Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/195 E. 2023/1618 K. 23.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/195
KARAR NO: 2023/1618
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2022
NUMARASI: 2021/267 Esas – 2022/611 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Alım Satım)
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibe konu alacağın hukuki dayanağı bulunmadığı gibi, müvekkilinin davalı şirkete böyle bir borcunun bulunmadığını, takip talebinde borcun sebebi olarak “Elektrik projesi çizim hizmet bedeli” gösterildiğini, ancak müvekkilinin davalı şirketten hiçbir hizmet almadığı gibi, müvekkili ile davalı şirket arasında herhangi bir hizmet sözleşmesi de bulunmadığını, alacağın davalı tarafça ispatlanması gerektiğini belirterek, dayanak icra takibinin iptali ile davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 22.04.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle dava dilekçesinde belirttiği takip dayanağını “ürün bedeli” olarak ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; icra takibindeki gösterilen ürün bedeline ilişkin olarak müvekkili ile davacı şirket arasında şifahen yapılan bir sözleşme bulunduğunu, bu sözleşme sonrası yapılan makine alışverişine ilişkin olarak müvekkilinin ödediği tutarı belirten banka dekontunun açıklama kısmında açıkça makine ödemesi ibaresinin bulunduğunu, icra takibindeki makinelerin parasının karşı tarafa ödendiğini, bu sebeple davacı tarafın üzerine düşen borç ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiğini, davacının kötü niyetli olarak dava açtığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; somut uyuşmazlık yönünden ispat yükünün kural olarak davalı alacaklıya düştüğü, ancak davalının alacaklı olduğunu ispata elverişli yazılı delillere rastlanılmadığı gibi yemin deliline de dayanılmadığı, incelenen taraf ticari defterleri kapsamında davalının alacaklı olduğunu gösterir tespitlere varılamadığı, ticari ilişkiye yönelik yazılı deliller kapsamında banka dekontlarının ibraz edildiği ve ilk ödemenin davalı tarafın davacıya yapılan 15.000-TL ödeme olup, protokol içeriğinde kararlaştırıldığı üzere davacı tarafın 15.000-TL’yi davalı vekili hesabına iade ettiği, her ne kadar protokol Tarsus icra takip dosyasına yönelik tanzim edilmiş ise de, bedelin aynı olup ticari ilişkilerin farklı olduğu iddia edilmiş ise de bu yönde yazılı delil bulunmadığı gibi ticari defterlerde de süregelen/farklı bir ticari ilişkinin tespit edilemediğinin saptandığı, bu hali ile davalının davacıdan 15.000-TL alacaklı olduğunu gösterir ticari ilişki ve alacak iddiasını ispata elverişli yazılı delillerinin mevcut olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile dayanak icra takibinde davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; ispat yükü borçlu olmadığını iddia eden davacıda olup, müvekkilinin makine satımı ilişkisini ispatlama yükümlülüğünün bulunmadığını, takip ilamsız takip niteliğinde olduğundan, sebep belirtme zorunluluğu bulunmadığını, buna rağmen takip talebinde “ürün bedeli” yazıldığını, davacı tarafından sunulan protokol Tarsus İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına ilişkin olup, dava konusu ile ilgisinin bulunmadığını, davacının her iki takip ve borçtan da haberdar olduğunu, Tarsus’ta ki icra takibinin başka bir borç ilişkisine dayalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı tarafça başlatılan takibe konu alacak nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, başka bir deyişle bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir. Mahkemece tarafların ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda; davalının ticari defterlerinde davacıyla ilgili bir borç-alacak kaydının bulunmadığı, davacının ticari defterlerine göre ise, davalının davacıya 05.03.2020 tarihinde “makine ödemesi” açıklamalı 15.000-TL tutarlı ödeme yaptığı, buna karşılık davacının Tarsus icra dosya borcu açıklamasıyla 31.12.2020 tarihinde 15.000-TL ödeme yaptığı, ayrıca davacının banka hesabından da 16.03.2021 tarihinde icra dosyasına tahsilat yapıldığı, ancak bu tahsilatın kaydının bulunmadığı belirlenmiştir. Sunulan deliller kapsamında; davalı tarafından davacıya makine alımı için 05.03.2020 tarihinde “makine ödemesi” açıklamasıyla 15.000-TL tutarında avans ödemesi yapıldığı, alışverişten vazgeçilmesi üzerine davalı tarafından ödenen tutarın iadesi için davacı aleyhine Tarsus İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında 24.12.2020 tarihinde 15.000-TL alacağın tahsili istemiyle ilamsız takip başlatıldığı, bu takip sonrasında taraflarca akdedilen tarihsiz protokol ile davacının davalının vekilinin hesabına 15.000-TL göndermesi halinde Tarsus’ta ki icra takibinin atiye bırakılarak herhangi bir işlem yapılmayacağının kararlaştırıldığı, davacının protokol doğrultusunda davalının vekiline 31.12.2020 tarihinde 15.000-TL ödeme yaptığı, buna rağmen takibin devamı nedeniyle davacı tarafından Tarsus 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/375 esas sayılı dosyasında, Tarsus İcra Dairesinin … esas sayılı takibinde borçlu olunmadığının tespiti istemiyle dava açıldığı, sonrasında davalı tarafından 17.09.2020 tarihinde bu kez işbu davaya dayanak İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile yine 15.000-TL ürün bedeli asıl alacak ve işlemiş faizinin tahsili istemiyle ilamsız takip başlatıldığı ve takibin kesinleştiği anlaşılmaktadır. İşbu davada ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı üzerindedir. Davalı tarafından davacıya makine alımı için avans ödemesi yapılmış olup, bu tutar tarafların akdettiği protokol doğrultusunda davacı tarafından davalıya iade edilmiştir. Davalı vekilince, işbu dava konusu alacağın Tarsus’ta ki icra takibi ve protokol ile ilgisinin bulunmadığı ileri sürülerek, delil olarak makine bedeli açıklamalı dekonta dayanılmıştır. Ancak taraflar arasında başka bir ticari ilişki bulunduğu ve buna bağlı olarak takip konusu başka bir alacağın varlığı konusunda delil ibraz edilmemiştir. Bu durumda davalı tarafça alacaklı olduğu hususu kanıtlanamamış olup, mahkemece bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebebi yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.074,17-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 268,54-TL harcın mahsubu ile kalan 805,63-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan 18-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/10/2023