Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1767 E. 2023/1364 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1767
KARAR NO: 2023/1364
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/06/2023
NUMARASI: 2023/234 Esas – 2023/692 Karar
DAVA:Menfi tesbit- İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/09/2023
Hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile ortak iş yapmak amacıyla faaliyetinde kullandığı makineleri ve plastik kalıpları Aralık 2020 döneminde davalının faaliyet adresine taşıdığını,makinelerin ve müşteri portföyünün müvekkili tarafından getirilmesi ve üretimden kaynaklanan karın davalı ile müvekkili arasında yarı yarıya bölüşülmesini sağlayacak ortaklık kurulması amacı olduğunu, ortaklığın devamında yeni bir şirket kurulması ve …’ın ya 4.000.000-TL sermaye koyarak ortaklığa devam etmesi ya da müvekkile ait olan makineleri satın alması amaçlandığını, bu amaçla da yeni şirket Bigplast’ın kurulduğunu, ürünlerin satış yapıldığı müşteriler de müvekkiline ait olduğundan satış faturaları da hep müvekkili tarafından kesildiğini, müvekkilinin ürünlerin satışı ile yaptığı tahsilatların bir kısmını davalıya ödediğini ,müvekkilinin zaten kendisine ait olan makineleri ve kalıpları alabilmek için 750.000-TL değerinde üç adet çek vererek, daha sonra makineleri ve kalıpların bir kısmını alarak ortaklıktan ayrıldığını,müvekkilinin borcu varmış gibi hilafına İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, dosyadan haksız tahsilatlar yapıldığını, icra dosyasının halen derdest olduğunu, yine davalının ödemeler ile takip arasındaki farkı kapatabilmek için ise yeniden geriye dönük fatura kestiğini, müvekkilinin hiçbir borcu olmadığının tespiti ile iddia edilen borcun tahsil edilmemiş kısmı bakımından belirsiz menfi tespit, tahsil edilen kısım bakımından ise belirsiz alacak istirdat davası açtıklarını beyan ederek davanın kabulünü talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, davacı taraf 750.000-TL borcu bulunduğunu bilmesine ve tam da bu tutarda borcunu kapatacak miktarda çeki vermesine karşın huzurdaki davada aksi yönde beyanlarda bulunduğunu, takip tarihi itibariyle (01.07.2021) müvekkil şirkete 418.917,45-TL borcu olan davacı şirket, ilgili ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra müvekkil şirket ile iletişime geçerek mevcut icra dosyasındaki borcunu ve ayrıca tarafların mutabık kalarak müvekkil şirketin kestiği 06.01.2022 tarihli 304.190,82-TL tutarında faturayı da kapsayacak şekilde müvekkil şirkete toplam 750.000-TL değerinde 3 (üç) adet çek teslim ettiğini, kesilen faturaların teminat niteliğinde kesildiğine ilişkin ispat yükü davacı şirket üzerinde olduğunu, beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, faturadan kaynaklanan ilamsız icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile tahsil edilen miktara yönelik istirdat talep edildiği, dava miktarının belirli ve davacı tarafından bilinebilir olduğunun kabulü gerektiğini, HMK’nın 114/1-h maddesinde, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması, dava şartları arasında sayıldığını, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, tarafların dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceğini, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verileceğini, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedileceği gerekçesiyle, hukuki yarar giderilebilir bir dava şartı olmadığından açılan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkilinin, davalı ile makinelerin ve müşteri portföyünün müvekkili tarafından getirilmesi ve üretimden kaynaklanan karın bölüşülmesini sağlayacak ortaklık kurulması olduğunu,bu amaçla da yeni şirket olan … kurulduğunu, satış faturaları da hep müvekkili tarafından kesildiğini, davalının ise müvekkili tarafından kesilen bu faturaları fatura tutarlarının biraz daha altındaki bir meblağı esas alarak tekrardan müvekkiline fatura ettiği fark edildiğini, müvekkilinin zaten kendisine ait olan makineleri ve kalıpları alabilmek için 750.000-TL değerinde üç adet çek verdiği ve daha sonra makineleri ve kalıpların bir kısmını alarak ortaklıktan ayrıldığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, icra takibine itiraz edemediğini, yapılan ödemeleri ile takip arasındaki farkı kapatabilmek için ise yeniden geriye dönük fatura kestiğini, uyuşmazlığın salt faturaya dayalı uyuşmazlık olarak incelenmesinin hatalı olduğunu, uyuşmazlığın taraflar arasında bir ortaklık ilişkisi olup olmadığı, bu ortaklık nedeniyle borçlu olunup olunmadığı olduğu, karar verilmeden evvel dava değerinin belirlenmesi ve bu konuda eksik harcın tamamlanması adına süre verilmesi gerekirken bu ilkeye uyulmadığı da göz önünde bulundurulması gerektiğini (Yargıtay 19. HD, 12.01.2015 tarihli ve 2014/17088 E., 2015/58 K. sayılı kararın) ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:6100 sayılı HMK’nın 107/1 maddesi uyarınca; “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. Davacı tarafça; davalı tarafından başlatılan icra takibi ile sınırlı olmamak üzere ancak söz konusu icra takibin de kapsayacak şekilde davalıya hiçbir borcunun olmadığının tespiti ile şimdilik 1.000 TL üzerinden belirsiz menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir.Dava dilekçesinde ,davacının talep sonucu belirsizdir. Davacının icra takibinde talep edilen alacağa karşı menfi tespit isteği anlaşılabiliyorsa da, dava dilekçesinde davacı tarafından davalıya verildiği bildirilen 750.000-TL bedelli üç adet çekten davalı tarafından düzenlenen 2022 tarihli bir adet faturadan söz edilmekte ise de bu çekler ve fatura nedeniyle menfi tespit isteği bulunup bulunmadığı anlaşılamamaktadır. Kural olarak menfi tespit davası kısmi olarak açılamaz. Ancak ,borçlu icra takibindeki borcunu kısmen kabul ediyorsa, kalanı için kısmi menfi tespit davası açması mümkün bulunmaktadır. (Yargıtay 19. H.D.’nin 2013/7695-12236 Esas-Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.)Ancak,takibin tamamı için borç bulunmadığı ileri sürülerek kısmi menfi tesbit davası açılamayacaktır. Öncelikle HMK 31. madde kapsamında davacıya talep sonucunu açıklamak için mehil verilmelidir.İcra takibinde davacıya yöneltilen alacak talebi ve davacının icra takibinde ödediği bedeller konusunda belirsizlik bulunmadığından esasen menfi tespit davalarında HMK 107.madde hükmünün de uygulanamayacak olması karşısında davacı vekilinin belirsiz alacak davası niteliğinde menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğuna yönelik diğer istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. Ayrıca; bir alacak talebi yöneltilmeden ortaklık nedeniyle hiçbir borcunun bulunmadığının tespitine yönelik istek de güncel hukuki yarar bulunmamaktadır. Davacı vekiline talep sonucunu açıklayıp, dava değerini belirtmek ve eksik peşin harcı tamamlaması yönünden HMK’nin 115/2. maddesi uyarınca kesin mehil verilmesi gerekirken, hukuki yararın tamamlanamaz dava şartı olduğundan bahisle mehil verilmeden davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Davacı verilen mehil içinde beyanda bulunmaz ise davanın usulden reddi, beyanda bulunup harcı yatırmaz ise Harçlar Kanunu’na göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken bu hususlar yapılmadan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda yazılı eksiklikler giderilerek sonucuna göre karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına davanın yeniden görülmek üzere kararın kaldırılmasına, dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/06/2023 Tarih 2023/234 Esas – 2023/692 Karar sayılı hükmün HMK’nın 353(1)a-4-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” Davacı tarafından yatırılan 269,85-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/09/2023