Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1672 E. 2023/1289 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1672
KARAR NO: 2023/1289
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2023
NUMARASI: 2022/610 Esas – 2023/437 Karar
DAVA: Limited Şirket Ortaklığından Çıkarılma
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/09/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin “…” adıyla özel tıp merkezi olarak faaliyet gösterdiğini, ilgili Yönetmelik kapsamında şirket ortaklık yapısının tamamen hekimlerden oluşmasının gerektiğini; şirkette %17,45 oranında paya sahip ortak Dr. …’un 02/01/2017 tarihinde vefatı nedeniyle ortaklıktaki payının miras yoluyla hekim olmayan oğluna intikal ettiğini, mevzuat uyarınca şirketin bu şekilde işletilmesine en fazla 5 yıl izin verildiğini, bu kapsamda İl Sağlık Müdürlüğü tarafından şirketin ortaklık yapısının mevzuat hükümlerine uygun hale getirilmesi gerektiğinin bildirildiğini, bu amaçla toplanan genel kurul toplantısına davalının katılmadığını ancak %82,55 oranında paya sahip diğer ortağın katılımıyla davalının ortaklıktan çıkarılması hususunda dava açılması için karar alındığını; süresinde ortaklık yapısı uygun hale getirilmediğinden şirketin işlettiği tıp merkezinin uygunluk belgesi/ruhsatının iptal edildiğini, faaliyetlerinin süresiz olarak durdurularak kapatıldığını ve şirketin faaliyetlerine devam edebilmesi için davalının ortaklıktan çıkarılmasının gerektiğini ileri sürerek, davalının haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin babası-murisi Dr. …’un vefatı üzerine şirket ortaklığının kendisine intikal ettiğini, bu durumun İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne bildirilerek müvekkilinin ortaklığa eklendiğini, mevzuat gereği müvekkilinin hisselerini şirketin diğer ortağına devredilmesi yönündeki tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını, diğer ortağın süreci bu şekilde bilerek uzattığını ve mevzuattaki 5 yıllık sürenin geçmesini sağladığını, müvekkilinin ortaklıktan çıkarılarak ortaklık yapısının Yönetmeliğe uygun hale getirilmesinin ruhsatın hukuki durumunda bir değişiklik yaratmayacağını ve ortaklıktan çıkarılması için haklı sebebin bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı şirketin iki ortaklı özel sağlık kuruluşu olması, payları kendisine miras yoluyla intikal eden davalı ortağın hekim olmaması ve ilgili yönetmelik hükümleri gereğince şirketin ortaklık yapısının süresinde mevzuata uygun duruma getirilmemesi karşısında, davalının, şirket ortaklığından çıkartılması için haklı nedenlerin bulunduğu; şirketin 10/06/2022 tarihli genel kurul toplantısında, davalı hakkında ortaklıktan çıkarma davası açılması hususunda karar alındığı, dolayısıyla bu konudaki özel dava şartının yerine getirildiği; ayrılma akçesinin hesabı için alınmış olan bilirkişi heyeti raporunda 31/12/2022 tarihi itibariyle şirket rayiç değerinin toplam 558.836,26-TL olarak tespit edildiği, davalının davacı şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesi durumunda davalının 3.700 adet şirket payına (%17,45) tekabül eden ayrılma akçesinin 97.516,93-TL olarak hesaplandığı ve sonuç olarak davalının TTK m.640/3 uyarınca şirket ortaklığından çıkarılması için haklı nedenlerin bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının, davacı şirketteki payının değeri olan 97.516,63-TL ayrılma akçesinin davacı tarafından davalı ortağa ödenmesi koşuluyla, davalının davacı şirket ortaklığından TTK’nın 640/3. maddesi gereğince çıkarılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının, müvekkiline devredilen hissenin 5 yıl içinde Yönetmeliğe uygun hale getirilmesi hususundaki İl Sağlık Müdürlüğü yazısı hakkında bilgilendirme yapmadığını; müvekkilinin hisselerinin, şirketin hakim durumda olan diğer ortağı ve müdürüne devredilmesi amacıyla yapılan görüşmelerde müvekkiline zaman kaybettirildiğini ve Yönetmelikteki 5 yıllık sürenin de bilerek geçmesinin temin edildiğini, diğer ortağın amacının düşük bedelle hisselere sahip olmak olduğunu; davacının C Tipi ruhsatı iptal edildiğinden, müvekkili ortaklıktan çıkarılsa dahi ruhsatın hukuki durumu değişmeyeceğini; ruhsat iptal işlemine karşı davacının 2022 yılında açtığı 3 idari davanın incelenmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ayrılma akçesi hesap edilirken davacının 10/04/2023 tarihli dilekçesiyle birlikte sunduğu ve davacı tarafından alınmış 30/06/2022 tarihli şirketin kıymet takdirine ilişkin tespitler içeren özel rapora dayalı olarak hesap yapıldığını; davacı şirketin değerinin tespiti için gerçekliği saptanmış ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması gerektiğini, bilirkişilerin hesaplarında dikkate aldığı davacının sunduğu özel kıymet takdirinde belirtilen ruhsat değerlerinin kabul edilerek doğrulunun hiç irdelenmediğini, bilirkişinin hukuki değeri olmayan mizan ve uzman raporuna göre hesaplama yaptığını, ayrılma akçesi hesabının bilimsel olmadığını ve ayrılma akçesinin depo edilmesine ve faize karar verilmemesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, iki ortaklı limited şirkette davalı ortağın haklı nedenlerle ortaklıktan çıkarılması istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı şirketin ticaret sicil kaydının incelenmesinde, 2 ortaklı bir limited şirket olduğu, dava dışı %82,55 hissesi olan ortağın katılımıyla, %17,45 oranında hissesi olan davalının haklı nedenlerle mahkeme kararıyla şirket ortaklığından çıkarılması hususunda 10/06/2022 tarihinde ortaklar kurulu kararı alındığı görülmüştür. TTK 640. maddesi “(1) Şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir. (2) Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir. (3) Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır.” düzenlemesini içermektedir. TTK’nın 616 maddesinde, “bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebeplerden dolayı şirketten çıkarılması” genel kurulun devredilemez yetkilerinden biri olarak tanımlanmıştır. TTK’nın 621/1-h maddesinde ise, “bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması” için alınacak genel kurul kararının, temsil edilen oyların en az 2/3’ü ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabileceği belirtilmiştir. Bu durumda TTK’nın 640/3 maddesi uyarınca haklı sebeple ortaklıktan çıkarılma davasının açılabilmesinin ön şartı, TTK 621/1-h maddesi uyarınca usulüne uygun olarak alınmış bir genel kurul kararıdır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/3224 E., 2020/2963 K. sayılı ve 17/06/2020 tarihli ilamı ve işbu ilama ilişkin Hukuk Genel Kurulu’nun 2022/11-63 E., 2023/722 K. sayılı ve 05/07/2023 tarihli ve ayrıca ilamında da belirtildiği üzere; haklı sebeple ortağın ortaklıktan çıkarma için limited şirket tarafından mahkemeye başvurulmadan önce limited şirket genel kurulunda TTK 621/1-h maddesi uyarınca ve nitelikli çoğunluk tarafından bu kapsamda bir kararın alınması dava şartıdır. Davacı tarafından bu yönde alınan genel kurul kararı dosya kapsamına sunulmuş ise de, kararın incelenmesinde genel kurula sadece diğer ortağın katıldığı ve onun olumlu oyu ile karar alındığı gözlenmektedir. TTK’nın 621. maddesi uyarınca şirket ortağının şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması konusundaki genel kurul kararlarının temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması hâlinde alınabileceği öngörülmüş olup 2 ortaklı limited şirketlerde ortaklardan sadece birinin iştiraki ile toplanan genel kurulda kanunda aranan nitelikte çoğunluğun sağlanamayacak olması karşısında mezkur karar yok hükmündedir. Doktrinde, iki kişilik limited ortaklıkta haklı sebeble ortağın çıkartılması için ortaklık genel kurulu aranmaması gerektiği doktrinde savunulsa da (Şener, Oruç Hami: Yargıtay Kararları Işığında Limited Ortaklıklar Hukuku, Ankara 2017, s.907) Dairemizce Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin kararları benimsenmiştir (Ayrıca bkz. Yargıtay 11. HD 2017/5410 Esas, 2019/4147 Karar sayılı ve 10/06/2019 tarihli ilamı). Bu nedenle ve TTK’daki anılan durumun yasal bir boşluk değil bir tercih olması karşısında, işbu davada dava şartı olan nitelikli çoğunluk tarafından alınan ortaklıktan çıkarmaya ilişkin genel kurul kararı bulunmadığı gözetilerek, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, belirtilen hata yeniden yargılama gerektirmediğinden, kararın kaldırılarak davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/06/2023 Tarih, 2022/610 Esas 2023/437 Karar sayılı kararın HMK m.353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Dava şartı yokluğundan davanın reddine” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak ;”Alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından yatırılan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 189,15-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Davalı lehine takdir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davalı tarafından yatırılan 269,80-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 137-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK’nın 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.07/09/2023