Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1627 E. 2023/1344 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1627
KARAR NO: 2023/1344
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2021
NUMARASI: 2014/86 Esas – 2021/569 Karar
DAVA: Tazminat
Davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalılardan …’nun sahtecilik sureti ile dava dışı … isimli şahsın … bank Konya Toptancılar şubesine bağlı kredi kartlarından alışveriş yaparak 24/10/2013’te 8.760-TL, 25/10/2013’te 210-TL, 26/10/2013’te 5.600-TL ve 27/10/2013’te 1.300-TL olmak üzere müvekkilinden toplam 15.870-TL değerinde mal aldığını, bilgisi olmaksızın kredi kartından çekim yapılan dava dışı …’ın müvekkilini haberdar ettiğini, müvekkilinin zarara uğrama ihtimaline binaen davalı … hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde şikayette bulunduğunu, sonrasında diğer davalı …bank’ın müvekkilinin onayı olmadan kredi kartı işlemlerini iptal ederek müvekkilinin hesabından 15.870-TL tutarında haksız tahsilat yaptığını; davalı …’in kasten, davalı bankanın ise ağır kusuru ile müvekkilini zarara uğrattıklarını, davalı bankanın gerekli dikkat ve özeni göstermediğini ve üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle, zararın tespiti ile zarar tarihinden itibaren reeskont faizi ile zararın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili, 12/11/2014 tarihli dilekçesiyle dava değerinin 15.870-TL olduğunu beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı Banka vekili, müvekkili banka ile davacı arasında akdedilen üye işyeri sözleşmesiyle davacıya POS cihazı tahsis edilerek kredi kartı ile işlem yapmasına imkan tanındığını, davacı tarafından müvekkili bankanın kart hamili dava dışı …’a ait kredi kartı kullanılarak internetten ve şifresiz olarak satış yapıldığı, işlem bedelinin kredi kartına borç olarak yansıtılarak bedelinin davacıya ödendiğini, kart hamili Necati’nin müvekkiline başvurarak, söz konusu işlemleri kendisinin yapmadığını beyan ederek harcamalara itiraz etmesi sebebiyle, itirazın davacıya iletildiği ve harcamalara ilişkin belgelerin istenildiği, davacının kart hamilince işlem yapıldığını kanıtlayan bilgi ve belgeleri müvekkiline sunmadığını, aynı zamanda dava dilekçesinde davaya konu işlemlerin diğer davalı tarafından yapıldığını iddia ederek işlemlerin kart hamili tarafından yapılmadığının da kabul edildiğini, 5464 sayılı Kanun m.15/3 doğrultusunda davacının müvekkilinden talepte bulunmasının mümkün olmadığını, uluslararası visa-master kart kurallarına göre davacının satış işleminin kart hamilince yapıldığını ispatlamakla yükümlü olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı …, davaya cevap vermemiş ve davaya karşı her hangi bir beyanda da bulunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davalı banka tarafından ihtilaflı işlem tutarının davacı işyeri hesabından geri alınıp kart sahibine iade edilmesinin 5464 sayılı Kanunun 15 ila 32. ve taraflar arasındaki Elektronik Ortamda Ticaret Program Kullanıcısı Üye İşyerleri İçin Ek Sözleşmenin 3.1. ila 3.2. maddelerine uygun olduğu, bu kapsamda davacının davalı bankadan alacağının bulunmadığı; diğer davalı … yönünden ise, davalıya işlem karşılığında satıldığı ileri sürülen mallara ilişkin sunulan sevk irsaliyelerinin teslim alan kısmında imza bulunmadığından, davalıya ürün tesliminin yapıldığı ispat edilemediğinden davacının davalıdan alacağının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili , davaya konu işlemler hakkındaki ceza soruşturmasının akıbetinin Mahkeme tarafından takip edilmediğini ve gerekçede hiç bahsedilmediğini; davalı Banka’nın kendi hata ve ihmali sebebiyle gerçekleşen sahtecilik sebebiyle kart işlemlerini iptal edilerek müvekkilinin hesabından 15.870-TL haksız tahsilat yapıldığını, davalı Bankanın kredi kartının başkaları tarafından kullanılacak önlemleri almadığını ve bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını; davalı bankanın 5464 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik gereğince gerekli tüm teknik tedbirleri almak zorundayken bu tedbirleri almadığını; Yargıtay Kararlarında, özellikle şifrenin kat hamili tarafından verilmesi durumunda kart hamilinin ağır kusurlu olduğu ve banka ile işyerinin sorumluluğunun buna göre belirlenmesinin gerektiğini; diğer davalı … açısından da, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek,kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, internet üzerinden davacı şirket nezdinde yapılan alışverişin kredi kartı ile ödenen tutarının dava dışı kart sahibinin itirazı üzerine davalı banka tarafından haksız olarak kesildiği iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 17/2. maddesinde “Üye işyerleri, mal ve hizmet bedeli karşılığını banka kartı veya kredi kartı ile ödemek isteyen kişilerin imza gerektiren işlemlerde imza kontrolünü yapmak, kartın tahrifata uğrayıp uğramadığını kontrol etmek ve üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlarca kendilerine ulaştırılan bilgiler çerçevesinde kartın geçerliliğini tespit etmekle yükümlü olup, gerekli durumlarda kart üzerinde yer alan bilgilerle kimlik belgesi üzerinde yer alan bilgileri karşılaştırmak üzere geçerli bir kimlik belgesi ibrazını talep etmek ve harcama belgesi üzerindeki bilgilerle kredi kartı üzerindeki bilgileri karşılaştırarak kontrol etmekle yükümlüdür. Bu kontrollerin yapılmamasından doğan zararlardan üye işyerleri sorumludur.” 18/son maddesinde ise “Üye işyerleri, 20. madde uyarınca harcama belgesi düzenlenmeksizin çeşitli iletişim araçları yoluyla veya sipariş formu vasıtasıyla işlem yapılmasına olanak sağlamak üzere kuracakları sistemlerin güvenli bir şekilde çalışmasını temin etmekle yükümlüdür.”; aynı Kanunun 32/1. maddesinde “Kart numarası bildirilmek suretiyle üye işyerinden telefon, elektronik ortam, sipariş formu veya diğer iletişim araçları yoluyla yapılan işlemlerden doğacak anlaşmazlıklarda ispat yükü üye işyerine aittir.” şeklinde yasal düzenleme yapılmıştır. Bu yasal düzenlemelere göre satıcı konumunda bulunan davacı, internet üzerinden alışveriş yapan davalı …’nun kredi kartı sahibi olup olmadığını tespit ve teyit etmek ve alışverişe konu ürünlerin bu kapsamda ilgilisine teslimini ispat yükümlülüğü bulunmaktadır. Kayıtlara göre dava konusu alışverişi gerçekleştirdiği görülen davalı …’in kredi kartı sahibi olmadığı, tarafların da kabulünde olduğu üzere söz konusu işlemlerin kendisi tarafından yapılmadığı itirazında bulunan gerçek kart sahibinin … isimli kişi olduğu ve dolayısıyla alışverişe konu ürünlerin kredi kartı sahibine teslim edilmediği gibi davalı …’e de teslimi hususu davacı tarafından yasal delillerle ispat edilememiştir. Zira, davacının dosyaya sunduğu 25/10/2013 tarihli ve 8.969-TL bedelli irsaliyeli faturanın “…-…” adına düzenlendiği, adresin “… Mah. … Cad. No:… Küçükçekmece/İstanbul” olduğu, diğer 28/10/2013 tarihli ve 6.758-TL bedelli irsaliyeli faturadaki bilgilerin de aynı şekilde olduğu ve her iki belgede de ürünlerin teslimine ilişkin bir bilgi-kayıt bulunmadığı görülmüştür. Davacının, davalı … hakkındaki şikayeti üzerine başlatılmış (yetkisizlik kararlarından sonra nihai olarak yürütülmüş) İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/4356 sayılı soruşturma dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinde, soruşturmada davalı …’nun kullandığı belirlenen GSM hattı için düzenlenmiş 14/02/2011 tarihli Turkcell abonelik sözleşmesindeki … adına atılan imzaların şahsın eli ürünü olmadığının raporla tespit edildiği, şüpheli …’nun üzerine atılı banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçunu işlemediği, suçun … adına sahte belgelerle GSM hattını tesis ettiren meçhul şüpheli tarafından işlendiği gerekçesiyle, 14/02/2018’de şüpheli … hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına, zamanaşımı süresi doluncaya kadar meçhul şüpheli yönünden soruşturmaya devam olunmasına karar verildiği; kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı davacı-şikayetçi vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin 09/11/2018 tarihli kararıyla itirazın reddine karar verildiği kararın kesinleştiği görülmüştür. Yukarıdaki tespitlerden hareketle, davaya konu alışveriş işlemlerinin dava dışı kredi kartı sahibinin bilgisi dışında yapıldığı ve işlemi yapan kişi olarak görünen davalı …’in kimlik bilgilerinin kullanıldığı, özellikle ceza soruşturma dosyasına göre olayda davalı …’in bir ilgisinin olmadığı, kimliği tespit edilemeyen üçüncü şahsın haksız fiiliyle gerçekleştirilmiş işlemler mevcut olduğundan somut olayda davalı bankaya da bir kusur veya sorumluluk izafe edilemeyeceği ve ayrıca ceza soruşturmasında da davalıları sorumlu kılacak bir hususun bulunmadığı dikkate alındığında, mahkemece verilen davanın reddine ilişkin kararın yerinde olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalı … bank A.Ş. tarafından yapılan 87,90-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalı … bank A.Ş.’ye verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/09/2023