Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1629 E. 2023/1710 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1629
KARAR NO: 2023/1710
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2023
NUMARASI: 2021/762 Esas 2023/322 Karar
DAVA: Kıymetli Evrak İptali (Hisse Senedi İptali)
BİRLEŞEN ORDU 4.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN
2023/86 ESAS, 2023/138 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: Ticari Şirket Hisse Devri İptali
DAVA: Kıymetli Evrak İptali (Hisse Senedi İptali)
Asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
ASIL DAVA: Davacı vekili; davacının, … Tic.A.Ş.’nin 26/11/2021 tarihine kadar tek hissedarı ve YK başkanı olduğunu, şirketin merkezi İstanbul olup imalat atölyesinin ise Ordu’da yer aldığını, davacının, dava dışı kocası … tarafından kandırılarak Bakırköy …Noterliğinin 02/03/2021 tarih … yevmiye nolu Senede Bağlanmamış Anonim Şirket Pay Devri Sözleşmesi imzalattırılmak suretiyle şirket hisselerini nominal değeri olan 50.000 TL bedel ile çocukluk arkadaşı davalıya devrini sağladığını, söz konusu devir sözleşmesi dava dışı davacının eşi … tarafından iradesi sakatlanmak suretiyle imzalattırıldığı için devreden davacı bakımından bağlayıcılığı bulunmadığını, davacının … tarafından üzerinde sürekli baskı kurularak üzerine şirketler kurdurulduğunu, hatta bunlardan kaynaklı adına vergi ve SKG borcu bulunduğunu, … adlı şirketinde davacının kocasının baskısı ile kurulduğunu, kurulduktan sonra davacının elinden Büyükçekmece …Noterliğinin 09/12/2019 tarih … yevmiye sayılı şirketi kayıtsız şartsız temsil ve ilzam edeceği ve borç altına sokabileceği çok geniş ve kapsamlı bir vekaletname aldığını, akabinde devletten teşvik almak sureti ile Ordu Fatsa’da büyük bir imalathane kurduğunu, davacının eşi hakkında Büyükçekmece 6.Aile Mahkemesinde 2021/1830 esas sayılı dosyası ile zinaya dayalı boşanma davası açtığını, devir sözleşmesinin tarihi 02/03/2021 olmasına rağmen davalının hisse devrini tescil ettirmemiş olup o tarihten beri bankalarda ve resmi kurumlarda tüm işlemlerin davacı adına kocası tarafından vekaleten ya da imzası taklit edilerek yapıldığını, davalı Kocaeli’de ikamet etmekte olup devir tarihinden bu yana bir kez olsun şirketin merkez ve şubesine gitmediğini, şirkete ait tüm ödemelerin davacının yetkili olduğu şirket hesapları üzerinden yapıldığını, hatta davacının kocasının devir tarihinden sonra da şirketi davacıdan aldığı Büyükçekmece …Noterliğinin 09/12/2019 tarih … yevmiye sayılı vekaletnamesi ile yönetmeye devam ettiğini, bankalardan çek karnelerini bu vekaletname ile aldığını, davalının 3.kişi olan davacının eşinin aldatmasını bildiği açıkça ortada olup ,davalıya yapılan hisse devirlerinin TBK 36.maddesi gereğince iptaline, kuruluş ana sözleşmesindeki %100 oranında davacının ortak sayılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili; davacının Fatsa Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosu ile (Eski: İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun … sicil nosu ile) kayıtlı … Anonim Şirketi’nin 26.11.2021 tarihine kadar tek hissedarı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, müvekkilinin, dava dışı kocası … tarafından kandırıldığını ve şirket hisselerini çocukluk arkadaşı dava dışı … ‘a devrini sağladığını, kandırılması sureti ile imzalattırıldığı için devreden davacı bakımından bağlayıcılığı bulunmadığını, TBK 36. maddesi gereği aldatma sonucu bir sözleşme yapılmış ise, aldatılan tarafın sözleşme ile bağlı olmadığını, bu nedenle davacının eski eşi dava dışı … tarafından irade beyanı sakatlanarak (aldatılarak) sahibi olduğu davalı şirkette bulunan şirket hisselerinin davadışı …’a devrettirilmesi sebebiyle TBK.36. Maddesi gereği hisse devrinin iptaline karar verilmesini, taraflarınca davacının aldatılarak) sahibi olduğu davalı şirkette bulunan şirket hisselerinin davadışı …’a devrettirilmesi sebebiyle …’a karşı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/762 E. Sayılı dosyası ile hisse devrinin iptali davası açılmış olup, İstanbul 10. ATM nin 2021/762 E. Sayılı dosyası dosyası ile iş bu dosyanın birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP: Davalılar vekili asıl ve birleşen davaya ilişkin olarak ; davacının şirketteki tüm hak, alacak ve yetkilerinden 02/03/2021 tarihinde davalı ile aralarında imzalanan hisse devir sözleşmesi ile feragat ettiğini ve sözleşme gereği şirketteki tüm hisselerini davalıya devrettiğini, devrin davacının onayı, bilgisi ve isteği dahilinde yasaya uygun şekilde yapıldığını, davalının, davacı ile dava dışı …’yu tanıyor olmasının şirketin aldatılarak devredildiğine delil teşkil etmediğini, davalının, davacıya işbu devir sebebiyle taraflarca kararlaştırılan bedeli ödediğini, davacının hisse devir sözleşmesinde devir bedelini tahsil ettiğini beyan ettiğini ve imzaladığını, dava konusu şirketin devir tarihi itibarı ile birçok kuruma borcu bulunduğunu, şirketin cirosu bahis edilerek şirkete değer atfetmenin mümkün olmadığını,davacının yetkisi sona ermesine rağmen hesaptaki paraları kendi hesapları bünyesinde topladığını,şirketin devir alındığı tarihte satış bedeli olan 50.000 TL değerinde dahi aktifi bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, taraflar arasında Bakırköy …Noterliğinin 02/03/2021 tarih … yevmiye nolu Senede Bağlanmamış Anonim Şirket Pay Devri Sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşme ile davacının şirketteki 100 adet sermaye payını davalıya 50.000- TL bedelle bütün hak ve borçları ile birlikte devrettiğini ve devir bedeli olan 50.000 TL’yi tahsil ettiğini beyan ettiği; her ne kadar davacı söz konusu hisse devir sözleşmesinin dava dışı eşi tarafından iradesi sakatlanmak ve aldatılmak suretiyle imzalattırıldığı, davacının şirketin çok yüksek vergi ve SGK borcu olduğunu, şirketi davalıya devretmesini söylemek suretiyle kendisini kandırdığını ileri sürmüşse de, davacı iddiaları soyut iddialardan ibaret olup şirketin tek yetkilisi olan davacının şirketin hem mali durumu, hem yapısını bilebilecek konumda olduğu, bu nedenle şirketin çok yüksek vergi ve SGK borcu olduğu tehdidi ile hisse devir sözleşmesinin davacıya zorla imzalatıldığı iddiasının hukuka aykırı bir tehdit unsuru olarak değerlendirilemeyeceği, 6100 sayılı HMK’nın 190. Maddesi uyarınca ispat yükünün, korkutma (ikrah) nedeniyle iradesinin sakatlandığını ileri süren davacıya ait olmakla, davacının ikrahın varlığını yukarıda açıklanan koşullar kapsamında ispat edemediği anlaşılmakla asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEBLERİ: Asıl ve birleşen davada davacı vekili; asıl ve birleşen davada dava dilekçelerinde açıkça “Müvekkil davacının eski eşi dava dışı … tarafından aldatılarak sahibi olduğu şirket hisselerini davalıya devrettirilmesi sebebiyle TBK.36. Maddesi gereği hisse devrinin iptaline karar verilmesi” şeklinde belirtilerek aldatma sebebine dayanıldığını, mahkemenin bu hususta hiçbir değerlendirme yapmadığını, mahkemece taraflardan birinin esasa etkili, ayrı ve açık yanıt verilmesini gerektiren iddiasının cevapsız bırakılması Adil Yargılanma Hakkının ihlali sonucu doğurduğunu,davacı ile eşinin 21.12.2013 tarihinde evlendiklerini, müvekkilin kocasının sahibi olduğu …’u batırınca 2014 yılında bu kez kendi adına … Ltd. Şti. (İstanbul Ticaret Sicil memurluğu …) kurduğu, bu şirketi de yüklü bir borçla kapattığını, akabinde müvekkiline baskı kurarak 2018 yılında … Tic. Ltd. Şti. ( İstanbul Ticaret Sicil memurluğu … ) ünvanlı şirketi kurdurduğunu, bu şirketten dolayı faiz hariç 242.000-TL kamu borcu bulunduğunu, akabinde yine kocasının baskısıyla dava konusu Sicilin … sicil nosu ile kayıtlı … AŞ’ni kurduğunu, dava dışı koca bu şirket kurulduktan sonra şirketin tek ortağı ve YK başkanı olan davacıdan” şirketi kayıtsız şartsız temsil ve ilzam edeceği ve borç altına sokabileceği çok geniş kapsamlı bir vekaletname “aldığı ve kuruluştan bu yana işbu vekaletname ile şirketi tek başına yönettiğini, yine şirkete Devletten teşvik almak sureti ile Ordu Fatsa OSB de büyük bir imalathane kurduğunu, kendisinin de Ordu’ya gittiğini, Ordu’ya eşin yanına ve fabrikaya gelmek konusunda ısrarcı olunca dava dışı kocanın “şirketin çok yüksek vergi ve SGK borcu “olduğunu söyleyerek davalıya devrini sağladığını, Müvekkil … Şti.’nin 242.000-TL kamu borcunu kendisine yüklediğini hatırlayarak korktuğunu ve hiçbir sorgu sual yapmadan ve hiç bir bedel tahsil etmeden hisselerini davalıya devir ettiğini, Ordu’ya eşinin yanına gittiğini, ancak eşinin sık sık kavga çıkardığını, en sonunda açıkça kovduğunu, eşinin şirkette çalıştırdığı bir kadınla ilişkisi olduğunu öğrenmesi üzerine Büyükçekmece 6. Aile Mahkemesinin 2021/1830 esas sayılı dosyası ile zinaya dayalı boşanma davası açıldığını, hisse devir sözleşmesi tarihi 02.03.2021 olmasına rağmen tescilinin boşanma davası açılma tarihi olan 24.11.2021 tarihinin 2 gün sonrası olan 26.11.2021 günü yapıldığını, müvekkilin iradesini aldatma ile sakatlayan eşinin bu süreçte aldığı vekaletname ile şirketi yönettiğini ,TBK’nın 36.maddesi gereği, “Üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle bağlı değildir.” hükmü gereği Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi yerinde olmadığını ,kararın kaldırılarak; müvekkilin iradesinin sakatlanmak suretiyle Bakırköy … Noterliği ‘nin 02.03.2021 tarih ve … yevmiye nolu Senede Bağlanmamış Anonim Şirket Pay Devri sözleşmesi ile davalı …’a yapılan hisse devirlerinin TBK. 36.maddesi uyarınca iptaline, Kuruluş ana sözleşmesindeki %100 oranında müvekkili davacının hissedar sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; anonim şirket hisse devir sözleşmesinin aldatma hukuksal nedenine dayalı olarak iptaline, şirket hisselerinin davacıya iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesinin 15/02/2023 tarihli duruşma tutanağının 4 nolu ara kararı ile davacı tarafça hisse devri yapılan … adına dava açıldığı, söz konusu hisse senedi iptali ve davacı adına tescili davalarında bu talebin aynı zamanda iptali talep edilen şirkete de yöneltilmesi gerektiğinden bu şirkete karşı da dava açıp mahkeme dosyası ile birleştirmesi yönünde davacı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmesine, bildirdiğinde ilgili dosyanın celbine karar verilmiştir.Davalı şirket hakkında 01.03.2023 tarihinde dava açılmış, şirket merkezinin dava açılmadan evvel … Mahallesi, … Sokak Dış Kapı No :.. İç Kapı No:.. Fatsa/Ordu adresine nakil olmuş bu husus Fatsa Ticaret Sicilinde 09.03.2022 tarihinde tescil edilerek aynı tarihli … numaralı ticaret sicil gazetesinde ilan edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın “Şubeler Ve Tüzel Kişilerle İlgili Davalarda Yetki” başlıklı 14/(2).maddesinde; özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu, düzenlenmiştir. Düzenleme ile birlikte somut olay değerlendirildiğinde, davacı ile birleşen davada davalı şirketin tek ortağı olan … arasında imzalanan 02.03.2021 tarihli Anonim Şirket Hisse Satış ve Devir Sözleşmesi’nin aldatma nedeniyle iptali ve hisselerin adına tescili isteminde HMK’nın 14/(2).maddesi gereğince hisse devrine konu şirketin merkezinin bulunduğu yer Fatsa İlçesidir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince kesin yetki kuralı uyarınca davaya bakmaya Fatsa Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Öte yandan; Fatsa Asliye Hukuk Mahkemesi kesin yetkili ise de; şirket hakkında açılan dava Ordu Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, Ordu Asliye Hukuk Mahkemesince birleştirme kararı HMK 166/1 maddesi uyarınca kesin olarak verilmiş, bu sebeple karar taraflara tebliğ edilmemiş, usulen kesinleşmemiştir. Oysaki birleştirme kararı HMK 166/2 gereği verilmiş olup, karara karşı kanun yolu açıktır. Kararı veren İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin de bu eksikliğin üzerinde durmadığı anlaşılmakla birlikte yargılamanın bu sebeple daha fazla sürüncemede kalmasının engellenmesi amacıyla yetkili mahkemece bu eksikliğin giderilebileceği düşünülmüştür. Açıklanan nedenlerle; dava şartı olan kesin yetki kuralı dikkate alınmadan, birleştirilen dava usulen kesinleştirilmeden davanın esasının incelenerek karara bağlanması yerinde olmadığından, yetki hususu Dairemizce resen incelenerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne kararın kaldırılmasına, davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeden davanın kesin yetki dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın yetkili bulunan Fatsa Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 10 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2023 Tarih 2021/762 Esas – 2023/322 Karar sayılı asıl ve birleşen davaya ilişkin hükmün HMK 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın, 6100 sayılı HMKnun 114/1-ç bendinde düzenlenen mahkemenin yetkili (kesin) olması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle aynı yasanın 115/2 fıkrası gereğince usulden reddine,” 6100 sayılı HMK. 20.maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin başvurusu halinde dosyanın görevli bulunan Fatsa Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmesine, HMK.’nın 20.maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde, dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmediği takdirde, DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına” Dairemiz gerekçeli kararının taraflara tebliği sağlanmak üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 359,80-TL istinaf harcının istek halinde davacıya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/11/2023