Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1642 E. 2023/1252 K. 01.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1642
KARAR NO: 2023/1252
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/04/2023
DAVA: Şirketin İhyası
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu 4. ATM’nin 2017/1137 esas sayılı dosya ile açtıkları davanın derdest olduğunu, yargılama sırasında 13/07/2022’de şirketin tasfiyesi sonunda ticaret sicilinden terkin edildiğinin ortaya çıktığını; hakkında derdest dava varken bizzat şirketin sahibi olan tasfiye memuru …’nın tasfiyeyi tamamlamasının ve sicilden terkin ettirmesinin hatalı olduğunu belirterek mahkemece şirketin ticaret siciline ihyası için kendilerine süre verildiğini; davanın devam edip alınacak kararın infazı yönünden şirketin yeniden tüzel kişilik kazanması gerektiğini belirterek; şirketin sicile ihya yoluyla tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1- Davalı … Sicil Memurluğu vekili, dava konusu şirketin 01/10/2019 tarihinde tasfiyesi sonucu terkin edildiğini; şirketin usulünce tasfiye kararı alarak tasfiye memuru atadığını, tasfiye işlemlerinin bu memurca tamamlanıp, başvurulduğunda usulünce bir tasfiye kararı alınıp alınmadığı ve tasfiye işlemlerine ilişkin belgelerin ibraz edilip edilmediği ile sınırlı bir inceleme yetkisinin bulunduğunu; tasfiye halindeki şirketin taraf olduğu davaların kayıtlarının kendilerince tutulmadığını, böyle bir dava olduğunu da bilmelerinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini ,aksi halde yargı gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamalarını savunmuştur. 2- Davalı tasfiye memuru … vekili, açılan davanın haksız olduğunu zira İstanbul Anadolu 4. ATM’nde alınan bilirkişi raporuyla da davacı şirketin haksız olduğunun ortaya çıktığını; bu nedenle 4. ATM’nde açılan dosya sonucunun beklenmesine karar verilmesini ve o dava reddedilirse bu davanın da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece,ihyası istenen şirketin tasfiye kararı aldığı, tasfiye işlerini sona erdirdiği ve tasfiye işlemlerini bitiren … isimli tasfiye memuru tarafından durumun sicile bildirilip,sicilden şirketi terkin ettirdiği, 4. ATM’deki dava dilekçesi ihyası istenen şirkete terkinden çok önce tebliğ ettirilmiş olup, o dosyada da ihyası istenen şirketin davalı …’nın vekili … temsil ettiği, dolayısıyla 4. ATM’de açılan davada davalı şirket haberdar iken tasfiyenin tamamlandığının ticaret siciline bildirildiği,davacı lehine bu dosyada verilecek vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden davalı tasfiye memuru sorumlu tutularak; ticaret sicilinin olağan tasfiyeyle sona eren şirketin sicilden terkinde bir hatası bulunmadığından davalı … sicil memurluğuna yargı gideri ve vekalet ücreti yükletilmeyerek İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numarasıyla kayıtlı olan Tasfiye Halinde … Ticaret Limited Şirketi’nin; İstanbul Anadolu 4. ATM’nin 2017/1137 Esas sayılı dosyasında yapılacak yargı süreci ve verilecek kararın infazıyla sınırlı olarak TTK 547 madde gereğince ihyasına,davalı tasfiye memurunun yeniden tasfiye memuru atanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru … vekili, davalı tarafından müvekkilinin yetkilisi olduğu şirkete karşı 10.10.2017 tarihinde Anadolu 4. ATM’nin 2017/1137 Esas sayılı açılan davada , şirketin borçlu olmadığından emin olduğunu, bilirkişi raporu ile de bu durumun tespit edildiğini, elindeki tüm ödeme belgeleri ve sözleşmeden de anlaşılacağı üzere davacıya şirketin borçlu olmamasına güvenerek tasfiye yoluna girdiğini, usul ekonomisine göre faaliyeti sonlanmış, borcu olmayan, çalışanı olmayan, ticari ilişkisi kalmayan şirketin tasfiyeye girmesinin hukuka uygun olduğunu, yapılan tasfiye işleminin kötüniyetli ve davacıyı zora sokma maksatlı bir tasfiye olmadığını, davacıyı herhangi bir zarara uğratmadığından müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, müvekkili aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,kararın kaldırılmasını, yargılama ve vekalet ücretlerinden karşı tarafın sorumlu tutularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; tasfiyesi tamamlanarak sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir.TTK’nin 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir. Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin tasfiyesinin sona erdiği 01/10/2019 tarihinde tescil edildiğinden, sicil kaydının terkin edildiği, Tasfiye Halinde … Ticaret Limited Şirketi’nin İstanbul Anadolu 4. ATM’nin 2017/1137 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu, şirketin dava dosyası karara bağlanmadıkça tasfiyenin usulen sonlandığı kabul edilemeyeceğinden davacının ihya talebinde hukuki yararı bulunmaktadır. H.M.K.’nin 326-(1) maddesi gereğince; kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderleri davada haksız çıkan taraftan alınmasına karar verilir. Tasfiye sürecinde tasfiyenin eksiksiz yapılmasından tasfiye memuru sorumludur. Buna göre dava da haksız çıkan davalı tasfiye memuru aleyhine yargı giderine hükmedilmesinde isabetsizlik yoktur. Tüm dosya kapsamından; ihyası istenilen şirket tasfiye suretiyle sicilden terkin edilmiş ise de; terkin işleminden evvel adı geçen şirket aleyhine açılmış dava bulunduğu, davanın tasfiye memurunun bilgisinde bulunduğu, şirketin aleyhine açılan dava sona ermedikçe faaliyeti olmadığından bahisle tasfiyenin sonlandırılmasının mümkün olmadığı, ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu ve bu nedenle şirketin belirtilen işlemlerle sınırlı olmak üzere ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı tasfiye memuru vekilinin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı tasfiye memuru … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından davalı tasfiye memuru tarafından peşin yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davalı tasfiye memurundan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan 217-TL istinaf yargı giderinin davalı tasfiye memurundan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/09/2023