Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1966
KARAR NO: 2023/1665
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/289 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
İhtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararın, davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA VE TALEP: Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirkette toplam %40 hisseye sahip ortağı olduklarını, şirketin İstanbul Eyüpsultan ilçesi Kemerburgaz … parselde bulunan 7.260 m2’lik bahçe niteliğindeki taşınmazı 21.000.000-TL ve aynı yer … parselde bulunan 1.911,73 m22lik bahçe niteliğindeki taşınmazı 9.000.000-TL bedelle diğer davalı …’a 30/12/2022’de satış göstermek suretiyle devrettiğini, bu bedellerin taşınmazların rayiç değerinin çok aşağısında olduğunu, şirketin bu hususta almış olduğu değerleme raporlarının taşınmazların gerçek değerini göstermediğinden kabul etmediklerini, zira kendilerinin aldığı raporlarda bu hususun görüldüğünü; gayrifaal olan şirketin halen bir takım taşınmazlarının bulunduğunu, davaya konu taşınmazların da şirketin önemli miktarda varlığı olduğunu ve bu işlem için genel kurul onayının alınmamış olduğunu; müvekkillerinin bu satıştan genel kurul öncesinde 03/03/2023 tarihinde haberdar olduklarını; bu kapsamda söz konusu satış işlemlerinin butlanla malul olduğunu; yönetim kurulunun şirket mal varlıklarını değerinin altında satarak müvekkillerinin zarar uğramasına sebep olduklarını, bu kapsamda yönetim kurulu üyelerine sorumluluk davasının da açıldığını; her 2 taşınmazın da “www…com” internet sitesinde … numaralı ilanla önce 100.600.000-TL, sonra 88.000.000-TL ve yine sonrasında 106.000.000-TL bedelle satışa sunulduğunun tespit edilidiğini, 28/04/0223’te açtıkları işbu davanın dilekçesinin davalılara tebliği sonrasında internet sitesinden ilanın kaldırıldığını ancak muhtemelen taşınmazlar için yeni bir alıcı bulunduğunu ve gizlice satmaya çabalandığını, taşınmazların tekrar bir üçüncü kişiye devredilerek işbu davada alınacak bir tapu iptal kararının etkisini kötü niyetli bir şekilde bertaraf etmeye çalıştıklarını, taşınmazın 3. bir kişi tarafından devralınmasının, telafisi imkansız zararlara sebebiyet vereceğini ileri sürerek, davaya konu taşınmazların davalı …’a satışının kesin hükümsüz olduğunun tespitine, kabul görmemesi halinde iptaline ve taşınmazların davalı şirket adına tesciline; taşınmazların 3. kişilere devrinin ve üzerilerine takyidat konulmasının engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
ARA KARAR: Mahkemece, davacının ihtiyati tedbir talebi yerinde görüldüğü gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin kabulüyle dava konusu İstanbul İli Eyüpsultan İlçesi … ve … nolu parsellerde bulunan taşınmazların davalılar adına kayıtlı ise taşınmazın 3. şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi bakımından HMK’nın 389 ve devamı maddeleri uyarınca takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
İTİRAZ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekili, müvekkilinin diğer davalı şirket … San. ve Tic. A.Ş.’den davaya konu taşınmazları 30.000.000-TL bedel karşılığında satın aldığını ve tapu devir-tescil işlemlerinin tamamlandığını, davacıların devrin muvazaalı olduğu yönündeki iddiası hakkında somut ve hukuki bir delil sunulmadığını, müvekkilinin diğer davalıyla herhangi bir hukuki veya organik bağı bulunmadığını ve taşınmazları yatırım amacıyla satın aldığını, müvekkilinin satış bedelini şirket hesabına ödediğini, mahkeme tarafından hiçbir teminat istenmeden dava konusu taşınmazlara tedbir konulduğunu, taşınmazlar tarla vasıflı olup üzerlerinde kullanıma özgü herhangi bir yapı bulunmadığını, tarım yapılmayan ve tüm özelliği yatırım aracı olan taşınmazlara konulan tedbirin taşınmazlara özgülenen amacı ortadan kaldırdığını, davalının bu nedenle zararının doğduğunu, ortada hiçbir neden ve delil olmamasına ve diğer davalı şirketin aldığı SPK lisanslı iki ayrı değerleme uzmanı raporuna rağmen, müvekkiliyle ilgisi olmayan bir emlakçının verdiği ilana ve davacıların sunduğu SPK lisanslı değerleme uzmanı tarafından verilen iki adet fahiş miktarlı raporlara dayanılarak verildiği anlaşılan ihtiyati tedbirin öncelikle kaldırılmasını, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise en az 30.000.000-TL üstünden veya taşınmazların değeri konusunda davacıların iddiasının 110.000.000-TL olduğundan bu miktar üstünden %20’den aşağı olmamak üzere teminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekili, ihtiyati tedbir kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki müvekkilinin uğradığı zararın temin edecek hiç bir teminata hükmedilmeden karar verilmesinin kabul edilemeyeceğini, davacıların iddialarının dayanağı ve delili olmadığını, mahkemece teminat alınmaması hususunda hiç bir gerekçe gösterilmediğini, bunun da HMK m.392’ye aykırı olduğunu, müvekkilinin taşınmazları yatırım amacıyla aldığını, taşınmazların muhtemel alıcılarına dahi gösterilemediğini belirterek, ihtiyati tedbir kararına itirazın reddi kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ancak bu talebin kabul edilmemesi halinde davacıların teminat ödemelerine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, davacıların ortağı olduğu davalı şirket tarafından diğer davalıya yapılan satış yoluyla devir işleminin muvazaalı olduğundan bahisle devir işleminin iptali ve taşınmazların davalı şirket adına tescili istenen davada, taşınmazların 3. kişilere devrinin önlenmesi hususunda teminatsız olarak verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması, aksi halde teminata hükmedilmesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı yasanın 390/3 maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenlenmiştir. Geçici hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki genelde geçici hukuki korumalara karar verilirken haksız olma ihtimali de dikkate alınarak teminat alınması öngörülmüştür. Somut olayda, davacılar tarafından şirkete ait iki taşınmazın davalı şirket tarafından muvazaalı devredildiği ileri sürülerek şirket adına tescil talep edilmiştir. İhtiyati tedbir kararının konusu teşkil eden taşınmazların aynı zamanda davanın da konusunu teşkil ettiği ve taşınmazların davacıların ortak oldukları gayrifaal durumdaki şirketin devrettiği taşınmazlar oldukları gözetildiğinde, davanın bulunduğu aşama itibariyle dosya kapsamı deliller yaklaşık ispat düzeyinde kanaat verici niteliktedir. İhtiyati tedbir şartları oluştuğundan mahkemece taşınmazların devrinin önlenmesine yönelik verilen ihtiyati tedbir kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak HMK’nın 392 maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep resmi belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Somut olayda, davanın niteliği ile mevcut delil durumu dikkate alındığında, mahkemece karşı tarafın zarara uğrama ihtimali gözetilerek teminat alınmasına yönelik itirazın kabulü gerekirken, teminat isteğine yönelik itirazın reddine kararı verilmesi yerinde bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle; teminat alınmasına yönelik itirazın reddine karar verilmesi yerinde olmadığından, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ara kararın teminat bakımından kaldırılarak, yeniden ara karar verilerek ihtiyati tedbir talebinin teminat karşılığında kabulüne, karşı tarafın ihtiyati tedbir nedeniyle uğraması muhtemel zararına karşılık ihtiyati tedbir isteyen davacılardan takdiren 1.000.000-TL teminat alınmasına, bu suretle ihtiyati tedbire diğer itirazların reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/289 Esas sayılı 05/07/2023 tarihli ihtiyati tedbire itirazın teminat bakımından reddine ilişkin ara kararın HMK’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; ihtiyati tedbire ilişkin ara kararın tekrarına; “1- Davalı …’ın ihtiyati tedbir kararına diğer itirazların reddine, itirazın teminat bakımından kabulü ile; 1.000.000-TL teminat (nakit veya kesin-süresiz banka teminat mektubu) karşılığında; İstanbul ili Eyüpsultan ilçesi … köyü … ve … parsellerde kayıtlı taşınmazların tapu kayıtları üzerine 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA, Ara kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,HMK 393(1) maddesi uyarınca Dairemiz kararının tebliğinden itibaren bir hafta kesin süre içinde teminat karşılanmadığı takdirde, ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekiline bildirilmesine”, Davalı … tarafından yatırılan 269,85-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/10/2023