Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/256 E. 2023/413 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/256
KARAR NO : 2023/413
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/03/2023
İhtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP : İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, müvekkilinin cerrahi aletler üreticisi ve satıcısı ile bakım işlemleri yürüten yerli üretim yapan bir firma olduğunu, borçlunun … Hastanesi unvanıyla Süleymanpaşa/Tekirdağ adresinde özel hastane olarak sağlık sektöründe faaliyet gösterdiğini, borçlu ile yürütülen ticaret kapsamında müvekkili carisinde kayıtlı 30.05.2022 tarihi itibarıyla 29.528,24-TL borç yönünden cari mutabakat mevcut olduğunu, bu tarihten sonra da borçlu ile mal alışverişine devam edildiğini, 02.06.2022, 27.07.2022, 28.07.2022, 11.10.2022, 20.10.2022, 31.10.2022 tarihlerinde de bazı fatura muhteviyatı mal satışları gerçekleştiğini, cari mutabakat sonrası fatura tarihleri ile uyumlu göndericisi … Cerrahi, Alıcısı Simetri Sağlık olan gönderilerle aynı tarihli faturalar aynı gönderilerle gönderilerek borçluya teslim edildiğini, borçlunun bir süredir ödemelerini yapmadığını, firmadan kimseye ulaşılamadığını, borçlunun ticari faaliyetine son vermeye yönelik adımlar attığının öğrenildiğini, gerek borçlu ile yapılan yazışma ve mailler, gerekse cari hesap bakiyesinin 30.05.2022 tarihine şamil cari mutabakat, bu mutabakat sonrası kesilen e fatura görselleri, mali müşavirce e faturaların kabul edildiğine dair yazısı, fatura tarihleriyle uyumlu kargo gönderi dökümü dikkate alındığında ve cari hareketlerin son kapanışının borçluca kısmi iadeye yönelik olduğunun göstergesi olduğunu, alacağın rehin ya da başkaca şekilde teminat altına da alınmadığından fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 216.619,14-TL yönünden menkul ve gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
D.İŞ KARAR :Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen faturalara dayalı cari hesap şeklinde işleyen ticari ilişkide, tek taraflı düzenlenen e -fatura ve mail yoluyla bildirilen mutabakat üzere tarafların karşılıklı hak ve yükümlülükleri tespit edilemeyeceği gibi mutabakat mailini atan kişinin dosyaya sunulan ve aleyhine tedbir istenen şirketin TTSG suretinde adı geçen yetkililerden olmadığı, ayrıca mutabakat metninin aslının sunulmadığı, talep eden vekilince mutabakatın mail yoluyla gönderildiğinin ve aslının bulunmadığının bildirildiği, bu kapsamda hem evrak aslı sunulmadığı gibi mutabık olunduğunu bildiren kişinin mevcut delillere göre şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi olup olmadığının değerlendirilemediği, salt fatura düzenlenmesinin tek başına alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı, dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, ihtiyati haciz koşullarından muaccel bir borcun varlığı hususu henüz sabit olmadığından, ihtiyati haciz talebine konu alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, davalı yanca devam eden ticari safahatın çeşitli mail yazışmaları ile doğrulandığını, 2022 yılı başı cari hesabı doğrular cari mutabakat, 2022 Mayıs ayını doğrular cari mutabakat yazışmaları, TTK 94 uyarınca cari mutabakat yazışmalarına; “…(2) Hesap devresi hakkında sözleşme veya ticari teamül yoksa, her takvim yılının son günü taraflarca hesabın kapatılması günü olarak kabul edilmiş sayılacağını ,saptanan artan tutarı gösteren cetveli alan taraf, aldığı tarihten itibaren bir ay içinde, noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza içeren bir yazıyla itirazda bulunmamışsa, bakiyeyi kabul etmiş sayılır…” düzenlemesi çerçevesinde mail yazışmaları eki cari hesapların yetkilisince onaylanmasını kanunun aramadığını, itiraz etmemenin yeterli olduğunu, bu tarihten sonraki cari görünümün ise, e fatura mükellefinin TTK uyarınca 8 günlük süre içerisinde faturaya itiraz yahut iptal talebi bulunmadığını dair mali müşavirlikçe onaylı yazı ve bu kapsamda fatura tarihleri ile uyumlu gönderi PTT dökümü dikkate alındığında ihtiyati haciz başvurucusuna başkaca bir külfet yüklemek ve yaklaşık ispat kıstasını genişletmek ihtiyati haczin ruhuna, geçici hukuki koruma statüsüne aykırı olduğunu, talebin kabulü gerekirken reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispatı değildir. Diğer hukukî himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2. maddesinde yer alan “Hukuk Devleti” ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukukî himaye sağlamaktır. İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukukî himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu ve Medeni Kanunun 2. maddesindeki sınırlamaların aşılıp aşılmadığı İİK’nın 264’üncü maddesi çerçevesinde yapılacak incelemede ya da somut olayda olduğu üzere itirazın iptali davasında veya menfi tespit veya istirdat davası sırasında değerlendirilerek sonuçlandırılacaktır. İhtiyati haciz istemine dayanak belgelerin incelenmesinde, alacaklı tarafça borçlu adına düzenlenen e-faturalar ile mutabakat mailleri ibraz edilmiştir. 2022 yılı itibariyle mutabakat mailleri sunulmuş en son mutabakatın 13.06.2022 tarihli olduğu ve mutabakatta yazılı borç tutarının 29.528,24-TL olduğu anlaşılmaktadır. Mutabakat tarihi sonrasında bir kısım faturalar ibraz edilmiş ise de karşı yanın faturalardan sorumluluğu yapılacak yargılama neticesi belirlenecek olup, faturaların mutabakata dahil olmadığı, faturalara sistem dışında da itiraz mümkün olduğundan fazla miktar alacak için kanaat verici delilin sunulmadığının kabulü gerekir.Açıklanan nedenlerle, alacaklı tarafça dosyaya sunulan deliller 29.528,24-TL alacağın varlığını yaklaşık ispat ölçüsüyle ispatladığı halde, mahkemece talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin tümünün reddine karar verilmesi hatalı değerlendirmeye dayalıdır. İstinaf sebebi yerinde görülen alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle kararın kaldırılmasına, 29.528,21-TL alacak üzerinden %15 tutarında teminat alınarak ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/12/2022 Tarih 2022/417 D.İş – 2022/395 Karar sayılı kararının HMK’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;
“İhtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne; 29.528,21-TL alacak yönünden alacağın %15’ine tekabül eden 4.429,23-TL teminat (nakit veya kesin-süresiz teminat mektubu) karşılığında İİK.’nin 257/1 maddesi gereğince borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanununun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE,
İİK’nın 261. maddesi uyarınca on gün içinde infaz edilmemesi halinde ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkmış sayılmasına,”
İlk derece mahkemesine ilişkin olarak;
“Alınması gereken 296,40-TL karar harcından alacaklı tarafından peşin yatırılan 133-TL harcın mahsubu ile bakiye 163,40-TL’nin borçludan alınarak hazineye gelir kaydına,
Alacaklı tarafından yatırılan 213,7‬0-TL peşin harç ile 121-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 334,70-TL yargı giderinin karşı yan borçludan alınarak ihtiyati haciz isteyen alacaklıya ödenmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.400-TL vekalet ücretinin borçludan alınarak alacaklıya ödenmesine,
Teminatın tamamlanması, tamamlandığında kararın icra dairesine gönderilmesine dair işlemlerin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine”
İhtiyati haciz talep eden alacaklı tarafça yatırılan 80,70-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/03/2023