Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/2093 E. 2023/1672 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2093
KARAR NO: 2023/1672
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2023 (Gerekçeli Karar) – 01/09/2023 (Ek Karar)
NUMARASI: 2023/251 Esas – 2023/494 Karar
DAVA: Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/10/2023
İstinaf başvurusunun usulden reddine ilişkin 01/09/2023 tarihli ek kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, müvekkili davacının davalı şirkette hissedar olduğunu, 2022 hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç aylık sürenin 31.03.2023 tarihinde dolmasına rağmen 2022 olağan genel kurulu ile ilgili ilan yapılmadığını, genel kurulun toplanması için davalı şirkete Kartal … Noterliğinin … Yevmiye Numaralı ve 24.03.2023 tarihli ihtarname gönderildiğini,ancak ihtarın üzerinden 2 hafta süre geçmesine rağmen genel kurul yapılmadığı gibi ilan da yapılmadığını, 03.04.2020 tarihli 2019 yılı olağan genel kurulunda …, …, …, …, … 30.03.2023 tarihine kadar YK üyesi seçildiğini,YK üyesi ve başkanı olarak seçilen …’in 25.01.2023 tarihinde vefat ettiğini, bu vefattan sonra yerine yeni bir yönetim kurulu başkanı da atanmadığını, şirketteki tüm yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin 30.03.2023 tarihi itibarıyla dolduğunu, önceki toplantılarda birtakım usulsüzlükler yapıldığını, Yönetim Kurulu üyelerinin sahibi olduğu şirketler ile davalı şirketin (iştiraklerinin) muvazaalı işlemlere girişilmesi suretiyle şirketin zarara uğratıldığının da şirket defter, bilançoları ile sabit olduğunu, genel kurulun toplantıya çağrılması için müvekkiline izin verilmesini, aksi halde genel kurula çağrı yapmak üzere kayyım atanmasını, şirkete denetim ve yönetim kayyımı atanmasını, davalı şirkete yapılacak temettü ödemelerinin mahkemece açılacak hesaba ödenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini , aksi halde temettü ödemelerinin … Holding AŞ tarafından davalı şirkete ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, … Holding AŞ’nin 2017/2018 ve 2019 yıllarına ilişkin genel kurul toplantılarının TTSG’de ilan edilmeden yapıldığını, imzaların sahte atıldığı iddialarının asılsız olduğunu, davacının davalı şirkette sermaye payının 2.575.000- TL pay adedinin ise 25.750 olduğunu, davacının toplam sermayenin %5,15’ini temsil ettiğini, bu suretle TTK’nın 411 ve 412. maddelerinde belirtilen azlık haklarını kullanma ve dava etme hakkının tanındığı şirket sermayesinin en az onda birini oluşturan pay sahipleri kapsamına girmediğini; bu nedenlerle yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebeplere ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koyması isteyemeyeceğini, mahkemeden bu yönde bir talep hakkının bulunmadığı dikkate alınarak iş bu dava bakımından dava ve talep hakkına sahip olmayan yetkisiz davacı yanca açılan davanın esasa girilmeden reddini; TTK’nın 410. maddesi gereğince süresi dolmuş olsa bile genel kurul toplantısına çağrı yapabilme hak ve olanağına sahip yönetim kurulu tarafından çağrısı hazırlanan; şirketin 2022 olağan-olağanüstü genel kurulu toplantısının duruşma tarihinden önce, 24/05/2023 günü saat 14.00’de şirket merkezinde yapılacak olması sebebiyle konusu bulunmayan davanın reddini; esas bakımından ileri sürülen iddiaların maddi ve hukuki dayanağı bulunmadığından reddini; HMK 389 ve devamı maddeleri gereğince koşulları ve konusu bulunmayan ihtiyati tedbir talepleri ile şirkete kayyım atanması taleplerinin reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, dava tarihinden sonra davalı şirketin 2022 yılı olağan genel kurul toplantısının icra edildiği, çağrıya izin verilmesi istemi yönünden davanın konusuz kaldığını, davalı şirket yönetim kurulunun beş kişiden oluştuğu, Yönetim Kurulu başkanının dava tarihinden önce 25/01/2023 tarihinde vefat etmesi sebebiyle toplantı ve karar yeter sayısının oluşmasında imkansızlık bulunmadığı,görev süresi dolan YK’nın genel kurulu toplantıya çağrı yetkisinin bulunduğu,TTK 411.maddesi kapsamında davacı tarafından keşide edilen ihtarnamenin hesap döneminden sonraki 3 aylık süre dolmadan keşide edildiği nazara alınarak davacının TTK’nın 411. ve TTK’nın 412. maddeleri uyarınca da talep hakkı bulunmadığı kanaatine varılarak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakıldığı, davalı şirkete yönetim kayyım tayin edilmesi talebi yönünden; şirketin genel kurul tarafından seçilen yönetim kurulu tarafından idare olunması esas olduğu, tüzel kişinin gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa yönetim kayyımı atanacağı düzenlendiği, yönetim kayyımı atanabilmesi için şirketin yönetim kurulundaki boşluğun başkaca hukuki yollarla giderilmemiş olmasının şart olduğu,yönetim kurulunun, çalışamaz halde olması da TTK’ nin sistematiği içinde giderilmesinin her zaman mümkün olduğu, (Yargıtay. 11. H.D’nin 08/03/2018 Tarih ve 2016/7714 E-2018/1804 K. sayılı kararı) davalı şirkete yönetim kayyımı atanması talebinin de reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, çağrıya izin verilmesi talebi yönünden davanın açılmasına karşı tarafın sebep olduğunu,üç aylık zorunlu sürenin 31/03/2023 tarihinde dolmasına rağmen davanın açıldığı 10/04/2023 tarihinde genel kurul toplantısı yapılmadığı gibi toplantı ilanı yapılmadığını, hazırlıklara davanın açılmasından sonra başlandığını, yönetim kayyımı atanması talebi yönünden bir araştırma yapılmadan talebin reddedildiğini, delil tespiti yönünden hiçbir karar verilmediğini, genel kurul tarihine kadar organ eksikliği mevcut olduğunu, duruşma günü öne alınarak hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, genel kurulun toplanması için çağrıya izin verilmesi talebi yönünden yargı gideri ve vekalet ücreti talebinin karşı yan üzerinde bırakılmasına, diğer talepleri yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davada talep, davalı şirketin 2022 yılı olağan genel kurulu toplantısı için davacıya çağrıya izin verilmesi ve davalı şirkete yönetim veya denetim kayyımı atanmasına ilişkindir.Davacının davası genel kurulu çağrıya izin kararı bakımından konusu kalmadığından bir karar verilmesine yer olmadığına, şirkette organ boşluğu bulunmadığından yönetim kayyumu atanması isteminin reddine karar verilmiştir. Davalı şirketin 2022 yılı genel kurulu, dava tarihinden sonra yapılmış ve bu istem bakımından konusuz kalan dava nedeniyle bir karar verilmesine ilişkin hükmün esası taraflarca istinaf edilmediğinden kesinleşmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 412. maddesi uyarınca “Genel kurulun toplantıya çağrılmasına izin istemine ilişkin mahkemece verilecek kabul veya red kararları kesin niteliktedir.” Hükmün çağrıya izin verilmesi talebi bakımından verilecek hükmün kesin olduğu gözetildiğinde yargı gideri ve vekalet ücreti bakımından da kesin olduğunun kabulü gerekir. Davacı vekilinin bu kısma yönelik istinaf başvurusunun verilen hükmün kesin olduğundan reddine ilişkin kısım bakımından ek kararın yerinde olduğu kabul edilerek ,ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Yönetim kayyımı bakımından; 25/01/2023 tarihinde YK başkanının vefat ettiği, TTK 363(1) maddesi uyarınca yönetim kurulunun kalan üyelerinin geçici olarak yapılacak genel kurula kadar görev yapacak şekilde yönetim kurulu üyesi seçme hakkı bulunduğu gibi kalan üyelerin toplanıp karar almalarına engel olmadığı ,şirketin yönetim organının dava tarihinden sonra yapılan genel kurulda yeni yönetim kurulu üyelerinin seçildiği,davacı vekilinin dava açıldığı tarihde organ boşluğu bulunduğu iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak davalı şirkete çağrıya izin verilmesi talebine ilişkin olarak kayyıma çağrı izni verilemsi isteği dışında ayrıca şirkete yönetim kayyımı atanması isteği de bulunduğu,hükmün bu yönüyle kesin olmadığı halde ,hükmün kesin olduğundan bahisle reddine karar verilmesi yerinde olmadığından ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.Davacı vekili duruşmanın 02/11/2023 tarihinde yapılmasına karar kılınmış iken öne alınarak 13/07/2023 tarihinde yapılmasıyla hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, sözlü yargılama için gün verilmediğini ileri sürmüş ise de, yapılan duruşmada her iki yan vekilinin hazır olduğu ,her iki yan vekilinin dilekçelerini ve delillerini sunduğu anlaşılmakla hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğine yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. HMK 321/(1) maddesi; tahkikatın tamamlanmasından sonra mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve hükmünü tefhim eder. Taraflara beyanlarını bildirmek üzere ayrıca süre verilmez” hükmünü haiz olduğu gözetildiğinde , sözlü yargılama için gün tayin edilmediğine yönelik istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin davacı veya kayyuma çağrıya izin verilmesi talebine yönelik olarak ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının yönetim kayyumu atanması talebine yönelik ek karara yaptığı istinaf başvurusunun kabulüne, ek kararın bu yönüyle kaldırılmasına, yönetim kayyımı atanması talebinin reddine ilişkin hükme yönelik istinaf başvurusunun da esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- Davacı vekilinin davacı veya kayyuma genel kurulu çağrıya izin verilmesi talebine ilişkin olarak hüküm kesin olması nedeniyle verilen ek karara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı vekilinin yönetim kayyımı atanmasına ilişkin ek karara yönelik istinaf başvurusunun kabulüne; istinaf talebinin reddine ilişkin 01/09/2023 tarihli ek kararın kaldırılmasına; Davacı vekilinin yönetim kayyımı atanması talebine yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE” Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, Çağrıya izin talebi bakımından HMK’nin 341/2 maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren bir hafta; yönetim kayyımı talebi bakımından HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 31/10/2023