Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/2072 E. 2023/1679 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2072
KARAR NO: 2023/1679
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/07/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/477 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2023
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA VE TALEP:Davacı vekili; RG’nin 02.07.2021 tarihli ve 31529 (Mükerrer) sayılı nüshasında yayımlanan BDDK nın 01.07.2021 tarihli ve 9647 sayılı kararı uyarınca, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu hükümlerine intibak planı yeterli görülmeyen 21 adet tasarruf finansman şirketinin tasfiyelerine karar verilerek Tasfiye Kurulu atandığını, Müvekkil tarafından … marka aracın 30.12.2020 tarihinde 1.408.058,60- TL KDV dahil tutar ile davalıdan satın alındığını, ödemeler yapılmasına rağmen aracın fiziki olarak şirkette bulunmadığı ve tescillinin yapılmadığının tespit edildiğini, davalının aracın gümrükte bulunduğunu ve plakalandırılmadığından tesliminin yapılmasının mümkün olmadığını, Şirket’e teslim edilen evraklar ile aracın gümrükten geçirilmesi ve plakalandırma işlemlerinin müvekkili tarafından yapılabileceğini ifade etmiş ise de Yeşilköy Gümrük Müdürlüğü’nden alınan … sayılı yazıda; yapılan inceleme neticesinde 28.12.2020/… tarih/ sayılı Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi ile aracın davalı adına işlem gördüğü ve 29.12.2020 tarihinde davalıya teslim edildiği, ambar çıkış görüntüsünde aracın davalı çalışanı olduğu tespit edilen … tarafından 29.12.2020 tarihinde teslim alındığı tespit edilmesi üzerine davalıya yapılan ödemelere ilişkin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını,davalının ödeme emrine itiraz ettiğini,yapılan itirazın iptali ile icra takibinin devamını ve alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine tazminata karar verilmesine ilişkin talebi ve muhtemel devir ve temliklerin önlenmesi ve mal kaçırmanın engellenmesi amacıyla davalıya ait malvarlıkları hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI: Mahkemece; davacı vekilince, tedbir istemi yönünden ileri sürülen gerekçelere nazaran, borçlu/ davalının mal varlığının dava konusu olmaması ve yine HMK’nun 390/3. maddesinde öngörülen yaklaşık ispata ilişkin ve dolayısıyla HMK 389. maddesi koşullarının oluşmadığı değerlendirilmiş, tedbir talebinin reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, ayrıca 6361 sayılı Kanun’un 50A/4 hükmünün atfıyla 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 109. maddesine göre de “….Fon, faaliyet izni kaldırılan veya fona devredilen bankada mevduat ve katılım fonu sahipleri ile diğer alacaklıların haklarını korumaya yönelik olarak gerekli göreceği her türlü tedbiri alır. Faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen bankanın hâkim ortakları ve tüzel kişi ortaklarının sermayesinin yüzde onundan fazlasına sahip gerçek kişi hissedarları ve yöneticilerinin mal, hak ve alacaklarına Fonun talebi üzerine mahkeme tarafından teminat şartı aranmaksızın ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz konulabilir .Bu kişilerin yurt dışına çıkışları yasaklanabilir. Bu şekilde alınan ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları, karar tarihinden itibaren altı ay içinde dava, icra ve iflas takibine konu olmaz ise kendiliğinden ortadan kalkar. İlgililer hakkında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 11 inci bab hükümlerine göre açılacak iptal davalarında aciz vesikası şartı aranmaz.”. Bu maddede de görüldüğü üzere faaliyet izni kaldırılan yahut Fona devredilen söz konusu Şirketler bakımından, alacaklıların haklarının korunabilmesi için her türlü tedbirin alınması gerektiğini, davalının af sözleşmeden doğan karşı edimini ifa etmeyerek müvekkil şirketi zarara uğrattığını ve bu zararın telafisi için başlatılan takibe itiraz ettiğini, kamu menfaatinin sağlanması için başlatılan tasfiye sürecini sekteye uğrattığını, ara kararın kaldırılmasına ve davalının kötü niyetle yapılması muhtemel devir ve temliklerinin önlenmesi ve mal kaçırmanın engellenmesi amacıyla davalı/ borçluya ait malvarlıkları hakkında ivedilikle ihtiyati tedbir konulması talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı tasfiye halinde şirket tarafından; davalı şirketten satın alınan ancak tescili ve teslimi yapılmayan araç için ödenen bedellerin davalı şirketten tahsilini teminen davalı şirketin malvarlığına ihtiyati tedbir konulmasına ilişkindir. Davacı şirketin tasfiyesinde 6361 sayılı Kanun’un 50A/4 hükmünün atfıyla 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun Fona tanıdığı yetkiler kıyasen uygulanacaktır. Davacı şirket vekili 5411 sayılı kanunun 109.maddesine göre “….Fon, faaliyet izni kaldırılan veya fona devredilen bankada mevduat ve katılım fonu sahipleri ile diğer alacaklıların haklarını korumaya yönelik olarak gerekli göreceği her türlü tedbiri alır.Faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen bankanın hâkim ortakları ve tüzel kişi ortaklarının sermayesinin yüzde onundan fazlasına sahip gerçek kişi hissedarları ve yöneticilerinin mal, hak ve alacaklarına Fonun talebi üzerine mahkeme tarafından teminat şartı aranmaksızın ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz konulabilir .”hükmüne dayalı olarak ihtiyati tedbir talep etmekte ise de ; davalı şirket davacı şirketin maddede yazılı olduğu üzere ” hâkim ortakları ve tüzel kişi ortaklarının sermayesinin yüzde onundan fazlasına sahip gerçek kişi hissedarları ve yöneticileri olmadığı anlaşılmaktadır.Bu nedenle anılan istisnai hükmün somut olayda uygulanılırlığı bulunmamaktadır. Bu nedenle genel hükümlere bakılmalıdır.HMK’nin 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.HMK’nın 389 maddesinin açık hükmü gereği ihtiyati tedbire ancak davalı borçlunun uyuşmazlık konusu olan mal varlığı değerleri bakımından karar verilebilir. Somut olayda; davacı şirketin davalı şirketten araç satın aldığı bir kısım ödemeler yaptığı ,davalı şirketin aracı devir ve teslim etmediği hususu sabittir.Bu nedenle ;ilk derece mahkemesinin yaklaşık ispatın sağlanmadığına yönelik gerekçesi doğru bulunmamıştır. Ne varki davacı eldeki davada teslim edilmeyen araç için ödenen bedellerin iadesi talep edilmektedir. Eldeki uyuşmazlıkta olduğu gibi, para alacağı talepli davalarda koşulları varsa İİK hükümlerine göre ihtiyati haciz kararı verilebileceği, ihtiyati tedbir kararı verilmesi imkanı bulunmadığı yargı kararları ile sabittir. Açıklanan nedenlerle; para alacağının varlığı hususunda kanaat verici delilin sunulduğu,ancak davacı vekilinin talebi ihtiyati tedbire yönelik olduğundan sonucu itibariyle doğru bulunan karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/11/2023