Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/2242 E. 2023/1892 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2242
KARAR NO: 2023/1892
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/09/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/429 Esas
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/12/2023
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA VE TALEP: Davacı vekili, davalı şirketin öz kaynakları eksiye düşmüş, teknik olarak iflas etmiş bulunduğundan, davalı şirket genel kurulunda doğrudan sermaye arttırımı kararı verilmesinin TTK.376 hükmüne aykırı olduğunu, TTK m.376 hükmünü ihlal etmek suretiyle alınan sermaye arttırımı kararı esasen bilanço zararlarının kapatılmasına yönelik yükümlülük getiren bir karar olduğunu, ancak burada da TTK m.421/II-a hükmüne aykırı bir karar alındığını, dava konusu 24.03.2023 tarihli genel kurulda sermaye arttırımı suretiyle ana sözleşme değişikliğine karar verilirken ana sözleşmenin 26. maddesinin ihlal edildiğini, iç kaynaklardan sermaye artışı mümkünken esas sermaye taahhüdü yoluyla sermaye arttırımına gidilmesinin TTK m.462/III hükmüne aykırı olduğunu, davalı şirket yönetim kurulu tarafından TTK m.457 şartlarını havi bir beyan hazırlanmadığını,hakim ortaklar tarafından davalı şirket dahil grup şirketlerini önce planlı operasyonla teknik iflas konumuna getirmekte ve sonrasında sermaye artırımını gündeme getirdiklerini, iptal konusu sermaye artırımı ile daha önce diğer grup şirketlerinde (… Okulları, … İnşaat ve … Holding) denedikleri benzer kurgu dahilinde, müvekkilinin şirketteki hisselerini kendi kontrollerine alarak şirketleri denetimden kaçırmayı ve kaynakları keyfi kullanmayı amaçladıklarını, bu amaçları doğrultusunda müvekkilini ciddi bir maddi yükümlülük altına sokarak, kısa bir sürede hakim ortaklarca yaratılan fiktif zararı müvekkiline ödettirmeye aksi halde müvekkilinin şirketlerdeki paylarını erozyona uğratarak, kanuna, usullere, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı yöntemlerle müvekkilini tahakküm altına almaya, pay oranlarını azaltmaya çalıştıklarını, aynı çabanın ürünü olan 24.03.2023 tarihli sermaye arttırımı kararı iyi niyet ve dürüstlük kuralına aykırı olması sebebiyle de iptal edilmesi gerektiğini belirterek 24.03.2023 tarihli 2022 yılı olağan genel kurul toplantısının 7. maddesi ile karara bağlanan sermaye arttırımının öncelikle butlanla malul olduğunun tespitine, aksi halde iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI: Mahkemece,YK başkanının yazılı görüşünde; “Sermaye artırımı yapılması zorunluluğu sebebiyle gündeme konularak usulü dairesinde ortaklara çağrı yapılmış, şirketin 24.03.2023 tarihli genel kurulda gündemin 7’nci maddesinde şirket sermayesinin 19.500.000-TL artırılarak 20.000.000-TL’ye (Yirmimilyon TL.) çıkarılmasına, ana sözleşmenin 7. maddesinin değiştirilmesine karar verildiği,kararın davacı …’ın olumsuz oyu ile oy çokluğuyla alındığı,davacı …’ın da bu şirketin esasen hali iflas vaziyetinde olduğunu beyan ettiği,sermaye artırım: kararı, kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına tamamıyla uygun ve ticari gerekler açısından doğru bir karar olduğunu , ortaklar rüçhan haklarını kullanmaya davet edilmiş, rüçhan haklarını kullanarak taahhütte bulunabilmek için 30 günlük süre tanınmış davacıya 14.04.2023 tarihinde ve PTT Perpa şubesinden 22.05.2023 tarihinde olmak üzere 2 kez iadeli taahhütlü rüçhan hakkını kullanması için davet mektubu gönderildiği, ancak verilen süre içerisinde rüçhan hakkını kullanmadığı,sermayenin artırılan kısmının tamamına iştirak eden ortak … Holding olduğu ,” şeklinde beyanda bulunduğu, genel kurul kararlarının iptali davalarında TTK. 445. maddesi gereğince alınan kararların yasaya, ana sözleşmeye veya objektif iyiniyet kurallarına aykırı olduğunun da yaklaşık olarak ispat edilmesi gerektiği gerekçesiyle; 24/03/2023 tarihinde yapılan 2022 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 7 nolu (sermaye arttırımı) kararının kanuna, ana sözleşmeye veya objektif iyiniyet kurallarına aykırı olduğu hususu yaklaşık olarak ispat edilemediğinden alınan bu kararın yürütülmesinin durdurulması isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEBLERİ: Davacı vekili; davalı şirketin öz sermayesini yitirdiğini, aktifleri pasiflerine karşılamakta yetersiz, borca batık bir şirket haline geldiğini, 01.01.2022 – 31.12.2022 ayrıntılı bilançosundan görüleceği üzere davalı şirketin 13.753.098,09-TL değerinde aktifine karşılık 23.003.531,19-TL pasifi bulunduğunu, netice olarak şirketin öz kaynaklarının eksi 9.250.433,10-TL’ye düştüğünü,Yönetim Kurulunun görevini ihmal etmek suretiyle borca batıklığın gereğini yerine getirmediğini, Şirket YK hazırladığı faaliyet raporlarında (Örn. 2017 Yılı Faaliyet Raporu) Şirketin “öz kaynaklarını yitirdiği” tespitinde bulunmalarına karşın bunun gereğini yerine getirmediğini, YK üyesinin hissedarlara gönderdiği 15.02.2023 tarihli ihtarnamede, sermayenin 500.000-TL’den %4000 oranında arttırılarak 20.000.000-TL’ye çıkarılmasının davalı şirkete nasıl fayda sağlayacağının YK üyesinin ihtarında ve dosyaya sunduğu beyanlarından anlaşılamadığını, şirket yönetimi sermayesini yitirmiş davalı şirket için m.376/I uyarınca olağanüstü genel kurul toplantısı düzenlemediğini; önerilerini Genel Kurula sunmadığını; m.376/II uyarınca Genel Kurulu sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermeye davet etmediğini; davalı şirketin borca batıklığı açık olduğu halde iflas başvurusunda bulunmadığını, bunlar yapılmadan genel kurulun, kanuna aykırı bir şekilde doğrudan sermaye arttırımı kararına gittiğini, TTK m.376’da öngörülen usullerin hiçbirine uyulmadan alınan sermaye arttırımı kararı, esasen sermaye arttırımı kisvesi altında müvekkili dahil tüm pay sahiplerine arttırılan sermayeye katılmak suretiyle bilanço zararlarını kapatma yükümlülüğü getirdiğini, ancak, bilanço zararlarının kapatılmasına yönelik böyle bir yükümlülüğün müvekkilinin muhalefetine rağmen getirilmesi mümkün olmadığını, davalı şirket sermayesinin %4000 arttırılmasına karar verilmesinin, mevcut %30 hisse oranını koruyabilmesi adına müvekkilini 5.850.000-TL ödeme yükümlülüğü ile karşı karşıya bıraktığını, aksi halde müvekkilinin davalı şirketteki hisse oranının %0,75’e düşeceğini, bu açıdan müvekkilinin geri dönülmez zarara uğramaması ve davalı şirketin hukuka aykırı yeni sermaye oranı yapısıyla hukuka aykırılığı derinleştirmemesi için dava konusu genel kurul kararının yürütmesinin geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, TTK’nın 449. maddesi uyarınca genel kurul kararının iptali istemli davada, sermaye artırımına ilişkin kararın icrasının geri bırakılması istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın Kararın Yürütülmesinin Geri Bırakılması başlıklı 449. maddesinde; genel kurul kararları aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkemenin, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebileceği, bu hükme göre yapılacak değerlendirmede HMK’nın 389/(1). maddesindeki; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği kıstası göze alınacaktır. TTK nun 449. maddesi ”Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkeme, YK üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir” hükmünü içermektedir. Anılan madde de hangi hallerde bu geçici hukuki koruma kararı verileceği özel olarak düzenlenmediğinden, tamamlayıcı yorum kuralı olarak HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılabilir. Mahkemece; yönetim kurulunun talebin reddini istemesi ve davanın esası bakımından haklılığın yaklaşık ispat düzeyinde sağlanmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiş ise de; yönetim kurulu üyesi tarafından bildirilen görüşte şirketin borca batıklığı nedeniyle paydaşlara durumun bildirilerek önlem alınmasını istediğini beyan ettiği,ihtarname içeriğinde şirketin borca batık durumda olduğunun bildirildiği, esasen davanın tarafları arasında da bu yolda ihtilaf da olmadığı anlaşılmaktadır. Buna rağmen şirket genel kurulunun TTK’nın 376.maddeye uygun olarak işlem yapmadan doğrudan sermaye artırımı yoluna gittiği, esasen rüçhan haklarının da davalı şirketin borcuna karşılık … Holding tarafından kullanıldığı, sermaye artırımı ile … Holding A.Ş.’nin hisse oranı %98,25’e yükseldiği anlaşılmaktadır. Davalı şirket vekili tarafından sunulan dilekçelerde … Holding A.Ş.’ye şirketin 20.931.746,91-TL borçlu olduğu, yapılan sermaye artırımıyla şirketin ( ve iflas halinden) kurtulduğu davalı şirket tarafından da kabul edilmiş olup,yönetim kurulu başkanı tarafından keşide edilen ihtarnamede şirketin borca batık olduğunun açıkça ortaklara bildirildiği gözönüne alındığında, sermaye artırımı kararının bilanço eksiğinin tamamlanması olabileceği yolunda ciddi emareler bulunduğu, TTK m.421/II-a bendi uyarınca; Bilanço zararlarının kapatılması için yükümlülük ve ikincil yükümlülük koyan kararlar.”ın oybirliğiyle alınması gerektiği yolundaki hükümle birlikte değerlendirildiğinde,davacının davanın esası bakımından haklılığının yaklaşık ispat düzeyinde kanıtlandığının kabulü gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde bulunmakla ara kararın kaldırılmasına, yeniden ara karar verilerek 24.03.2023 tarihli 2022 yılı olağan genel kurul toplantısının 7. maddesi ile karara bağlanan sermaye arttırımı kararının icrasının durdurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı /ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/429 Esas sayılı 05/09/2023 tarihli ara kararının HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA, “İhtiyati tedbir isteminin kabulü ile davalı şirketin 24.03.2023 tarihli 2022 yılı olağan genel kurul toplantısının 7. maddesi ile alınan “sermaye arttırımı” kararının icrasının TTK’nın 449.(1) maddesi uyarınca durdurulmasına, Somut olayın özellikleri dikkate alınarak teminat alınmasına yer olmadığına,” Kararın infazına ve tebliğine yönelik işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, HMK 393(1) maddesi uyarınca Dairemiz kararının tebliğinden itibaren bir hafta kesin süre içinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması talep edilmediği takdirde tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının ihtiyati tedbir talep eden davacıya bildirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/12/2023