Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1915 E. 2023/1509 K. 06.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1915
KARAR NO: 2023/1509
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2023
NUMARASI: 2023/462Esas – 2023/604 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Davanın usulden reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; dava, davalının paylaşımlarının TTK’nın 55/1/a-l maddesi kapsamında haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, haksız rekabet eylemlerinin durdurulması ve haksız ve yanıltıcı olan bu beyanların düzeltilerek müvekkilinin bu beyanlar dolayısıyla uğradığı maddi ve manevi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesi talebiyle ikame edildiğini, TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olduğunu, somut olayda, 6100 sayılı HMK’nın 110. maddesiyle düzenleme altına alınan “davaların yığılması” durumu söz konusu olup uyuşmazlık; haksız rekabetin tespiti, meni ve haksız rekabet dolayısıyla uğranılan maddi ve manevi istemlerini içerdiğini, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan tazminat istemlerine ilişkin davalar arabuluculuğa tabi ise de, tespit ve men’e ilişkin davalar, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan bir alacak ya da tazminat davası olmadığından arabuluculuğa tabi olmadığını, bu durumda, müvekkili, müşterilerine yatırım ve yatırım danışmanlığı hizmeti sunan davacı şirketin Sermaye Piyasası Kanunu (SPK) ve ikincil mevzuatına tabi olarak işlemlerini yürütmekte olduğunu, davalının, müvekkil şirketin …’da aracılık ettiği işlemler ile ilgili kendisine ait Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda, yanlış bilgilerle müvekkilini hedef gösteren, toplumu kurum ve sektör aleyhine yönlendiren ve güven ortamını bozan nitelikte ifadeler içerdiğini, müvekkilinin ticari itibarına zarar verdiğini, müvekkili şirketin … AŞ nezdinde kendisinin bizzat gerçekleştirdiği bir satış söz konusu olmadığını, müvekkil şirket, bir aracı kurum olarak yatırımcı müşterilerinin al-sat emirlerini piyasaya iletmekle yükümlü olduğunu, açıklanan nedenlerle davalının eyleminin TTK’nın 55/1/a-1 maddesi kapsamında haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine ve ref’ini, ilamın ulusal gazetede ilanını, müvekkil şirket’in uğradığı zarar nedeniyle şimdilik 10.000-TL maddi tazminat ile ticari itibarının zedelenmesi sebebiyle 10.000-TL manevi tazminatın olay gününden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının dava konusu hakkın, doğumuna temel teşkil eden herhangi bir vakıayı belirtmeden, o hakkı ileri sürmenin mümkün olamayacağını, dava konusu hak, mutlaka kendisinin doğumuna temel teşkil oluşturan bir vakıa ile ilişkili olmak zorunda olduğunu, davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekmekte ise de bir an için aksi düşünülse bile aynı zamanda huzurdaki davada aktif husumet ve hukuki yarar yokluğu da söz konusu olduğunu, davalının, davacı şirketin rakibi, tedarikçisi veya tek başına düşünülürse de tüzel kişiliği olan bir kişi de olmadığını, usuli itirazlar ile olayda haksız rekabetin mevcut olmadığı açık iken davacının dilekçesindeki iddia ve talepleri kabul etmemekle beraber işbu davada İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğunu,davanın görevsiz mahkemede ikame edildiğini, dava açılmadan önce dava şartı olan arabuluculuk sürecinin yerine getirilmediğini,davanın dava şartı yokluğundan usulden reddini,aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, 2023/110 Esas sayılı dosyası 10/07/2023 tarihli celsesi ara kararı ile, ”Davalının para alacağına ilişkin zorunlu arabuluculuk dava şartına dair itirazı yönünden davacının maddi ve manevi tazminat talepleri para alacağına ilişkin olduğu görülmekle bu kalemler yönünden dosyanın tefriki ile ayrı esasına kaydına” karar verilerek eldeki dava maddi ve manevi tazminat talebi bakımından tefrik edilerek mahkemenin 2023/462 Esas sırasına kaydı yapılarak; TTK’nın 5. maddesinde yapılan değişiklik ile 01/01/2019 tarihinden sonra açılan ticari davalarda tazminat ve alacak niteliğindeki davalarda, dava şartı niteliğindeki 6325 ayılı arabuluculuk yasasın zorunlu arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesinin uygulanması gerektiği,davacı vekilince arabuluculuk son tutanağının sunulmadığı,duruşmada arabuluculuk başvurusunda bulunmadıklarını beyan ettiği görülmekle, davanın arabuluculuğa ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından dosyanın tefrikine hükmedildikten sonra kararda TTK’nın 5. maddesi uyarınca dava açılmadan önce dava şartı arabuluculuk müessesesinin tüketilmesi gerektiğini belirterek dava şartı eksikliğinden davanın usulden reddine karar verildiğini, davalının paylaşımlarının TTK’nın 55/1/a-1 maddesi kapsamında haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabet eylemlerinin durdurulmasına ve haksız ve yanıltıcı olan bu beyanların düzeltilerek müvekkil şirketin söz konusu beyanlar sebebiyle uğradığı maddi ve manevi zararın tahsili talebiyle dava açıldığı, somut olayda HMK’nın 110. maddesiyle düzenleme altına alınan “davaların yığılması” durumu söz konusu olduğunu, her ne kadar konusu bir miktar paranın ödenmesi olan tazminat taleplerine ilişkin davalar TTK’nın 5/A maddesi uyarınca dava şartı arabuluculuğa tabi ise de tespit ve men’e ilişkin davalar, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan bir alacak ya da tazminat davası olmadığından arabuluculuğa tabi olmadığını ,davaların yığılması durumu kapsamında, arabuluculuğa tabi olmayan bir dava ile birlikte açılan tazminat davası da arabuluculuk dava şartına tabi olmayacağından, dosyaların tefrik edilmesi işlemi ile tazminat talepleri bakımından davanın usulden reddine ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: 6100 sayılı HMK’nın 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiştir. Davanın konusunun birden fazla olması ve bunlardan bir kısmının bir miktar para alacağına, bir kısmının ise miktara tabi olmaması halinde, yani HMK 110. maddesi anlamında bir dava yığılması ve talepler arasında da HMK 166. maddesi anlamında bağlantı bulunması halinde, uyuşmazlığın ne şekilde çözümleneceğine ilişkin bir hüküm bulunmamakta ise de, Anayasamız uyarınca, uyuşmazlığın çözümünde asıl olanın mahkeme yargısı olduğu dikkate alındığında, aralarında bağlantı bulunan ve miktara tabi olan ve olmayan talepleri bir arada içeren, talep yığılmasının söz konusu olduğu davaların arabuluculuğa tabi olmaksızın mahkemece çözüme kavuşturulması gerekir. Somut olaya birebir emsal olabilecek şekilde yargıtay 11 HD nin 2020/933 esas,5776 karar sayılı ilamında “Somut olayda davacı taraf, bir nispi ticari dava olarak, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında, maddi ve manevi tazminat talepleri yanında, haksız rekabet oluşturan fiilin tespiti ve tecavüzün ortadan kaldırılması (ref’i) taleplerini bir arada ileri sürdüğünden, bu nitelikteki davaların bir bütün olarak ve işin esasına girilerek mahkemece çözüme kavuşturulması gerektiği halde, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine, karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bu nedenle bozulmasına” denilmiştir. Somut olayda davacı tarafın davası haksız rekabetin tesbiti -meni talepleri yanında maddi ve manevi tazminat talepleri bulunmaktadır.Taleplerin bir kısmının arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı, bu sebeple alacak ve tazminat taleplerine ilişkin davanın da arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı halde davaların birlikte görülmesi gerektiği halde, tefrik edilerek maddi ve manevi tazminat istemleri bakımından davanın dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın tefrik edilen dava ile birlikte yeniden görülmesi için dava dosyasının kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/07/2023 Tarih 2023/462 Esas 20223/604 karar sayılı kararın HMK’nın 353(1)a-4 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davacı tarafından yatırılan 269,85-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/10/2023