Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1726
KARAR NO: 2023/1351
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/07/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/464 Esas
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/09/2023
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen 07/07/2023 tarihli ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı ile yaklaşık 40 yıldır ticaretinin olması ve … Bayiliğini sürdürmesi nedeni ile feshin uygulanması halinde müvekkili şirketin ve müşterilerinin telafisi imkansız zararlara uğramaması için ivedi olarak sözleşme feshine ilişkin sonuçların ve fesih iradesinin tedbiren durdurulmasına, mahkeme aksi kanaatte ise mahkemece takdir olunacak teminat mukabilinde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI: Mahkemece, davacının talep sonucunun “davalı şirket tarafından yapılan bayilik sözleşmesine ilişkin yapılan fesih bildiriminin koşulları oluşmaması sebebi ile geçersizliğine, bayilik sözleşmesinin ilgili olağan fesih başlıklı maddesinin iptaline,” şeklinde olduğu, tedbir talebinin ise “feshin sonuçlarının ve davalının fesih iradesinin durdurulmasına” şeklinde olduğu, tedbir kararı ile yargılama sonucunda verilebilecek hükmün sonuçlarının gerçekleşmesinin sağlanamayacağı, yani hükmün sonuçlarını tesis edecek şekilde tedbir kararı verilemeyeceği kanaatine varılmış, tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEBLERİ: Davacı vekili; müvekkili şirketin kırk yıla yakın süredir … bayiliği yaptığını, davalı şirketle aralarında bayilik sözleşmesine dayanan ticari ilişkilerinin halen devam ettiğini, müvekkili şirketçe geçersizliği talep edilen fesih iradesine ilişkin tarihin 17/09/2023 olduğunu, müvekkili şirketle ilgili bayilik sözleşmesine istinaden olumsuz hiçbir durum olmamasına rağmen davalı şirketin fesih yetkisini kullanması ve dayattığı sözleşme maddelerine dayanarak anılan fesih iradesini göstermesi TMK madde 2’de düzenlenen hakkın kötüye kullanılması yasağına açıkça aykırı olup müvekkili şirketin anılan feshin vuku bulması halinde telafisi güç zararlara uğrayacağını, müvekkili şirketin uzun yıllardır sürdürdüğü yetkili … araç bayiliği unvanını kaybetmesi, ticari itibarını zedeleyecek ve tüm iş planlama ve koşullarının değişmesine, müşteri portföyünün değişmesine, maddi olarak katlanılamaz koşullarla karşılaşmasına neden olduğunu, bu itibarla müvekkili şirket açısından hayati derecede önem arz eden bu bayilik ilişkisinin feshine ilişkin tedbir kararı verilmeli ve bu nedenle yerel mahkemenin tedbirin reddi kararının kaldırılması gerektiğini, tedbir talebinin reddine dair verilen ara kararın kaldırılarak tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi aksi kanaat hasıl olur ise teminat mukabilinde tedbir kararı verilerek, 07/07/2023 tarihli ara kararın kaldırılmasını ve istinaf incelemesi neticesinde sözleşme feshine ilişkin sonuçların (koşulların) ve yaptırımların tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, HMK. 389 ve devamı maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir isteğine ilişkindir. HMK 389/(1). maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbir kararı verebilmek için uyuşmazlık konusunun tedbire elverişli olması gerekir. Talebin sonucu itibarıyla, ihtiyati tedbirin mahiyetini aşacak nitelikte olmaması gerekir. Yargıtay 19. HD’nin 2019/2981 esas-2019/4812 karar sayılı ve 17.10.2019 tarihli ilamı ile: “Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararda belirtmelidir. Ayrıca verilecek ihtiyati tedbir kararının da uyuşmazlığın esasını çözümler nitelikte olmaması gerekir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir.” denilmiş, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; davalı tarafın sözleşmeyi feshinin ihtiyati tedbir yoluyla engellenerek sözleşmenin ihtiyati tedbir yoluyla devamına karar verilmesi talep edilmektedir. Sözleşmenin feshi iradi bir bildirimdir.Haksız fesih bildirimi yapan sonuçları ile sorumludur. Davalının fesih bildiriminin haksız olup olmadığı yapılacak yargılama sonucu belirlenecektir. Dava neticesi verilecek hükümle elde edilecek sonucu temin eden hususta ihtiyati tedbir kararı da verilemez. Davacı tarafın talebi HMK 394 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir kararı verilmesi koşullarına uygun olmadığı, sözleşmenin ihtiyati tedbir yoluyla sürdürülmesi istemine ilişkin olduğu, ihtiyati tedbir kararıyla sözleşmenin sürdürülmesine karar verilemeyeceği gözetildiğinde istemin reddi usul ve yasaya uygun bulunarak, ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nin 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/09/2023