Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1621 E. 2023/1660 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1621
KARAR NO : 2023/1660
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/06/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/344 Esas
TALEP İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
İhtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Davacılar vekili; müvekkillerinin davalı şirketin ayrı ayrı %2 oranında pay sahibi kurucu ortağı olduklarını, 23.05.2019 tarihli sermaye artırımı ile davacıların şirketin her biri 100-TL kıymetinde 260 payına daha sahip olduklarını, sonrasında her iki davacının da 05.08.2021 tarihli hisse devri sözleşmesi uyarınca, davalı şirketin 260’ar payını daha devraldıklarını, davacıların murisi … 01.02.2022 tarihinde vefatı ile davacılar ile birlikte … ve … mirasçı olarak kaldığını, murisin şirketin toplam 13.000 adet payından 6.663 payına sahip olduğunu,murisin paylarının her bir davacıya 1/4 miras payı oranında 1.657,5 payın intikal ettiğini, bu payların da 11.10.2022 tarihinde pay defterine işlendiğini,davacıların annesi … 725 adet payını davacılardan …, 726 payını ise … 23.03.2023 tarihli sözleşme ile devrettiğini, halihazırda davacı … şirkette 2.438 paya, …’nın ise 2.178 paya sahip olduğunu, böylece davacıların her bir şirket sermayesinin %10’undan fazla bir paya sahip olduklarını, şirketin halihazırdaki yönetim kurulu başkanı olan … şirket yönetimini ele aldıktan sonra, davacıların başta kar payı olmak üzere şirketin idaresine katılım haklarının sürekli olarak engellendiğini, davacıların toplantılara katılımlarının kötü niyetli olarak kasten engellendiğini, davalı şirketin yönetim kurulu üyesi … 01.02.2022 tarihinde vefatından sonra seçim yapılmadığını, şirketin tek malvarlığı olan taşınmazın davalı şirket YK başkanı tarafından yine kendi kurduğu başka şirkete özel okul amaçlı olarak kiraya verilmesine rağmen şirketin kira bedeli tahsil edip etmediğinin bilinmediğini, şirketin YK başkanının bu taşınmazı ipotek göstererek bankalardan şahsı ve başka şirketleri için krediler kullandığını,şirketin vergi borçları ve piyasaya olan borçlarının ödenmediğini belirterek, şirketin haklı nedenle feshine, aksi halde davacıların paylarının gerçek değerinin ödenmesi karşılığında ortaklıktan çıkmalarına karar verilmesini, davalı şirkete ait … ili … İlçesi … parselde kayıtlı taşınmazın 3. şahıslara devir ve temlikinin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR ARA KARARI: Mahkemece; hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi durumu ile yaklaşık olarak ispat şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle, davacıların ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile şirket adına kayıtlı taşınmazın 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi yönünde tapu kaydına ihtiyati ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalı vekili; müvekkili şirketin feshini ve şirketten çıkmayı haklı kılacak hiçbir sebep bulunmadığını,davacıların … ölümünden sonra 11.10.2022 tarihinde pay sahibi olduklarını önceye dair iddialarının gerçek dışı olduğunu, …’dan pay almalarına ilişkin dilekçenin şirkete 11.10.2022 tarihinde sunulduğunu,bu tarih sonrasında bilgi alma veya genel kurul yapılması taleplerinin olmadığını,31.03.2023 tarihli genel kurula katılmadıkların, şirketin organsız kalmasının söz konusu olmadığını, murisin ölümü ile diğer iki YK üyesinin şirketi yönettiklerini, şirket faal olup taşınmazın başka şirkete kiralanmasının söz konusu olmadığını, taşımazda şirketçe özel okul işletildiğini, şirket taşınmazının satışı için özel nisap arandığından davacıların ihtiyati tedbir talebinde hukuki yararının bulunmadığını, talebin yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlanamadığını belirterek, ihtiyati tedbirin kaldırılmasını, aksi halde davacılardan teminat alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
EK KARAR: Mahkemece; davacılar tarafından sunulan delil ve belgeler dikkate alındığında, alacağın varlığının yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlandığı, bu nedenle ihtiyati tedbirin yasal koşullarının oluştuğu, halen ihtiyati tedbir şartlarının varlığını koruduğu, itirazların mahiyetinin kararı değiştirecek nitelikte olmadığı, ayrıca davanın mahiyeti ile sunulan bilgi ve belgeler yeterli görülerek teminat alınmasına yer olmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; tedbir talep edenin, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak yasal delillerle ispat etmek zorunda olduğunu, mahkemece davacıların kötü niyetli ve gerçeklere uygun olmayan iddiaları esas alınarak ihtiyati tedbir kararı verildiğini, müvekkili şirketin feshi için haklı sebep teşkil edebilecek herhangi bir sebep bulunmadığını, davacıların şirketteki paylarını 05.08.2021 tarihinde … devrederek şirketten ayrıldıklarını, … mirasçılarının 11.10.2022 tarihinde hisselerin adlarına yazıldığı, davacıların bu tarih itibariyle pay sahibi olup önceye dair iddialarının gerçek dışı olduğunu, … tarafından hisse devri sözleşmesinin iptali istemiyle dava açılması sebebiyle davacıların pay sahipliğinin ihtilaflı olduğunu, davacıların 11.10.2022 tarihinden sonra müvekkili şirketten genel kurul yapılması, bilgi alma ve özel denetim gibi bir taleplerinin olmadığını,şirketin faal olduğunu, özel eğitim kurumu işlettiğini, taşınmaz satışı nitelikli nisap gerektirdiğinden davacıların ihtiyati tedbir talebinde hukuki yararının bulunmadığını, mahkemece itirazların değerlendirilmediğini belirterek,ara kararın kaldırılarak ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, aksi halde davacılardan teminat alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep; anonim şirketin haklı sebeple fesih ve tasfiyesine ilişkin davada davalıya ait taşınmazın devrinin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararına itiraza ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı yasanın 390/3 maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenlenmiştir.Geçici hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki genelde geçici hukuki korumalara karar verilirken haksız olma ihtimali de dikkate alınarak teminat alınması öngörülmüştür.Somut olayda;davacılar tarafından davalı şirketin gayrı faal olduğu, ortaklıktan gelen haklarının kullandırılmadığı, şirket taşınmazının usulsüz kiraya verildiği, şirket borçlarının ödenmediği ileri sürülerek, şirketin haklı nedenle feshi talep edilmiştir.Ancak mahkemece ;alternatif çözümlere de karar verilebilecektir.Davanın yasal dayanağını oluşturan TTK’nın 531 ve devam maddelerinde öngörülen tasfiye işlemlerinin, pay sahiplerinin haklarının korunması amacıyla yapılacak işlemlerin gerçekleştirilebilmesi, şirketin envanterinde kayıtlı mal varlıklarının dava sürecinde muhafazasını, davalı şirketin aktifini oluşturan, envanterine kayıtlı mal varlıklarının 3. şahıslara devrinin önlenmesini zorunlu kılmaktadır. Bu sağlanmadığı takdirde davanın sonunda fesih ve tasfiyeye konu olacak şirket mal varlığının kalmama olasılığı bulunmaktadır. Dolayısıyla mevcut durumun korunması gerekliliği, HMK’nın 389. maddesindeki düzenlemeye de uygundur. Bu nedenle davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararının koşullarının olmadığına yönelik istinaf sebebi yerinde bulunmamıştır.Ancak HMK’nın 392 maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep resmi belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Somut olayda, davanın niteliği ile mevcut delil durumu dikkate alındığında, mahkemece karşı tarafın zarara uğrama ihtimali gözetilerek teminat alınmasına yönelik itirazın kabulü gerekirken, teminat isteğine yönelik itirazın reddine kararı verilmesi yerinde bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle; teminat alınmasına yönelik itirazın reddine karar verilmesi yerinde olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ara kararın teminat bakımından kaldırılarak,yeniden ara karar verilerek ihtiyati tedbir talebinin teminat karşılığında kabulüne, karşı tarafın ihtiyati tedbir nedeniyle uğraması muhtemel zararına karşılık ihtiyati tedbir isteyen davacılardan takdiren 200.000-TL teminat alınmasına ,bu suretle ihtiyati tedbire diğer itirazların reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/344 Esas sayılı 06/06/2023 tarihli ihtiyati tedbire itirazın teminat bakımından reddine ilişkin ara kararın HMK’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; ihtiyati tedbire ilişkin ara kararın tekrarına ;”1-Davalı şirketin ihtiyati tedbir kararına diğer itirazların reddine, itirazın teminat bakımından kabulü ile; 200.000-TL teminat (nakit veya kesin-süresiz banka teminat mektubu) karşılığında; İstanbul … İlçesi … Pafta … Parselde kayıtlı taşınmazın (arsa ve üzerinde kurulu bina) tapu kayıtları üzerine 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA, Ara kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,HMK 393(1) maddesi uyarınca Dairemiz kararının tebliğinden itibaren bir hafta kesin süre içinde teminat karşılanmadığı takdirde, ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekiline bildirilmesine”,Yatırılan 179,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/10/2023