Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/2336 E. 2023/1935 K. 13.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO 2023/2336
KARAR NO: 2023/1935
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/424 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/12/2023
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA VE TALEP: Davacılar vekili tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesi ile; …’in sermayesinin gerçekte %52,68’lik kısmı …’ya; %36,87’lik kısmı ise …’ya ait olduğunu, bu payların bir inanç ilişkisi uyarınca emaneten … AŞ’ye devredildiğini, davalı … TV’nin elinde bulunan … AŞ paylarının toplam %89.55’inin hisseleri oranında …’ya ve …’ya ait olduğunu, …’nin de tamamı …’ya ait olup ve bu şirketin emaneten davalı … üzerine yapıldığını,halka arz saikiyle, … AŞ’nin hisselerinin … AŞ’ye devredildiğini,halka arz için bu şirketlerin kendisi üzerinde gözükmesi gerektiğine inandırarak hisseleri devraldığını, halka arzı gerçekleştiremediği gibi emaneten elinde tuttuğu hisseleri de davacılara iade etmediğini; davalı …’un … hisselerini ,… TV’nin ise … hisselerini üçüncü kişilere devretmesinin ve bu hisseler üzerinde herhangi bir ayni takyidat kurmalarının HMK.m. 389 uyarınca yasaklanmasını talep etmiştir.
ARA KARARI: Mahkemece;davacıların taraflar arasındaki inançlı işleme dayanması, yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle inançlı işleme ilişkin delil vs sağlayacak yaklaşık ispat koşullarının sağlanmadığı, daha önce aynı hususta verilen tedbir talebinin reddine yönelik karara karşı istinaf yasa yoluna gidilmediği ve dosyanın bulunduğu aşama itibariyle de değişen delil durumu bulunmadığı anlaşıldığından HMK 390/3 maddesi gereğince yaklaşık ispat şartı gerçekleşmediğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili; müvekkillerinin hissedarı oldukları davalı … şirketini 2014 yılında halka arz etmek istediklerini, ekonomik şartlardan dolayı vazgeçtiklerini, bilahare davacı …’nın ağabeyi davalı …’la konuyu paylaştıklarını, davalı …’in öncelikle yeni bir şirket kurulmasını ve kurulacak şirketin … adına kurulmasının süreci kolaylaştıracağını önerdiğini, şirket sermayesinin tamamı … tarafından karşılanarak, 06.11.2018 tarihinde davalı … TV Şirketini … adına kurduklarını, müvekkilleri tarafından sermaye artırımları yapıldığını, davacıların ağabeylerine güvenerek inanarak ve şirketleri geri iade alma inancı ile … Şirketinin küçük ortağının şirketteki hisselerinin bedelini de ödeyerek ( … Şirketinin %10,45 … ait olduğunu)… TV’ye devrettiğini,Banka hareketleri ve Whatsapp yazışmaları incelendiğinde; müvekkilleri tarafından karşılanarak sermaye artışının yapıldığını,banka hesap hareketleri 26.07.2023 tarihli, WhatsApp yazışmaları 29.09.2023 tarihli dilekçe ekinde sunulduğunu, davalı …’in önce iade için hazırlıklara başladığını,…’un kredi sözleşmelerindeki kefaleti sonlandırıldığını, sonra vazgeçtiğini ,dava sürecinde şirket hisselerinin bir üçüncü kişiye devredilmesi telafisi imkânsız zararların doğmasına sebebiyet vereceğini yaklaşık ispat gerçekleştiğinden, 02.10.2023 tarihli ara kararınn kaldırılmasını ,ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; inançlı işlem ile emaneten davalı … adına kurulduğu ileri sürülen … AŞ hisselerinin davacı …’ya, yine … TV’ye hisseleri devir edilen … şirketinin bir kısım hisselerinin davacılara ait olduğu ileri sürülerek anılan payların davacılar adına hükmen tescili istemli davada ihtiyati tedbir talebine ilişkindir.HMK’nın 389.maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf,…. davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda davacıların inançlı işlem iddialarının ispatı bakımından; yeni kurulan şirketin sermayelerinin davacılar tarafından ödendiğinin banka hesap hareketlerinden anlaşıldığı, sermaye artırım bedellerinin kendileri tarafından karşılandığı, davalı … tarafından verilen banka kefaletlerinin sonlandırılarak şirketin gerçek sahiplerinin kefaletleri verildiği, şirket işlerinin müvekkilleri tarafından yürütüldüğü, davalının şirket çalışanlarını hiç tanımadığı hususları hakkında belgeler sunulduğunu, devir işlemi yapıldıktan sonda müvekkillerden …’un şirkette YK üyesi olarak çalışmaya devam ettiğini ileri sürerek buna dair delillerin incelendiğinde yaklaşık ispatın sağlandığının ileri sürülmüştür.Ne var ki tüm bu hususların değerlendirilmesi bir yargılama sürecini ,tahkikatı gerektirmektedir. Şirket hisselerinin gerçekte davacılara ait olduğu hususunda duraksamadan delil değerlendirilmesi yapılamamaktadır. Davanın bulunduğu aşama itibariyle davacıların iddiaları ve delillerin ve bu delillere karşılık davalıların savunma ve delillerinin de incelenmesini gerektirmektedir.Açıklanan nedenlerle; davanın bulunduğu aşama itibariyle inançlı işlemin varlığının yaklaşık ispat düzeyinde kabulü mümkün olmadığından davacılar/ihtiyati tedbir isteyenler vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar/ihtiyati tedbir isteyenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/12/2023