Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/190 E. 2023/366 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/190
KARAR NO: 2023/366
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2022 – 31/08/2022 Tarihli (Ara Kararlar)
NUMARASI: 2022/595 Esas
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz
İhtiyati tedbire itirazın reddine, ihtiyati tedbir isteminin kısmen reddine ilişkin ara kararların taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili, davalı … ve davalı …’nın davacıya şirket kurdurup kar sağlanacağı vaadi ile şirket hesabına yüklü meblağlar ödettiğini, eylemleriyle şirketin işleyemez hale gelmesine neden olduğunu, bu olay ilgili İstanbul Anadolu C. Başsavcılığının 2022/14377 ve 2022/48429 soruşturma numarası ile soruşturmanın devam ettiğini, İran uyruklu davacı ile davalı …’ın, Türkiye’de … isimli şahıs vasıtası ile tanıştıklarını, …’ın, “unlu mamul imalatı pastane işleri ve pazarlaması konusunda tecrübeli olduğunu, yeteri kadar sermaye verilirse çok güzel kazanç sağlayabileceklerini” ifade ettiklerini, davacı müvekkilini ikna ettiklerini, … şirket ortağı olarak arkadaşı …’yı önerdiğini ve şirketi adı geçen ile kurduklarını, … iban numarası ile sürekli olarak para gönderdiğini, müvekkilinin kurulan iş yerinden hiç bir kar elde etmediğini, davalılar şirkete ait araçları kendi akrabalarına devrederek şirket mallarını kaçırdıklarını, …, …, …, … araçları …, …, … isimli şahıslara devrettiğini, davalı müdür ve şirket ortağı …’nın ve davalı müdür …’ın müdürlük temsil yetkilerinin dava kesinleşene kadar ihtiyaten, dava sonunda ise kesin olarak kaldırılmasını; 1, 2, 4 ve 5 numaralı davalılar yönünden; … Şirketinden kaçırılan ve 4 numaralı davalıya karşılıksız olarak devredilen … ile 5 numaralı davalıya devredilen … plakalı araçların şirkete ait olduğunun tespiti ile araçların kayıtlarına dava süresince teminatsız olarak ihtiyati tedbir konularak devrinin engellenmesine, araçların tescillerinin iptal edilerek … ve … plakalı araçların davalı … Ltd. Şti adına tesciline, davalıların mal kaçırma ihtimaline binaen araç, gayrimenkül, menkül, üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına 1 ve 2 nolu numaralı davalıar yönünden şimdilik dava değeri olan 100.000-TL üzerinden 4 ve 5 ise numaralı davalılar yönünden ise bu davalılara araçlarla ilgili kısım dahilinde 50.000-TL üzerinden ihtiyati haciz konulmasını, davalı müdürlerin müdürlük yetkilerinin dava süresince ihtiyaten kaldırılmasına, müvekkiline yönetim ve temsile dair münferiden müdürlük yetkisi verilmesine, şirkete yönetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR ARA KARARI: Mahkemece, 31.08.2022 tarihli ara karar ile, HMK 389/1 maddesi uyarınca sadece uyuşmazlık konusu hakkında tedbire hükmedilebileceği, dava konusu … ile … plakalı araçların davalılar adına kayıtlı olması nazara alınarak taktiren teminatsız olarak 3. kişilere devrinin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir verilmesine, davalılara ait başkaca araç ve gayrimenkül, menkül ve 3. şahıslardaki hak ve alacaklarına teminatsız olarak ihtiyati haciz konulması taleplerinin dava konusu olmadığı, davacı iddiaları yönünden bu aşamada yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği, davacı tarafın iddialarının yargılamayı gerektirmesi ve yargılamayı esastan sonuçlandıracak şekilde ihtiyati tedbir ve haciz kararı verilmesi mümkün olmadığından davalı müdürlerin yetkilerinin dava süresinde kaldırılması, davacı müvekkiline dava süresince müvekkiline yetki verilmesi veya şirkete yönetim kayyımı atanması talebinin reddine karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalılar vekili, tensiple sadece … ve … plakalı araçların davalılar adına kayıtlı olması halinde 3. kişilere devrinin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verildiğini, kararın, 6102 Sayılı TTK’nın 553 ve 390 vd. maddelerine açıkça aykırı olduğunu, gerek TTK. 553 gerek 630’da şirket ortağı yöneticisi, müdürü, temsilcisi olmayan şahıslara dava açılmasının mümkün olmadığını, anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerine, limited ve diğer şirketlerde müdürlere, yetki devri suretiyle şeklen atanan yöneticilere, fiili organ olarak yönetime katılan kişilere, tacir yardımcılarına karşı açılabileceğini, doğrudan ya da dolaylı olarak şirketi temsil ve ilzam yetkisi bulunmayan 3. Şahısların davada taraf gösterilmesi mümkün olmadığından davalılar … ve …’ın davada taraf gösterilerek ve malvarlığı üzerine tedbir kararı konulması mümkün olmadığını belirterek, ihtiyati tedbire itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece 23.12.2022 tarihli ara karar ile; 31.08.2022 tarihli ara kararı ile üzerlerine tedbir konan … ile … plakalı araçların devrinin iptaline ve şirket adına tesciline karar verilmesinin talep edilmesi karşısında araçların davanın konusu olduğu, davalılar vekilinin tedbire yönelik itirazlarının ancak esasa ilişkin yargılama sonucunda açıklığa kavuşacağı, 31.08.2022 tarihli ara kararında bahsi geçen araçlar üzerine konulan ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektiren şartlarda bir değişiklik bulunmadığından ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1- İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili; davalı müdür ve şirket ortağı olan …’nın, İstanbul Anadolu C. Başsavcılığı 2022/14337 Soruşturma dosyasında verdiği ifadesinde, kağıt üzerinde yetkili olduğunu, asıl işlemleri davalı …’ın yaptığını, kendisinin şirketle bir ilgisinin olmadığını, iki yıla yakın bir zamandır … isimli markette işçi olarak çalıştığını beyan ettiğini, diğer davalı şirket müdürü … ise, yine aynı soruşturma dosyasında şirkete ait araçları bizzat kendisinin gelini ile eşine devrettiğini, herhangi bir nedene dayanmadan bunların kendi hakkı olduğunu açıkça beyan ettiğini, davalıların yetkilerini açıkça kötüye kullandıklarını, 3 numaralı kararın kaldırılarak, davalı müdürlerin temsil yetkisinin dava süresince ihtiyaten kaldırılmasına, davacı müvekkiline ihtiyaten münferiden temsil ve yönetime yetki verilmesini talep etmiştir. 2- Davalılar vekili; davanın TTK. 553. Madde uyarınca açılmış yöneticinin sorumluluğu ve yöneticinin azli davası olduğunu, bu davanın yönetici olmayan kişilere açılmasının mümkün olmadığını, şirketi temsil ve ilzam yetkisi bulunmayan 3. Şahısların davada taraf gösterilmesi mümkün olmadığından davalılar … ve …’ın davada taraf gösterilerek mal varlığına tedbir konulması mümkün olmadığını, dava dilekçesinde araçların muvazaalı bir şekilde satıldığı iddia edilerek satışın iptali ile davalı şirket adına tescili istenmiş ise de mevcut talebin söz konusu davaların konusu olamayacağını ileri sürerek itirazın reddine ilişkin ara kararın kaldırılarak ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava ; yöneticinin sorumluluğu hükümleri kapsamında davalı şirket müdürlerinin şirkete verdiği zararın tazmini, muvazaalı olarak akrabalara satılan araçların kaydının iptali ile şirket adına tescili ve davalı şirket müdürlerinin azli istemine ilişkindir. TTK 644. maddesi atfı ile 555. maddesi gereğince şirketin zarara uğraması halinde tazminatın şirkete ödenmesini talep etmeleri şartı ile şirket ortaklarının dava açmaya hakları olduğu gibi muvazaalı işlemden dolayı zarar gören şirket ortağının da devir edilen araçların tescilinin iptali ile şirket adına tescilini talep etmeye hakkı bulunmaktadır. Açılan davada araçlar dava konusu olduğundan araçların maliklerinin davada taraf olarak bulunmasının mümkün olmadığına yönelik istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. (Yargıtay 11.HD nin 2014/1111 esas – 2014/18464 karar sayılı emsal ilamı) Şirket ortağı olmayan …’ın araçların kendi hakkı olduğunu soruşturma evrakında beyan ettiği anlaşılmakla,davacı tarafça ihtiyati tedbir kararı bakımından yaklaşık ispatın sağlandığı, araçlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasında ve itirazın reddine ilişkin ara kararda isabetsizlik görülmediğinden, ihtiyati tedbire itiraz eden davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. TTK 625. ve 626. maddelerine göre, müdürler görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kuralı çerçevesinde gözetmekle yükümlüdürler. TTK 630. maddesinde, geçici hukuki koruma konusunda özel bir hüküm bulunmadığından, genel hüküm olan HMK 389 vd.maddeleri uygulanmalıdır. 6100 Sayılı HMK nın 390 Maddesi “Tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir. Şirket yönetiminin genel kurulca seçilmiş yöneticilerle yapılması, mahkemelerce zorunluluk olmadıkça şirket yönetimine müdahale edilmemesi esastır. Geçici hukuki koruma önlemi alınırken, tarafların ve şirketin menfaatlerinin korunması gerekir. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Somut olayda; dava dilekçesindeki talepler yargılamayı gerektirir nitelikte olup ,hüküm sonucunu elde edecek şekilde davalı müdürlerin temsil yetkisinin kaldırılması gerektiği sonucuna duraksamadan varacak bir delil bulunmamaktadır. Kötü yönetimin varlığı ancak yapılacak tahkikat ile belirlenebilecektir. Bu aşamada haklı sebeple azil koşullarının mevcut olup olmadığı sunulan delillerin toplanıp değerlendirilmesini, yargılama yapılmasını gerektirmektedir. Devir edilen araçlara konulan ihtiyati tedbir bu aşamada yeterlidir. İlk derece mahkemesince davacı vekilinin, şirket yöneticilerinin temsil ve ilzam yetkilerinin tedbiren kısıtlanması, davacıya temsil yetkisi verilmesi talebinin, haklı nedenin varlığı konusunda yaklaşık ispatın sağlanmadığı gerekçesiyle reddine ilişkin ara kararında ve delillerin takdirinde isabetsizlik görülmediğinden, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir isteyen davacı ve ihtiyati tedbire itiraz eden davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/03/2023