Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/2321 E. 2023/2012 K. 25.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2321
KARAR NO: 2023/2012
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/248 Esas
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/12/2023
İhtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin 07/11/2023 tarihli ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili 29/09/2023 tarihli dilekçesinde; davalı şirketin adına kayıtlı taşınmazlar, makineler ve araçlar üzerine ihtiyati haciz konulmasına ilişkin taleplerinin daha önce mahkemece reddedildiği, iş bu red kararına yaptıkları istinaf başvurularının da reddine karar verildiğini, dava dilekçesinde de belirttikleri üzere, davalı şirketin (Poliklinik) mevcudundaki makine ve araçların elden çıkartılması halinde çıkma bedelinin tahsil imkanı olmadığını, TTK ‘nın 638/2 maddesi; “..(2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” gereğince davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla gerekli tedbirlerin alınmasını ve gerektiğinde şirketin mal varlığının satışının engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI: Mahkemece 12/10/2023 tarihli duruşma ara kararı ve 20/10/2023 tarihli gerekçeli ara karar ile; davacının çıkma payının korunması için TTK’nin 638/2 ve HMK’nın 389. maddesi gereği, UYAP entegrasyon sisteminden şirket adına kayıtlı gayrimenkul ve araç sorgulamasının yapılmasına, tespit edilen gayrimenkullerin ve taşıtların üzerine tedbir konulması talebinin kabulü ile; takdiren her bir gayrimenkul için ortalama 400.000-TL, her bir araç için ortalama 300.000-TL teminat miktarı mahkeme veznesine yatırıldıktan sonra araçlar üzerine ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir şerhinin mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından işlenmesine, gayrimenkuller için ihtiyati tedbir şerhinin konulması için ilgili Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, TTK’nın 638/2. Maddesi gereğince dava süresince davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarının tümünün dondurulmasına, sermaye koyma borcunun dondurulmasına, davalı şirket yöneticilerinin davacının hak ve menfaatini etkileyecek şekilde borçlandırıcı işlem yapmaması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve bu hususta davalı şirkete ve Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili, davacının müvekkili şirketi zarara uğrattığını, tedbir talebinin hukuka aykırı olduğunu, %10 hisse sahibinin haksız taleplerinin reddi gerektiğini, müvekkili şirket %90 hissesinin …’a ait olduğunu, müvekkili şirket malvarlığına tedbir konulmasını gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını, tedbir kararının reddi yönünde istinaf kararı olmasına rağmen verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yargılama yapılmadan soyut iddialar üzerinden aktif çalışmaya devam eden müvekkili şirkete, şirket aracına ihtiyati tedbir konulmasının hiçbir hukuki menfaat sağlamayacağını, ileri sürerek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını aksi takdirde, 300.000-TL teminatın çok düşük olup tedbirin devamı halinde teminatın arttırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI: Mahkemece, davacının çıkma payının güvenceye alınması için tedbir kararı verilmemesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle gelebileceği, bu sebeple şirketin araç ve taşınmazları üzerine teminat ile tedbir kararı verilmesinde hukuka aykırı bir durum bulunmadığı, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği gerekçesiyle ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili, aktif çalışmaya devam eden müvekkili şirkete, şirket aracına ihtiyati tedbir konulmasının hiçbir hukuki menfaat sağlamayacağını, davacının şirketteki %10 payına karşılık hisse tutarı, ilk derece mahkemesi tarafından bilirkişi incelemesi neticesinde anlaşılacağını, bu itibarla, davalı şirket faaliyeti gereğince halen aktif faal olarak hasta baktığını, davalı şirketin ticari hayatına devam edebilmesi için, hastaların tedavisine devam edilmesi, …’ın iş gücüne ve mesaisine dayalı hasta hizmet ilişkisinin devamının gerekli olduğunu, davalı şirketin aracına tedbir konulmasının, şirkete yapılacak yatırımların engellenmesinin şirkete zarar vereceğini, şirkette çalışan diğer diş hekimlerinin kuruma olan güveninin sarsılacağını, davalı şirkete dahada zarar verebileceğini, bu nedenlerle mahkemece verilen 07/11/2023 tarihli kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, limited şirket ortaklığından çıkma davasında davacı ortağın ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince şirket malvarlığına ihtiyati haciz konulması isteminin reddi üzerine, davacı tarafça 29.09.2023 tarihli dilekçe ile davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla gerekli tedbirlerin alınmasını ve gerektiğinde şirketin mal varlığının satışının engellenmesi yönünde tedbir kararı verilmesi talebi üzerine itiraza konu ihtiyati tedbire ilişkin ( 12/10/2023 tarihli duruşma ve 20/10/2023 tarihli gerekçeli ara karar )ara kararı verilmiştir. Mahkemece 12.10.2023 tarihli ön inceleme duruşmasında taraf vekilleri hazır olduğu halde 4 numaralı ara kararı ile, Uyap entegrasyon sisteminden şirket adına kayıtlı gayrimenkul ve araç sorgulamasının yapılmasına, tespit edilen gayrimenkullerin ve taşıtların üzerine tedbir konulması talebinin kabulü ile takdiren her bir gayrimenkul için ortalama 400.000-TL, her bir araç için ortalama 300.000-TL teminat miktarı mahkeme veznesine yatırıldıktan sonra araçlar üzerine ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir şerhinin mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından işlenmesine, gayrimenkuller için ihtiyati tedbir şerhinin konulması için ilgili Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, 5 numaralı ara kararı ile, TTK’nin 638/2. md. gereğince dava süresince davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarının tümünün dondurulmasına, sermaye koyma borcunun dondurulmasına, davalı şirket yöneticilerinin davacının hak ve menfaatini etkileyecek şekilde borçlandırıcı işlem yapmaması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve bu hususta davalı şirkete ve Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verilmiştir. Duruşmada verilen ara kararın tefhiminden sonra 20.10.2023 tarihli gerekçeli ara karar yazılarak, taraf vekillerine 28.10.2023 tarihinde tebliğ edilmiş, ihtiyati tedbir ara kararında itiraz yolu açık olduğu bildirilmiştir. Oysa ki HMK’nin 394(1) maddesi uyarınca tarafların yokluğunda verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz mümkündür. Taraflar dinlenmek suretiyle verilen ihtiyati tedbir kararının ise istinaf yolu açık olarak verilmesi gerekir. İtiraz üzerine yine taraflar duruşmaya çağrılarak 07.11.2023 tarihli duruşmalı yapılan inceleme neticesinde itirazın reddine karar verilmiş, itirazın reddine ilişkin gerekçeli ara karar 10.11.2023 tarihinde yazılarak, 15.11.2023 tarihinde davalı itiraz eden vekili tarafından ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara karar istinaf edilmiştir. Tüm anlatılanlardan başkaca ihtiyati tedbirin verildiği 12.10.2023 tarihli duruşmadan sonra davacı ihtiyati tedbir kararı talep eden vekili tarafından teminat yatırılmamış, ihtiyati tedbirin uygulanması ilk derece mahkemesinden talep edilmemiştir. HMK 393 (1) maddesi; “İhtiyati tedbir kararının uygulanması, bu kararın, tedbir isteyen tarafa tefhim veya tebliğinden itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır. Aksi hâlde, kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi,ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalkar.” şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda;yasal sürede davacı vekili tarafından başvuru yapılarak ihtiyati tedbir kararının uygulanması talep edilmediğinden 12.10.2023 tarihli ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalkmıştır. Öte yandan verilen ihtiyati tedbir kararının istinafı kabil iken itiraz yolunun açık olduğunun bildirilmesi nedeniyle kanun yolunun hatalı gösterilmesi nedeniyle istinaf başvurusunun mümkün olduğu ve süresinde yapıldığının kabulü gerekmiştir. İhtiyati tedbire itirazın ihtiyati tedbir kararının süresinde uygulanmadığı gözetilerek bu durumun tespitiyle,ihtiyati tedbire itirazın konusu kalmadığından bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken hukuken ayakta bir ihtiyati tedbir kararı varmış gibi itirazın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, itirazın reddine ilişkin 07/11/2023 tarihli ara kararın kaldırılmasına, ihtiyati tedbir kendiliğinden kalktığından itiraz hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/248 Esas sayılı 07/11/2023 tarihli ara kararının HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; 12/10/2023 tarihli duruşma ara kararı ve 20/10/2023 tarihli gerekçeli ara karar ile verilen ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalktığından itiraz hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, Yatırılan 269,85-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/12/2023