Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1800 E. 2023/1514 K. 09.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1800
KARAR NO: 2023/1514
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/654 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/10/2023
Kayyum atanması ve ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili; Davacı müvekkilinin 03.07.2023 tarihinde yapılan genel kurula kadar yönetim kurulu başkanı olduğunu, Şirketin kuruluşundan beri 7 yıl geçmiş olup bu zamana kadar herhangi bir kar dağıtımı yapılmadığını, Müvekkil, kar dağıtımlarına ilişkin bilgi almak istediğinde ise öncelikle soruları cevapsız bırakılmış, ardından şirket maili kapatılarak şirkete girişleri engellendiğini, Her ne kadar müvekkil yönetim kurulu başkanı olsa da yönetim kurulunda iş bölümü söz konusu olup davacı müvekkil satış ve pazarlama işlemleriyle ilgilenmekte iken hakim ortak yönetim kurulu üyesi … finansal işlemlerden sorumlu yönetim kurulu üyesi olduğunu ,müvekkiline gerekli bilginin verilmediğini ,şirketin uzun yıllar genel kurul yapmadığını ,müvekkilinin çıkma payının değersizleştirilmesi için işlemler yapılacağının muhtemel olduğunu ,şirkete ait taşınmazlar ve fabrikalarda yer alan makineler üzerine 03.07.2023 tarihli genel kurul sonrası imza yetkisi de ele geçirildiğinden üçüncü kişilere devre engel olacak şekilde ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirket hesaplarının ve malvarlıklarının kontrolünün sağlanması amacıyla öncelikle şirkete yönetim kayyumu aksi halde ise de hesapların şeffaflığı ve denetimi için denetim kayyımı atanmasını talep etmiştir.
ARA KARAR: Mahkemece, Dosyaya sunulan delillerle tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup davacı vekili tarafından ileri sürülen iddialar, mevcut deliller gözetildiğinde haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterinin gerçekleşmediği kanaatine varıldığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; müvekkilinin şirket hesaplarına ilişkin bilgi talepleri baştan savma ve eksik olarak sonuçlandırıldığını, hesapların güvenliği ve şeffaflığı için kayyım atanması gerektiğini, kayıt dışı gelirlerin hesaplara işlenmediğini, hesapların ve şirket malvarlığının güvenliği için kayyım varlığının şart olduğunu, dava süreci boyunca faaliyetleri devam ettirebilmek adına şirkete denetçi kayyım atanması gerektiğini, davalının şirket malvarlığını eksiltmesi ihtimaline karşılık envanterler için tedbir talep ettiklerini, davanın niteliği de göz önüne alındığında yargılamanın uzun süreceğini, hakim ortağın davacı müvekkilini şirket yönetiminden uzaklaştırarak akrabalarına şirket yönetiminde yer vermesi ile istediği kararı aldırabileceğini ve bu yolla hakim ortağın şirket malvarlığını hileli olarak eksiltebileceğini, davanın sonunda feshedilecek veya alternatif çözüm olarak davacı müvekkiline verilecek bir payın dahi kalmayacağından endişe duyduklarını, telafisi güç ve imkansız zararlar doğmadan şirket malvarlıkları üzerine ihtiyati tedbir koyulmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, TTK 531 maddesi uyarınca şirketin feshi ve dava dışı şirkete yönetim veya denetim kayyımı atanması ayrıca şirket adına kayıtlı malvarlıklarının üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir uygulanması istemlerine ilişkindir. Anonim Şirketler TTK’nun 365. maddesi uyarınca yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunurlar. Somut olayda şirkette organ boşluğu olduğu iddiası bulunmamaktadır. Anonim şirketlerde yönetim kurulunun yönetim yetkisinin mahkemelerce kaldırılacağına veya sınırlandırılacağına ilişkin yasal düzenleme yoktur. Yönetim Kurulunun görevden alınması, seçilmesi TTK’nun 408(2)-b gereği şirketin genel kuruluna tanınmış bir yetkidir. Mahkemelerce şirket yönetimine yapılacak müdahalenin çok kısıtlı olarak ve zorunlu hallerde yapılması gerekir. Bu nedenle davalı şirkete tedbiren yönetim kayyımı atanması isteminin yasal dayanağı bulunmamaktadır. HMK 389. vd.maddelerinde aranan, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi, talep sahibi davacıların hakkını tehdit eden yakın bir tehlike nedeniyle ivedi bir koruma ihtiyacı içinde bulundukları hususu belirlenememektedir. Diğer taraftan HMK 390/3 maddesi gereğince tedbir talep eden taraf sunduğu deliller ile davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat zorundadır. Somut olayda; davanın açılış tarihinin 07.07.2023 tarihi olduğu , davacının 03.07.2023 tarihine kadar davalı şirketin YK başkanı olduğunun belirtildiği , yönetimden ayrıldıktan sonra kalan şirket yöneticisinin malvarlığını azaltıcı eylemlerde bulunacağı ihtimaline binaen kayyum atanması ve şirket malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği, bu aşamada davalı şirketin yönetim organından yoksun kalmasının söz konusu olmadığı, davalıların şirketi zarara uğrattıkları ileri sürülmüş ise de davalı şirket yöneticilerinin ne gibi işlem ve eylemlerde bulunduğunun davanın bulunduğu aşama nedeniyle belirli olmadığı, dosyaya sunulan delillerle mahkemenin tedbir talebinin haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup davacı vekili tarafından ileri sürülen iddialar, mevcut deliller gözetildiğinde haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterinin gerçekleşmediği kanaatine varıldığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/10/2023