Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/2320 E. 2023/1887 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2320
KARAR NO: 2023/1887
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/11/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/580 Esas
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin 03/11/2023 tarihli ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, davalı şirket ile dava dışı … A.Ş. arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’nde kefaleti bulunan davacı müvekkilin kefaletine istinaden İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasıyla davacı müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, işbu icra takibi neticesinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile davacı müvekkilin sahip olduğu taşınmazın icra marifetiyle satıldığını, İstanbul Anadolu 20. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/748 esas sayılı dosyasında açılan ihalenin feshi davası neticesinde müvekkil aleyhine hükmolunan para cezasının (157.100-TL) ve taşınmazın icra marifetiyle değerinin misliyle altında bir meblağa satılmasından dolayı müvekkilin uğradığı zararın tespit edilerek işbu zarara istinaden şimdilik kısmi 10.000-TL bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi istemli davada : 02.11.2023 tarihli dilekçe ile; müvekkilinin kefil sıfatıyla uğradığı zararın davalı şirket tarafından karşılanmadığını, ev fiyatlarının hızla artmasıyla müvekkilinin uğradığı zararın günden güne arttığını,davalı şirket hakkında aktif şekilde 12 farklı bankaya kredi borçlarının karşılıksız çekleri bulunduğunu ve daha öncesinde davalı şirketin konkordato için başvuru yapması nedeniyle müvekkilinin hak ve alacaklarına zeval gelmemesi, mal kaçırma kastı ile hareket etmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir talebinde bulunduklarını belirterek davalı şirketin bir kısım taşınır ve taşınmaz malları ile banka hesapları için teminatlı,veya teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI: Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, istemde HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediğinden davacı vekilinin, davalı şirketin taşınır, taşınmaz malları ile banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin isteminin bu aşamada reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, müvekkili tarafından davalı şirket lehine verilen kefalete istinaden dava dışı … A.Ş. lehine 21.09.2015 keşide tarihli, 25.04.2018 vade tarihli 27.500.000-TL bedelli bono keşide edildiğini, kefaleti nedeniyle müvekkilden tazmin edildiği apaçık olan borca ilişkin olarak, ispat edilemediği iddiasıyla ihtiyati tedbir kararı verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin, davacı müvekkilden mal kaçırması yalnızca hayatın olağan akışına uygun değil, aynı zamanda beklenen bir hareket olduğunu, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına, tedbir talebinin kabulü ile davalı şirketin tüm taşınır, taşınmaz malları ve banka hesapları üzerine teminatsız aksi halde teminatlı olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, davacı tarafından davalı şirket lehine verilen kefaleti gereği, bankaya verilen bir adet senede dayalı başlatılan icra takibinde satılan evin, değerinin çok altında satılması nedeniyle uğranılan zararın ve ihalenin feshi davasında hükmedilen para cezasının davalı asıl borçludan tahsili istemine ilişkindir. HMK’nin 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklinde olup, aynı yasanın 390/3 maddesi, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Yasanın 392. maddesi uyarınca ise ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Bu nedenle ihtiyatı tedbire hükmedilirken karşı tarafın uğraması muhtemel zarara karşılık tarafların hak ve menfaat dengelerine uygun bir teminat takdir edilir. Somut olayda; davanın konusu uğranılan zararın tazminine ilişkin olup, değer farkı ve para cezasının davalıdan tahsili isteği sonuçda konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkindir. Davalı şirketin mal varlığı işbu davanın konusunu teşkil etmediği açıktır. HMK’nin 389. maddesinin açık hükmü gereği, ihtiyati tedbire ancak davalının uyuşmazlık konusu olan mal varlığı değerleri bakımından karar verilebileceği, para alacağı talepli davalarda koşulları varsa ihtiyati haciz kararı verilebileceği, konusu para alacağı olan davalarda malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesi imkanının bulunmadığı yargı kararları ile sabittir. Bu durumda ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin bu gerekçeyle reddi gerekirken yaklaşık ispatın sağlanmadığı, talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile reddedilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, sonucu itibariyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/11/2023