Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1798 E. 2023/1692 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1798
KARAR NO: 2023/1692
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/345 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2023
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Talep eden davacılar vekili; müvekkilleri … ve …’in % 15’er hisse ile davalı …’in % 70 hisse ile ortağı olduğu …A.Ş.’de davalı …’in yönetim yetkisini kötüye kullandığını, şirkete ait hak ve alacakları, kendi adına kurduğu davalı …Ltd Şti’ye aktardığını, ardından gönül ilişkisi olduğu … isimli kişi adına kayıtlı şirkete devir ve temlik ettiğini, müvekkillerinin hissedarı bulunduğu …A.Ş. adına kayıtlı olan “…” ve “…” markasını genel kurul toplantısı yapmaksızın muvazaalı şekilde kendi adına kayıtlı …Ltd Şti’ye devrettiğini, akabinde bu markaları davalının kız arkadaşı dava dışı …’ye ait olan …A.Ş.’ye muvazaalı şekilde devrettiğini, markanın muvazaalı olarak devri üzerine şirket faaliyetinin fiilen ve kasten sona erdirildiğini ve şirketin borca batak hale sokulduğunu belirterek marka devrine ilişkin 22/09/2020 tarihli 2020/02 sayılı yönetim kurulu kararı ile kararda bahsedilen marka devir sözleşmesinin iptaline, davalıların tarafların ortağı olduğu şirkete verdikleri zararın tazmine yönelik açtığı davada, ihtiyati tedbir yoluyla …A.Ş.’ye kayyum atanmasına, …AŞ, davalı …Ltd. Şti., …A.Ş. ile … adına kayıtlı tüm menkul ve gayrimenkul mallar ile “…”, “…”, “…” markalarının devir ve temlikinin önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece; dava dışı …A.Ş.’nin yasal olarak organlarının mevcut olduğu, davalılardan … adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul malların dava konusu olmadığı, dava konusu markalardan “…” ve “…” markalarının dava konusu marka devir sözleşmesi kapsamında bulunmadığı, mal varlığı üzerine tedbir istenen …A.Ş.’nin davada taraf olmadığı, 22.09.2020 tarih ve 2020/02 sayılı yönetim kurulu kararına konu markanın “…” markası olduğu, davacı tarafın dava dışı şirkete kayyım atanması, davalı … adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir konulması ve “…” ve “…” markasının devrinin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin talebinin kısmen kabulü ile, dava dışı …A.Ş.’n kayyım atanması ve mal varlığına tedbir konulması talebi ile davalı … adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir konulması ve “…” ve “…” markalarının devrinin engellenmesine yönelik tedbir talebinin reddine, marka devir sözleşmesine konu “…” markasının 3. kişilere devir ve temlik edilmesinin dava sonuna kadar tedbiren önlenmesi taleplerinin takdiren teminatsız olarak kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili; “…” ve “…” markalarının …A.Ş.’nin tek malvarlığı olduğunu ve şirketin mali devamlılığı açısından hayati öneme sahip olduğunu, şirketin ana gelir kaynağı ve malvarlığı olan bu markaların devrinin bir anlamda şirketin faaliyetlerini ortadan kaldırmak anlamına geldiğini, her ne kadar “…” markasının başvurusu 12.01.2021 tarihinde yapılmış ve hemen akabinde devri gerçekleştirilmişse de “…” olarak ifade edilen ve çocuklara hitap eden bu ürünün “…” markası adı altında kullanılmasının 2021 yılından oldukça öncesine dayandığını, bu hususun tanık beyanları ile sabit olduğunu, davalı … tarafından “…” hakkında ancak 2021 yılında marka başvurusunda bulunulduğunu ve hemen sonra da bu markanın kız arkadaşının annesine ait olan davalı … …A.Ş.’ye devredildiğini, davalı …A.Ş.’nin faaliyeti ile işbu markanın hiçbir bağlantısının bulunmadığını, davalı …’in … ile aralarındaki boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakasına ilişkin icra takibi uyarınca şirket hisselerine haciz konulması akabinde kendi adına davalı …Ltd Şti’yi kurarak “…” markasını da bu şirkete devrettiğini, bu hususta tanık beyanlarını bulunduğunu, davalı şahsın sahip olduğu yetkiden doğan tüm kanuni sorumluluklarını kasten ihmal etmekte ve kötüye kullanmakta olduğunu, kendi adına şirket kurarak mevcut şirketin içini boşalttığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, ihtiyati tedbir taleplerinin tümünün kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, marka devrine ilişkin yönetim kurulu kararı ile marka devir sözleşmesinin iptali, tarafların ortağı olduğu …A.Ş.’ye verilen zararın tazminine ilişkin davada ihtiyati tedbir yoluyla …A.Ş.’ye kayyım atanması, marka devrinin önlenmesi, davalıların taşınır ve taşınmazlarına tedbir konulması istemine ilişkindir.Somut olayda; davacılar, toplamda % 30 hisse ile ortak oldukları …A.Ş.’de % 70 hisse ile ortak ve yönetici olan davalı …’in şirkete ait markaları diğer davalı şirketlere devredip diğer şirketler üzerinden ticari faaliyette bulunarak tarafların ortağı olduğu …A.Ş.’yi faaliyetsiz hale getirdiğini iddia etmektedir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. Somut olayda, davalıların taşınır ve taşınmaz mallarının iş bu davanın konusunu teşkil etmediği açıktır. HMK.nun 389 maddesinin açık hükmü gereği ihtiyati tedbire ancak davalının uyuşmazlık konusu olan mal varlığı değerleri bakımından karar verilebileceği, para alacağı talepli davalarda koşulları varsa İİK hükümlerine göre ihtiyati haciz kararı verilebileceği, somut uyuşmazlıktaki gibi konusu para alacağı olan davalarda ihtiyati tedbir kararı verilmesi imkanı bulunmadığı yargı kararları ile sabittir. Bu kapsamda davalılara ait taşınır ya da taşınmaz malları dava konusu olmadığından, HMK’nın 389. maddesi kapsamında uyuşmazlık konusu olmayan mal varlığı değerlerine ihtiyati tedbir konulmasına yönelik talep yerinde değildir. İhtiyati tedbir yoluyla kayyım atanması ile ilgili olarak; TTK’da kayyım atanmasına ilişkin düzenleme mevcut olmayıp TMK’nın 403/2 maddesinde, kayyımın belirli işleri görmek veya mal varlığını yönetmek için atanacağı, 427. maddesinde ise bir tüzel kişi gerekli organlarından yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamış ise yönetim kayyımı atanacağı düzenlenmiştir. Anonim Şirketler TTK’nun 365.maddesi uyarınca Yönetim Kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunurlar. Anonim şirketlerde yönetim kurulunun yönetim yetkisinin mahkemelerce kaldırılacağına veya sınırlandırılacağına ilişkin yasal düzenleme yoktur. Yönetim Kurulunun görevden alınması, seçilmesi TTK’nın 408(2)-b gereği şirketin genel kuruluna tanınmış bir yetkidir. Yönetim Kayyımı atanması istemi aynı zamanda yönetim yetkisinin kaldırılması anlamına gelmektedir. Şirketin uyuşmazlık halinde şirketi organsız bırakmamak amacıyla şirket yöneticilerinin görevine devam edemeyeceği anlaşılırsa, şirkete temsil veya yönetim kayyımı atanması TTK hükümleri uyarınca mümkün olup, yönetim veya denetim kayyımı atanması da geçici bir hukuki koruma tedbiridir. Mahkemece böyle bir geçici hukuki korumaya karar verilebilmesi için, HMK’nın 389. maddesi gereğince somut bir tehlikenin varlığı zorunludur. Böyle bir tehlike olmadıkça ihtiyati tedbir kararı verilemez. Diğer taraftan, şirket yönetiminin genel kurulca seçilmiş yöneticilerle yapılması, zorunluluk olmadıkça şirket yönetimine müdahale edilmemesi esastır. Somut olayda davalı …’in görevinin devam ettiği, …A.Ş.’nin yasal organlarının mevcut olduğu, organ boşluğu söz konusu olmadığı, davalı …’in şirketi zarara uğrattıkları ileri sürülmüş ise de ne gibi işlem ve eylemlerde bulunduğunun davanın bulunduğu aşama nedeniyle belirli olmadığı, dosyaya sunulan delillerle mahkemenin tedbir talebinin haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup davacı vekili tarafından ileri sürülen iddialar, mevcut deliller gözetildiğinde haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterinin gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır. Markaların devrinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine ilişkin talep bakımından; dava konusu markalardan “…” ve “…” markalarının dava konusu marka devir sözleşmesi kapsamında bulunmadığı, Üsküdar … Noterliği’nin 17.03.2023 tarih ve …. yevmiye numarasıyla onaylanan 22.09.2020 tarih ve 2020/02 sayılı yönetim kurulu kararına konu markanın “…” markası olduğu ve bu marka yönünden ihtiyati tedbir talebinin kabul edildiği, “…” ve “…” markaları yönünden ise bu markaların şirkete ait olup olmadığı, davalı şirketlere tarafların ortağı olduğu şirket tarafından devredilip devredilmediği hususunda dosyanın bulunduğu aşama itibariyle yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından bu markalar yönünden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; mahkemenin 25/05/2023 tarihli ara kararında isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/11/2023