Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1674 E. 2023/1247 K. 01.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1674
KARAR NO: 2023/1247
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2023
DAVA: Alacak
Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı ile davacı banka arasında … numaralı iş yeri hesabından kaynaklanan 28.01.2019 – 2904.2019 tarihleri arasında ters ibraz (chargeback) işlemi sebebi ile ödenmeyen 42.531,27-TL’nin 28.05.2019 tarihli ihtarnamesi ile ödenmesinin talep edildiği, fakat ödeme yapılmadığı, taraflar arasında yapılan iş yeri sözleşmesi ile davalının bankanın üye iş yeri olduğu, davalı şirket tarafından kesilen 41.820-TL tutarındaki satış belgesine kredi kartı kullanıcıları itiraz ettiğinden, ihtarname tarihi barı ile 41.820-TL’nin davacı bankaya ödenmediği ve banka kaynağına dönüştüğü ileri sürülerek 41.820-TL’nin 01.02.2019 tarihinden itibaren ticari reeskont avans faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı tarafın chargeback işlemi yapıldığı iddiası ile 41.820-TL’nin kendisine ödenmesi talebinde bulunduğu, arabuluculuk başvurusunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali hakkında olduğunu, dava ile ilgili arabuluculuğa başvurulmadığı, öncelikle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafça kendisine iletilen bir cahrgeback işlemi olması halinde bu talebin gerekçesinin öğrenilmesi gerektiği, süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi (12 günlük itiraz süresinin bulunduğu) talep ile ilgili belgelerin üye işyerinden istenilmesi gerektiği,davacının davalıya bilgi vermediği, ya da kendisinden bir bilgi istemediği, ileri sürülerek davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile davasını itirazın iptali davasına çevirdiği, İİK 67. Maddesine göre itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açılması gerektiği, davalı itirazının davacıya tebliğ edilmediği, ancak iş bu dava açılmadan önce tarafların arabuluculuk görüşmelerine katıldığı, arabuluculuk son tutanağı incelendiğinde; “Taraflar başvuruya konu ticari ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlık- K.Çekmece … İcra Müd. … E sayılı dosyasına yapılan İtirazın iptali ile asıl alacak, faiz, yargılama gideri, vekalet ücreti, icra inkar tazminatı ve ferileri talebi konusunda anlaşamadıklarını beyan ettiler ve son tutanağa böyle geçsin dediler.” şeklinde yazıldığı, arabuluculuk görüşmelerinin başladığı tarihin 02/11/2020 olduğu, bu tarih itibariyle itiraz dilekçesinin tebliğ edilmiş sayılması gerektiği, ıslah tarihinin 09/03/2023 olduğu, hak düşürücü süre hesabının ilk dava tarihi değil ıslah tarihi itibariyle hesaplanması gerektiği, bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi sebebiyle süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, kararın aksine itirazın tebliğine ilişkin belge bulunmadığını, itirazın iptali davası açmak yönünden 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlayabilmesi için itirazın alacaklıya tebliği gerektiğini,itirazın iptali davasında dava açma süresi, itirazın öğrenilmesinden değil, itirazın tebliğinden itibaren başladığını, mahkeme tarafından ıslah tarihinin 09/03/2023 olduğunu, hak düşürücü süre hesabının ilk dava tarihi değil, ıslah tarihi itibariyle hesap edilmesinin gerektiği yönünde karar verilmişse de davanın açılması ile hak düşürücü süreler de artık muhafaza edileceğini,kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: İİK 67.maddesi ” Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. …Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.”hükmünü haizdir. Alacaklı bir yıl içinde itirazın iptali davası açmazsa, yaptığı ilâmsız takip düşer, alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece, genel mahkemelerde bir alacak (tahsil) davası açabilir. Ancak, alacaklının açacağı bu alacak (tahsil) davası sonucunda alacağı ilâm ile düşmüş olan icra takibine devam edilmesini isteyemez; ancak bu ilâma dayanarak ayrıca ilâmlı icra takibine girişebilir.İtirazın iptali davası bir yıl içinde açılmakla, derdest olan ve itiraz ile durmuş olan icra takibi iptal edilmiş olmaz; takip durmaya devam eder. Bu durumda, davayı kazanan alacaklı, “mahkemeden” alacağı ilâm ile, itiraz üzerine durmuş olan ilâmsız takibe devam edilmesini isteme, dolayısıyla da haciz olanağı elde eder.(İİK. 78/II) Alacakla ilgili olarak daha önce icra takibi yapılması davanın alacak davası şeklinde açılmasına engel teşkil etmemektedir. İcra takibi yapan alacaklı, itirazın iptalini isteyebileceği gibi itirazın iptalini istemeden doğrudan alacağın tahsili için alacak davası açabilir.İtirazın iptali davası açılması halinde dahi ıslah yoluyla davasını alacak davasına dönüştürebilir. Somut olayda itirazın alacaklıya tebliğine ilişkin bir belge olmamakla birlikte davacıya itirazın en geç arabulucuya başvuru tarihi itibariyle tebliğ edilmiş sayılması gerekmektedir. Arabuluculuk tutanağı “Pos cihazından çekilen meblağın ödenmemesi sonucu başlatılan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ve alacağın ödenmesini “müzakere ettikleri yazılıdır. Davacının arabulucuya başvurudan sonra tercihini alacak davası açma yolunda kullandığı anlaşılmaktadır. Davanın açılış tarihi 20.10.2021 tarihi olup tam ıslah tarihi 09.03.2023 tarihine kadar 1 yıllık hak düşürücü geçmiştir. Açılan alacak davası 1 yıllık hak düşürücü süreyi kesmediğinden,davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/09/2023