Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1912
KARAR NO: 2023/1534
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/07/2023
NUMARASI: 2022/671 Esas – 2023/768 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin verilen kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile davalı-borçlu arasındaki ticari ilişkiye istinaden davalının müvekkiline 18.710,43-TL borçlu olduğu konusunda mutabık kalınarak aralarında mutabakat sözleşmesi akdedildiğini ancak davalı borcunu ödemediğinden alacağın tahsili amacıyla aleyhine Bursa … İcra Dairesi’nde başlatılan ilamsız takibe davalı-borçlunun itirazı üzerine Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden devam edildiğini, davalının borca haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek, davaya konu icra takibine davalının vaki itirazının iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, mutabakat tarihinin 29/12/2015 olduğunu, TTK m.101’e göre 5 yıllık zamanaşımına tabi olan cari hesap alacağının zamanaşımına uğradığını; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkilinin üretici, davacının ise tedarikçi olduğunu, talebe konu bir alacağın söz konusu olamayacağını, sadece ürün üretimi ve teslimi şeklinde bir borç olabileceğini; somut olayda davacının kendisine özel tasarım ürün sipariş ettiğini, buna ilişkin olarak da davacının müvekkiline bahsi geçen cari hesap mutabakat tutarını ödediğini ancak davacının ürünü teslim almadığını, buna rağmen müvekkilinin ürünü uzunca bir süre deposunda beklettiğini, sonrasında teslim alınmayan tasarım ürünlerin başka firmalara satılması mümkün olmadığından mecburi olarak kırdırıldığını, davacının yaptığı ödemenin de muhasebesel sistemlerde alacak olarak göründüğünü ama davacının ticari hayatın gereğini yerine getirmeyerek ürünleri teslim almadığını, kayıtlarda görünen alacağın davacının hukuka aykırı eylemleri sebebiyle müvekkili tarafından ifa edilemediğini ve taraflar arasında devam eden ticari bir ilişki olmadığını belirterek, davanın öncelikle usulden, kabul edilmemesi halinde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, TTK’nın 101. maddesinde cari hesaptan kaynaklanan alacakların cari hesap sözleşmesinin sona ermesinden itibaren 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağının düzenlendiği, taraflar arasında 24/12/2015 tarihi itibariyle 18.710,40-TL alacaklı olduğuna dair cari hesap mutabakat sözleşmesi yapıldığı, davalı tarafça mutabakat sözleşmesinin 29/12/2015’te imzalandığı, taraflar arasında bu tarihten sonra başkaca bir ticari ilişkinin bulunmadığı, alacağın bu tarih itibariyle muaccel hale geldiği, alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren zamanaşımı süresi olan 5 yıl içinde takip yapılmadığından davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında davalının müvekkiline 18.710,43-TL borcu olduğu hususunda yazılı mutabakat bulunduğunu, davalının borcunu ikrar ettiğini, TTK m.98’de cari hesap sözleşmesinin sona erme sebeplerinin düzenlendiğini, cari hesap alacağına ilişkin söz konusu 5 yıllık zamanaşımı süresinin sözleşmenin sona ermesinden sonra başlayacağını, somut olayda maddede belirtilen sona erme hallerinin bulunmadığını, dolayısıyla zamanaşımından söz edilemeyeceğini;TBK m.146 ve 147 hükümleri dikkate alındığında, davada uygulanması gereken zamanaşımı süresinin 10 yıllık genel zamanaşımı süresi olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenmiş mutabakat sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının vaki itirazının iptali istemine ilişkindir.İstinaf incelemesi kapsamında uyuşmazlık, dava konusu alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususu ile sınırlıdır. 6102 sayılı TTK’nın 89. maddesine göre; iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip, bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme, cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı madde de; cari hesap sözleşmeleri yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre; taraflar arasında, yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır. Açık hesap ilişkisi ise; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. Taraflar arasında TTK’nın 89. maddesine göre yapılmış yazılı cari hesap sözleşmesi bulunmamaktadır. Aralarındaki ticari ilişki açık hesap ilişkisi niteliğinde olup, cari hesaba ilişkin hükümler uygulanamayacağından cari hesap zamanaşımı süresinin düzenlendiği TTK’nın 101. maddesinin somut olayda uygulanma ihtimali bulunmamaktadır. Davalı vekili ,davacının müvekkiline özel üretim için dava konusu bedeli gönderdiği ,siparişin zamanında alınmaması nedeniyle başka bir yerde kullanılmadığından kırıldığını ileri sürmüş ise de;bu savunmayı doğrulayacak delil gösterilmediğinden somut olayda bu savunmayı doğrulayan delil sunulmadığından TBK m.146’daki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir.Buna göre, taraflar arasındaki ticari satım sözleşmesi kapsamında davacının davalıdan olan alacağının 2014 yılında doğduğu ,icra takip tarihinin de 17/06/2021 olması sebebiyle, henüz TBK m.146’daki 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından, davalının zamanaşımı definin reddiyle yargılamaya devam edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile cari hesaba ilişkin 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden bahisle mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf sebebi yerinde bulunmuştur.Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmekle başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/671 Esas – 2023/768 Karar sayılı 07/07/2023 tarihli kararının, HMK m.353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davacı tarafından yatırılan 269,85-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/10/2023