Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1735 E. 2023/1658 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1735
KARAR NO: 2023/1658
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/513 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine başlatılan Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibinin kesinleştiğini, takip konusu alacağın, 26.07.2022 tarihli sözleşmeye dayalı olarak 30.07.2022 tarihli 1.231.469,26-TL tutarlı faturaya istinaden teslim edilen mala ilişkin ödemelerdeki çek kur farkı ile vade farkı olduğunu, davalı tarafın çekle ödemeye ilişkin kur farkını talep ettiğini, davalının düzenlediği 31.10.2022 tarihli ve 02.12.2022 tarihli faturaların kur farkı ve vade farkına ilişkin olduğunu, davalıya 30.12.2022 tarihli 1.250.000-TL tutarlı çek ile ödeme yapılarak borcun kapatıldığını, davalının çekle ödemeyi kabul etmesi nedeniyle artık kur farkı talep edemeyeceğini, bu nedenle müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını belirterek, müvekkilinin takip konusu faturalar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin İİK’nın 72. maddesi gereğince tedbiren durdurulmasına, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise İİK’nın 72/3 maddesi gereği icra veznesine yatan paranın alacaklıya verilmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; tensip tutanağının 8. maddesinde, yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı, dava dilekçesi ekinde talep dayanağı bir bir delil emare bulunmadığı gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine başlatılan Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibinin kesinleştiğini, takip konusu alacağın, 26.07.2022 tarihli sözleşmeye dayalı olarak 30.07.2022 tarihli 1.231.469,26-TL tutarlı faturaya istinaden teslim edilen mala ilişkin ödemelerdeki çek kur farkı ile vade farkı olduğunu, davalı tarafın çekle ödemeye ilişkin kur farkını talep ettiğini, davalının düzenlediği 31.10.2022 tarihli ve 02.12.2022 tarihli faturalarının kur farkı ve vade farkına ilişkin olduğunu, davalıya 30.12.2022 tarihli 1.250.000-TL tutarlı çek ile ödeme yapılarak borcun kapatıldığını, davalının çekle ödemeyi kabul etmesi nedeniyle artık kur farkı talep edemeyeceğini, bu nedenle müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını belirterek, müvekkilinin takip konusu faturalar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin İİK’nın 72. maddesi gereğince tedbiren durdurulmasına, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise İİK’nın 72/3 maddesi gereği icra veznesine yatan paranın alacaklıya verilmemesi hususunda ihtiyati tedbir karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, vade farkı ve kur farkı alacağının tahsili amacıyla başlatılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemiyle açılan davada, İİK’nın 72/3 maddesine dayalı ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İİK’nın 72/3 maddesi “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. İİK’nın 72. maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep eden taraf, geçici hukuki koruma kararlarının genel olarak düzenlendiği HMK hükümleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesinin koşulları kapsamında haklığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. 6100 sayılı HMK’nın 390/3 maddesine göre ise “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” Somut olayda; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, icra takibinin tedbiren durdurulması, olmadığı takdirde icra veznesine yatan paranın alacaklıya verilmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. Ancak davacı vekilince ihtiyati tedbir talep ve mahkeme ara karar tarihi itibariyle, haklığını yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlayacak nitelikte kanaat verici hiç bir delil ibraz edilmemiştir. İhtiyati tedbir talebi üzerine mahkemece talebin haklılığının o tarih itibariyle sunulan delillere göre değerlendirilmesi gerekmekte olup, sonradan sunulan delillerin istinaf aşamasında incelenmesi mümkün değildir. Bu kapsamda ara kararından sonra davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan sipariş formu ve fatura suretleri değerlendirilememiştir. Bu nedenle mahkemece, dava dilekçesi ekinde talep dayanağı bir delil bulunmadığı, yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/10/2023