Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1779 E. 2023/1513 K. 09.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1779
KARAR NO: 2023/1513
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2023
NUMARASI: 2022/526 Esas – 2023/264 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
Davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında Taşıma Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede mesafeye göre ulaştırma saatleri,her iki yanın yükümlülükleri, ücret tarifesi ve ödeme şekli, uyuşmazlık halinde yetkili mahkemenin belirtildiğini, müvekkil Şirketin yükümlülüklerini özenle yerine getirerek faaliyetleri neticesinde faturalar düzenlendiğini, davalının taşıma hizmetine karşılık kendi üzerine düşen fatura bedellerini ödemediğini, müşteri cari hesap ekstresinde fatura bedellerinin toplam tutarı 31.497,29-TL olduğunu, müvekkil şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla takibe konu alacak için icra takibi başlatılmış olup Davalı tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, arabulucuya başvurulduğunu ve anlaşma sağlanamadığını belirterek,davalının itirazının iptaline ve davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; Davacı tarafından başlatılan takipte müvekkili şirket tarafından 29,12.2020 tarihinde süresi içinde itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davacı tarafından 23.02.2021 tarihinde zorunlu arabuluculuk yoluna itirazın iptali talepli ve konulu olarak başvurularak müvekkil şirket tarafından icra dosyasına yapılan itiraza ve itirazın tebliğine dair tebliğ ile aranan öğrenme ve belgelendirme unsurları aynı anda tümüyle gerçekleşmesi sebebiyle işbu davayı hak düşürücü süre içinde açmadığından usulden reddi gerektiğini, taraflar arasındaki cari hesap kayıtları arasında uyuşmazlık bulunmadığını, davacının müvekkil şirket’ten bir alacağı bulunmadığından davanın esastan reddi gerektiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davaya konu takibe borçlu tarafından 29/12/2020 tarihinde itiraz edildiğini, itirazın davacı alacaklıya tebliğ olunmadığını, akabinde davacı 23/02/2021 tarihinde itirazın iptali davası ikame etmek amacıyla arabuluculuya başvurduğu, borca itiraz dilekçesi davacı alacaklıya tebliğ olunmadığından alacaklı davacının borca itiraz dilekçesinin tebliğ tarihinin arabuluculuğa başvuru tarihi olarak kabulü gerektiğini, arabuluculuk sürecinin 16/04/2021 tarihinde anlaşamama ile sonuçlandığını, arabuluculuğa başvuru, dava açmak için kanunda öngörülmüş süreleri durdurduğundan davacının itirazın iptali davasını 18/04/2022 tarihine kadar açması gerektiği halde eldeki dava 29/08/2022 tarihinde açıldığını, hakdüşürücü sürenin geçtiği anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEBLERİ: Davacı vekili; alacaklı müvekkili şirketin, açılan ilk davanın dava tarihi itibariyle icra takibine davalı yanca yapılan itirazın tüm içeriğini bildiği kabul edildiğini, ancak İİK’nun 67. Maddesi bu denli bir yorumlamaya açık kapı bırakacak şekilde düzenlenmediğini, kanunun ilgili maddesinde açıkça “tebliğ edilme” şartı öngörüldüğünü, alacaklının gerçekleştirdiği bir kısım eylem ve işlemlerin tebliğ mahiyetini taşıyacağı veyahut tebliğ edilmiş gibi hüküm ve sonuç doğurmaya neden olacağı gibi sıralanan, açıklık bulunan bir durum olmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmek üzere mahkemeye iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: İİK 67.maddesi “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Alacaklı bir yıl içinde itirazın iptali davası açmazsa, yaptığı ilâmsız takip düşer, alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece, genel mahkemelerde bir alacak (tahsil) davası açabilir. Ancak, alacaklının açacağı bu alacak (tahsil) davası sonucunda alacağı ilâm ile düşmüş olan icra takibine devam edilmesini isteyemez; ancak bu ilâma dayanarak ayrıca ilâmlı icra takibine girişebilir.İtirazın iptali davası bir yıl içinde açılmakla, derdest olan ve itiraz ile durmuş olan icra takibi iptal edilmiş olmaz; takip durmaya devam eder. Bu durumda, davayı kazanan alacaklı, “mahkemeden” alacağı ilâm ile, itiraz üzerine durmuş olan ilâmsız takibe devam edilmesini isteme, dolayısıyla da haciz olanağı elde eder.(İİK. 78/II) Somut olayda itirazın alacaklıya tebliğine ilişkin bir belge olmamakla birlikte davacıya itirazın en geç arabulucuya başvuru tarihi itibariyle tebliğ edilmiş sayılması gerekmektedir. Nasıl ki itiraz tebliğ edilmeden İcra Hukuk Mahkemesinde itirazın kaldırılmasını isteyen alacaklının talebinin reddi halinde , itirazın kaldırılmasını talep ettiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde genel mahkemede itirazın iptalini talep etme hakkı bulunduğu gözönüne alındığında tebliğ ile aranan öğrenme ve belgelendirme unsurları aynı anda tümüyle gerçekleşmesi sebebiyle işbu davanın anlaşamama tutanağının imzası tarihinden itibaren bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açılması gerekir. 16/04/2021 tarihli arabuluculuk anlaşamama tutanağında “İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini ödenmesini “müzakere ettikleri yazılıdır.Davanın açılış tarihi 29.08.2022 tarihi olup anlaşamama tutanağının düzenlenmesinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü geçmiştir. Davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/10/2023