Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1857 E. 2023/1417 K. 25.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1857
KARAR NO: 2023/1417
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/458 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/09/2023
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili, müvekkilinin 14.09.2014 tarihinden bu yana davalı şirketin %50 ortağı iken davacının babası …’ın(şirketin %30 ortağı), müvekkilinden %15 pay istediğini, müvekkilinin %15 payı 04.08.2022 tarihinde babasına verdiğini, bu nedenle şirket 02.09.2022 tarihinde tescil edildiği ilan olunduğunu, müvekkilinin bugüne kadar şirketin iş ve işleyişiyle ilgili diğer ortaklardan bilgi alamadığı gibi, kar dağıtımı yapılmadığını,bilançoları gösterilmediğini ve şirket araçlarının şirket işleri dışında kullanıldığını, müvekkilinin şirketin ana sözleşmesini istediğini ve bu kadar basit bir evraka bile ne şirkette nede şirket muhasebe işlerini yapan kişilerde temin edemediğini, yine şirket müdürü olarak yetkilendirilen …’ın şirket adına olan araçların satışında elde ettiği ödemelerle ilgili bilgi vermediği gibi bu ödemeleri ne amaçla kullandığı da bilinmediğini, ayrıca şirket adına alınan herhangi bir kararda gerekli toplantılar düzenlemeden istenildiği gibi yetki kullanıldığını, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona erdiğini, şirket aracılığı ile müvekkiline düzenli bir ödeme yapılmadığı gibi elde edinilen gelirlerin de hakkaniyete aykırı bir şekilde pay ediliyor olmasının, yolsuzluklar yapıldığı kanaati güçlendirdiğini, müvekkili ile iletişimin kesildiğini, güven ve iş birliğini zedeleyen davranışların TTK. Madde 549/4 göre haklı nedenlerle limited ortaklığın sona ermesi nedeni olduğunu,şirketin feshine karar verilmesi , şirkete ait taşınır veya taşınmaz malların satılmaya devam edildiği için şirket hesaplarındaki paraya bloke konulmasını, araçların ve taşınmazların kaçırılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşullarının oluşması gerektiği, mevcut delil durumu itibariyle yaklaşık ispat koşulları oluşmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, …’ın kendisine verilen yetkileri yerinde kullanmadığı gibi şirket araçlarını kendi kişisel menfaatleri için kullandığını ve hatta şirket adına yapılan işlerde de toplantı düzenlenmeden bireysel alınan kararlarla yaptığını, en önemlisi, şuan şirket mallarını satmaya başladığını ve bunlardan edinilen paraların şirketin hesabına geçmediğini, açık bir şekilde şirketten mal kaçırılmaya başlandığını, müvekkille herhangi bir bilgi alışverişi yapılmadığını, iletişim sağlanmadığını, diğer ortak …’ten duydukları kadarıyla 2 araç satıldığını ve gelen ödemeler de öncelikle şirket hesabına oradan da … kendi hesabına attığını söylendiğini, şirketin bankalardaki hesapları incelendiğinde durumun ortaya çıkacağını, yine diğer ortak olan …’in müvekkilini arayarak, “Şirkete ait … model araç nerede? Uzun zamandır otoparkta ve işte görülmüyor, baban en son Karadeniz bölgesine gitmişti onla ancak uçakla döndü. Nerede olduğundan haberin var mı?” diye sorduğunu, akabinde müvekkilinin araştırması neticesinde, aracı şirket işleri haricinde özel işlerinde kullandığının ortaya çıktığını, müvekkili bu durumu netleştirince de …’ın, müvekkiliyle tüm iletişimleri kopardığını ve şirket mallarını satmaya başladığını, elde ettiği gelirleri de kendi menfaatleri doğrultusunda kullandığını, tüm ortakların kendi payları oranında haklarına kolaylıkla kavuşması gerektiğini, ancak satılan malların temini yada maddi karşılığı zor olacağı gibi imkansız da olabiliceğini bu nedenle ihtiyati tedbir talebinde bulunduklarını belirterek , ara kararın kaldırılarak, ivedilikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Derdest davadaki talep,davalı şirketin ortağı ve müdürü …’ın şirketi kendi menfaatleri için yönettiği diğer ortakların zararına hareket ettiği inancı ile açılan şirketin feshi istemine ilişkin davada şirketin mallarının devrinin engellenmesi ve şirket hesaplarına bloke konulması istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesi, dosya kapsamı, mevcut delil durumu delillerin henüz toplanmamış olması ve iddianın yargılamayı gerektirmesini dikkate alarak yaklaşık ispat şartı da gerçekleşmediği gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Limited şirketlerde feshi düzenleyen TTK 636. maddesine göre, her ortağın haklı sebeplerin varlığı halinde şirketin feshini isteyebileceği belirtilmektedir. Yine aynı maddenin 4. fıkrasına göre fesih davası açıldığında mahkemenin taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alacağı düzenlenmiştir.HMK 390/3 maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Somut olayda davacının davalı şirketin feshini ve şirketin mallarının korunmasına yönelik olarak devrinin engellenmesi ve şirketin banka hesaplarına bloke konulmasını talep ettiği,derdest davada bulunulan aşama itibariyle davacının davanın esası bakımından haklılığını yaklaşık olarak ispat ettiğine dair dosyaya duraksamadan değerlendirilebilecek nitelikde delil sunmadıkları gibi, davanın henüz tensip aşamasında bulunduğu anlaşılmakla banka hesaplarına tedbir konulmasına ve araçların ve malvarlığının devrinin engellenmesine yönelik yasal koşulları bulunmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle; ihtiyati tedbir koşulları bulunmadığı anlaşılmakla ara kararda isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/09/2023