırada davacının haklı olduğu yaklaşımı ile davacı lehine maktu vekalet ücreti ile yargı giderine hükmolunduğunu, Yargıtay uygulamasında kayıp kaçak bedeli olarak adlandırılan fatura bileşenlerinden perakende, toptan satış ve dağıtım şirketlerinin müteselsilen sorumlu olduğunu, davacının borçtan müteselsilen sorumlu olduğunu, İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosya bakımından ödenen vekalet ücretinin tamamından davalının sorumlu olmayacağını, faiz talebinin de yerinde olmadığını, anılan dosyada davalı tarafından da ödeme yapıldığını ve fakat davacının daha önce ödeme yapmasından dolayı davalıya ödemenin iade edildiğini, davalının bu noktada temerrüde düşmediğini, kayıp kaçak bedellerinin ilgili kurumlara aktarıldığını beyan etmiş ve davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, İst.Anadolu … İcra Dairesinin … esas dosyasında davacı tarafça borcun yarısı olan 833-TL, İst. Anadolu … İcra Dairesinin … esas dosyasında 2.722,70-TL, İst.Anadolu … İcra Dairesinin … esas dosyasında 2.637,10-TL, İst.Anadolu … İcra Dairesinin … esas dosyasında 1.739,03-TL’nin (dava dilekçesinde talep olunan miktar 1.479,62-TL), İst. Anadolu … İcra Dairesinin … esas dosyasında 2.821,77-TL, İst.Anadolu … İcra Dairesinin … Esas dosyasında 2.826,05- TL, Bakırköy …İcra Dairesinin … esas dosyasında 3.202,91-TL’nin ödendiği, ödeme toplamı 16.561,87-TL’nin ödenmesinin davalıya ihtar edildiği,davacının davalı ile aralarında müteselsil sorumluluk bulunması nedeniyle davalıdan talepte bulunduğu,davacının pazarlayıcı, davalının tedarikçi olduğu ve aralarında kanun gereği müteselsil sorumluluğun bulunduğu, (Yargıtay 3. H.D.’nin 2014/18311 esas sayılı kararında da taraflar arasında müteselsil sorumluk bulunduğuna işaret edilmiştir), TBK 62. Maddesi kapsamında müteselsil sorumlular arasında iç ilişki kuralına bakıldığında, davanın tarafları arasında bahse konu kayıp kaçak bedelini tahsilde kusur durumunun net tespitinin yapılmasına delil durumu itibariyle olanak bulunmadığı ancak yarı oranında sorumlu oldukları gerekçesiyle, davacının fazla ödediği toplam 8.678,06-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, eldeki dava ile istirdadı talep edilen mezkur vekalet ücretlerinin doğduğu dava dosyalarında müvekkili şirketin taraf olmadığını, Yargıtay uygulamasında kayıp kaçak bedeli olarak adlandırılan fatura bileşenlerinden “perakende, toptan satış şirketi ile dağıtım şirketlerinin” müteselsilen sorumlu olduğu belirtildiğini, ilk derece mahkemesi tarafından müteselsil sorumluluk oranının %50 olarak belirlenmesi gerekirken %52 olarak belirlendiğini, bu durumun hatalı olduğunu, bu nedenlerle öncelikle müvekkilinden istirdat talep edilemeyeceğinden mahkemece pasif husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, müteselsil sorumluluk esasına göre davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini; aksi kabul halinde, müteselsil sorumluluk oranının %50 olarak düzeltilerek karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar hakkında nihai tüketiciler tarafından açılan kayıp- kaçak bedellerinin iadesine ilişkin istirdat davalarında; karşı vekalet ücreti yönünden müteselsilen sorumlu tutulan taraflardan sadece davacı şirketin yaptığı ödemelerin davalı şirketten rücuen tahsili istemine ilişkindir. Yargıtay kararları doğrultusunda 17.06.2016 tarihli 6719 sayılı kanun ve 6446 sayılı kanunda yapılan değişiklik ile kayıp kaçak bedellerinin artık tüketicilerden alınamayacağı, kanun değişikliği ile kayıp kaçak bedellerinin istirdadına yönelik açılmış davaların konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ancak davanın açıldığı sırada davacının haklı olduğundan tüketiciler lehine maktu vekalet ücreti ile yargı giderine hükmolunduğu, kararların icrası için açılan yedi farklı icra dosyası kapsamında davacı tarafından ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının pazarlayıcı, davalının ise tedarikçi konumunda bulunduğu ve aralarında kanun gereği kaçak kayıp bedellerinin iadesinden dağıtım ve tedarikçi şirketlerin müteselsil sorumlu olduğu yerleşik yargı kararlarında kabul edilmiştir. Davalı vekili de; davanın tarafları arasında müteselsil sorumluluk olduğunu beyan etmektedir. O halde; bu sorumluluğu gereği sadece davacıya yöneltilen davalarda, davacının yapmak zorunda kaldığı bütün ödemeleri davalıya rücu hakkı vardır. 6098 sayılı TBK 62. maddesi gereğince müteselsil sorumluların her birinin alacaklıya yaptığı ödemelerden birbirlerine karşı eşit paylarla sorumlu oldukları dikkate alındığında davalı vekilinin dava dışı tüketiciler lehine hükmedilen yargı giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğine yönelik istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. Somut olayda; İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esaslı dosyasında borç tutarı 1.665,93-TL olduğu ve davacı borcun kendi payına düşen yarısı olan 833-TL’yi ödediği halde rücu hesabına dahil edilmesi doğru olmamıştır. Davacı, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında 2.722,70-TL ödedği halde dava dilekçesinde 2.761,42-TL talep etmiştir. Ödediği miktardan daha fazla talebi bakımından talebin reddi gerekmektedir. Yine Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında 1.739,03-TL ödemenin de 1.479,62-TL olarak talep edildiği anlaşılmakla bu miktarın taleple bağlı kalınarak hesaba dahil edilmesi gerekir. Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında 3.202,91-TL, İst. Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında 2.637,10-TL, İst. Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında 2.821,77-TL, İst. Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında 2.826,05-TL, olmak üzere toplamda 16.523,15-TL (bir kalemde taleple bağlı kalınarak, bir kalemde fazla istemin dikkate alınmaması gerekmektedir.) ödeme yapılmıştır. Davacı tarafından ödenen 833-TL’nin davacının sorumluluğundaki miktar olduğundan bu miktarı talep edemeyeceği dikkate alınarak ödenen bedelden indirildiğinde paylaşıma esas miktar 15.690,14-TL olduğu halde, davacı tarafından talep edilen 16.561,87-TL’nin yarısı 8.280,93-TL ettiği halde ne şekilde hasaplandığı belirlenemeyen 8.678,06-TL’ye hükmedilmesi yerinde bulunmamıştır. İlk derece mahkemesince, tarafların müteselsil sorumlu olduğu toplam 15.690,15‬-TL’nin yarısı olan 7.845,07-TL için davanın kısmen kabulüne karar verilmek gerekirken; 8.678,06-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi hatalı olmuş ise de, yapılan hata eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmesine, davanın kısmen kabulüne, davacının fazla ödediği toplam 7.845,07-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2022 Tarih 2021/306 Esas – 2022/724 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne, 7.845,07-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak; “Alınması gereken 535,89-TL karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 282,84-TL harcın mahsubu ile bakiye 253,05-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan toplam 342,14-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 2.500-TL bilirkişi ücreti, 26,50-TL tebliğ masrafı olmak üzere toplam 2.526,50-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 1.263,25‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine takdir olunan 7.845,07-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı lehine takdir olunan 8.716,8‬0-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatırılan tarafa iadesine,” Davalı tarafça yatırılan 148,20-TL peşin istinaf karar harcının kendisine iadesine, Davacı tarafça yapılan 18-TL istinaf yargı giderinin kabulü oranında hesaplanan 9-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 91-TL posta masrafının davanın reddi oranında hesaplanan 45,50-TL davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/02/2023