Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/219 E. 2023/177 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/219
KARAR NO: 2023/177
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/11/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/486 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
24/11/2022 tarihli ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili tarafından davalıya mal bedeli olarak 2021 yılı Nisan ayında toplam 200.000-EURO ödenmesine rağmen, sözleşme uyarınca teslim edilmesi gereken ürünlerin halen teslim edilmediğini, mal bedeli olarak ödenen bedelin iade edilmediğini, müvekkili malların teslim edilmesi veya bedelin iadesi amacıyla davalı ile muhtelif yollardan iletişime geçmeye çalıştığını,ancak müvekkilinin taleplerinin davalı tarafından bugüne kadar hiçbir şekilde yanıtlanmadığını, müvekkili şirketin alacak tutarının yüksekliği nedeniyle , davalının adına kayıtlı malvarlıklarını elden çıkartmaları halinde bu hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağını ve hatta belki de imkânsız hale geleceğini, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, huzurdaki dava hakkında verilecek kararın kesinleşmesine kadar geçerli olmak üzere, teminatsız olacak şekilde, davalının her türlü mal, hak ve alacağı üzerine borca yetecek kadar üçüncü kişilere devir ve satışı engelleyici tedbir konulmasını talep etmiştir.
ARA KARAR : Mahkemece 24.11.2022 tarihli ara karar ihtiyati tedbir istemine konu mal varlığının mülkiyetinin uyuşmazlık ve dava konusu olmadığını, dava konusu olmayan malvarlığı unsurları üzerine ihtiyati tedbir konulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davacının bu yöndeki ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEBLERİ: Davacı ihtiyati tedbir isteyen vekili; müvekkili şirketin davadan elde edeceği menfaat, malvarlığı üzerine tedbir konulmasına bağlı olduğunu, itirazın iptali yargılamasının özellikli olduğunu, itirazın iptali davası neticesinde takip devam edecek ve müvekkili şirketin davalının malvarlığını haczederek alacağına kavuşacağını, bu gerekçeyle tedbir talebinin dava konusu olmadığının kabulünün mümkün olmadığını, bu noktada yapılması gereken inceleme, müvekkili şirketin alacağına yönelik ihtiyati tedbir kararı için yaklaşık ispat standardını karşılayıp karşılayamadığı olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki ve müvekkili şirketin davalı şirketten alacaklı olduğunu, dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesi ve sunulan deliller ile ortaya konulduğunu, davalının mal kaçırma riski mevcut olduğunu, müvekkilinin yargılama sonucunda elde edeceği menfaatin tehlikede olduğunu, davalının adına kayıtlı malvarlıklarını elden çıkartmaları halinde bu hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağını ve imkânsız hale geleceğini HMK m. 389 uyarınca bu gibi hallerde ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, müvekkili şirketin dava sonrası elde edeceği menfaatinin geçici hukuki koruma mekanizmalarıyla korunması davadan beklenen faydanın elde edilmesi için olmazsa olmazdır. Kamu düzenine ve hakkaniyete aykırı bu durum, hak arama hürriyetinin ihlali olduğunu, bu açıklamalar ışığında, dava konusu alacağın elde edilmesinin imkânsız kılınmaması amacıyla ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki ara kararın kaldırılıp davalının her türlü mal, hak ve alacağı üzerine borca yetecek kadar üçüncü kişilere devir ve satışı engelleyici ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı vekili gerek talep, gerekse istinaf başvuru dilekçesinde talebinin ihtiyati tedbire ilişkin olduğunu belirterek dava süresince davalının malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda,eldeki davanın davalıya gönderilen avansın iadesi istemiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali davası olduğu, dolayısıyla davalının malvarlığı ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının iş bu davanın konusunu teşkil etmediği açıktır. HMK.nun 389 maddesinin açık hükmü gereği ihtiyati tedbire ancak davalı borçlunun uyuşmazlık konusu olan mal varlığı değerleri bakımından karar verilebileceği, para alacağı talepli davalarda koşulları varsa İİK hükümlerine göre ihtiyati haciz kararı verilebileceği, somut uyuşmazlıktaki gibi konusu para alacağı olan davalarda ihtiyati tedbir kararı verilmesi imkanı bulunmadığı yargı kararları ile sabittir. Mahkemece HMK 389 maddesi gereği, öncelikli koşul olan,“… ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği” koşulu yönünden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmayıp, ara kararına yönelik ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde bulunmamaktadır. Davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın ihtiyati tedbir talep eden davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 06/02/2023