Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1684 E. 2023/1434 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1684
KARAR NO: 2023/1434
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2023
NUMARASI: 2022/360 Esas – 2023/281 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 21.03.2019 tarihli makine satış sözleşmesi ile 11.000 USD + 11.000 Euro + 64.000-TL satış bedelli makinelerin satışı konusunda anlaşılarak taksitlendirmelerin TL olarak yapıldığını, ayrıca kur farkından doğacak farklar için 30.000-TL tutarlı teminat senedi alındığını, kur farkının alınacağına dair yapılan sözleşme ve alınan teminat senedi sonrası davalıya 31.12.2021 tarihinde 19.574,76-TL tutarlı fatura kesildiğini, davalıya faturaların tebliğ edilmesine rağmen borç ödenmediğinden, aleyhine İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı şirketin kendisine tebliğ edilen ödeme emrine rağmen borcunu ödemediğini ve borca itiraz ederek aleyhine açılan icra takibini durdurduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesi tebliğine rağmen süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, takip konusu faturaların davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafça BA beyannamesi ile vergi müdürlüğüne bildirildiği, her iki tarafça imzalandığı ihtilafsız olan sözleşme hükümlerine göre kur farkının alıcı davalıya ait olduğunun kararlaştırıldığı, kural olarak çek ile yapılan ödemeden dolayı kur farkı talep edilemez ise de taraflar arasında imza edilen sözleşmenin sözleşme yapma özgürlüğü ilkesi çerçevesinde düzenlendiği, tarafların tacir, yapılan işin de ticari bir iş niteliğinde olduğu, tacirlerin basiretli davranma yükümlülüğünün bulunduğu gözetilerek uyuşmazlığın sözleşmeye bağlılık, ahde vefa ilkesi ve tarafları bağlayan sözleşme hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, buna göre kur farkının davalıya ait olduğunun açıkça sözleşmede kararlaştırılmış olması karşısında davacının dava ve takip konusu fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu, ancak işlemiş faiz yönünden davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi ya da belgenin bulunmadığı gözetildiğinde bu talebin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul …İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 19.574,76-TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalının faturaları aldığı ve süresinde borcunu ödemeyerek temerrüde düştüğü ve TTK m.1530 gereğince ödenmesi gerektiği halde faiz talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 2-Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin dava konusu faturalarla ile ilgisi olmayan sözleşme ilişkisine binaen karar verdiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkiye ve kur farkına dayanak gösterilen faturaların bilirkişi raporunda da düzenlendiği üzere 22/03/2019 tarihli olanın 1 adet sallama pedal makinesi, 1 adet … Baskı Makinesi, 28/09/2019 tarihli olanın 1 adet seflon kaplama makinası (…), 26/04/2019 tarihli olanın ise 1 adet yarı otomatik seflon makinesi açıklamalı olduğunu, taraflar arasındaki faturalar dışında başka bir alışveriş olmadığını, sözleşmenin ise faturada belirtilen makinelerden farklı makinelere ilişkin olduğunu, fatura bedellerinin sözleşmede belirtilen makinelerle uyumlu olmadığını, tarafların sözleşmeden farklı bir alışverişte bulunduklarını, müvekkilinin ödemeyi çeklerle yaptığını, bu nedenle davacının kur farkı talep edemeyeceğini, ortada sözleşmeye göre yapılmış bir alışveriş bulunmadığını, kaldı ki davacıya kur farkı nedeniyle senet verildiğinden bahsedilmiş ise de kur farkı alacağının tahsili için niçin 2 yıl beklendiği hususunda açıklama yapılmadığını, taraflar arasındaki kur farkı alınabileceğine ilişkin anlaşma bulunmadığı gibi yabancı para üzerinden ticari ilişkinin de bulunmadığını, kaldı ki davacının TL üzerinden düzenlenen çekleri aldığını, mahkemece bilirkişi raporuna olan itirazların dikkate alınmadan karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kur farkından dolayı oluşan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı alacaklı tarafından davalı ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle 31/12/2021 tarihli faturaya konu 19.574,76-TL kur farkı alacağının davalı hakkında başlattığı icra takibi ile tahsilini talep etmekte; davalı taraflar arasında yabancı para üzerinden ticari ilişki bulunmadığını, davacının dayandığı sözleşme ile kur farkı alacağına dayanak gösterilen faturaların bir biri ile ilgisinin bulunmadığını, ödemelerin çek ile yapıldığını, davacının kur farkı talep edemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmaktadır. Mahkemece ise taraflar arasındaki sözleşmede kur farkı ödeneceğinin kararlaştırılması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Öncelikle kur farkı alacağının talep edilebilmesi, taraflar arasındaki sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunmasına veya akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olmasına bağlıdır.(Yargıtay 19 HD’nin 10/04/2018 tarihli 2016/17240 E., 2018/1950 K. sayılı kararı; 19/12/2017 tarihli 2016/12505 E., 2017/8069 K. sayılı kararı). Faturaların yabancı para birimi üzerinden düzenlenmesi taraflar arasında dövize endeksli ticari ilişki bulunduğunu ispata yeterlidir (Yargıtay 19 HD 05/12/2019 2018/965 Esas 2019/5447 Karar). Diğer taraftan kur farkı talepleri kur farkı faturası düzenlenmesine bağlı değildir. Taraflar arasında yabancı para birimine endeksli bir ticari ilişkinin varlığı halinde kur farkı faturası düzenlenmeden de kur farkı alacağı talep edilebilir. Bu durumda kur farkı alacağının ödeme tarihindeki kurun dikkate alınarak hesaplanması gerekir (Yargıtay 19. HD. T.11/09/2018, E.2017/3549, K.2018/4033). Yine kur farkının dayanağı olan faturaların bedellerinin ne şekilde ödendiği hususu da önemlidir, zira sözleşmede aksine bir hüküm yoksa ödemenin çekle yapılması halinde kur farkının fiyatlandırılarak çekin miktar hanesine yazıldığı kabul edilmektedir. (Yargıtay 19 HD’nin 20/04/2016 tarihli 2015/16900 E., 2016/6896 K. sayılı kararı; 14/11/2013 tarihli 2013/14587 E., 2014/17996 K. sayılı kararı). Ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden satıcının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da bu yöndedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/01/2021 tarih 2020/4821 E. 2021/65 K.; 19/04/2022 tarih 2020/7585 E. 2022/3142 K. Sayılı içtihatları). Davacı tarafından ibraz edilen 21/03/2019 tarihli Makina Satış Sözleşmesi ile “1 Ad. ML-1100 (80X110) sallama pedal deve boyunlu çift forsa (sıfır gibi – çok az kullanılmış) (fuar demolu) (Çin malı) 11.000 $; 1 Ad. … (72X102) çift renkli havalı poza – yarı alkollü (Baldwin soğutuculu) (perfektörlü değil – düz 2 renkli) 11.000 €; 1 Ad. 80×110 Pedal için Yaldız Aparatı 9.000 TL; 1 Ad. 145 cm … Marka Yarı Otomatik Sıvama Arkasına İnter Makine Sıfır Presbant 55.000-TL” bedelle davalıya satışının kararlaştırıldığı, davalının davacıya ileri tarihli 10 adet toplam 192.000-TL bedelli çek verdiği, sözleşmede çeklerin günü geldiğinde Merkez Bankası Döviz Efektif Satış’tan Usd ve Euro ‘ya çevrilip kalan bakiyeden düşüleceğinin, bütün çeklerin tahsil edilmesinden sonra eksik çıkması durumunda satıcının alıcıdan, fazla çıkması durumunda alıcının satıcıdan talepte bulunabileceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Bahsi geçen sözleşmede, kur farkı ödeneceği açıkça kararlaştırılmıştır. Ödemelerin çekle yapıldığı anlaşılmakta ise de sözleşmede ödemelerin çekle yapılacağının kararlaştırılmasına rağmen aynı zamanda kur farkı ödeneği hususunda taraflar anlaşmaya varmışlardır. Bu durumda bahsi geçen sözleşme kapsamında davacının davalıdan kur farkı istemesi mümkündür. Ancak davalı, sözleşmedeki makinelerle, faturalarda belirtilen makinelerin aynı olmadığını, dolayısıyla kur farkının dayanağı olan mal faturalarının sözleşme ile ilgili olmadığını, ödemelerin çekle yapıldığını, yine taraflar arasında fatura konusu mallarla ilgili yabancı para üzerinden ödeme yapılacağına ilişkin anlaşma bulunmadığını, davacının kur farkı talep edemeyeceğini ileri sürmektedir. Taraflar arasında kur farkının doğumuna neden olan 22/03/2019 tarihli faturanın 1 adet sallama pedal makinesi, 1 adet … Baskı Makinesi; 28/09/2019 tarihli faturanın 1 adet seflon kaplama makinası (marcel); 26/04/2019 tarihli faturanın ise 1 adet yarı otomatik seflon makinesi ile ilgili olduğu, faturalarda belirtilen makinelerin sözleşmedeki makinelerle aynı olup olmadığı hususunda bir inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Buna karşılık davacı tarafından düzenlenen 31/12/2021 tarihli kur farkı faturasına davalı tarafından BA beyannamesinde yer verildiği, böylelikle davacının alacağına dayanak olan faturanın davalı tarafından benimsendiği anlaşıldığından mahkemece asıl alacak yönünden davalının itirazının iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bunun dışında TTK’nın 1530. maddesi mal tedarik sözleşmesine ilişkin olup, satım sözleşmelerine uygulanmaz. İcra takip tarihinden önceki dönem için işlemiş faize hükmedilmesi TBK’nın 117. maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir (Yargıtay 19 HD. 2017/3266-2018/4228 E-K sayılı ilamı). Somut olayda davalının icra takibinden önce temerrüte düşürülmediği anlaşıldığından davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından taraf vekillerinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95‬-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Alınması gereken 1.337,15-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 334,29-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.002,86‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Taraflar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/09/2023