Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1614 E. 2023/1267 K. 01.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1614
KARAR NO: 2023/1267
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/03/2023
NUMARASI: 2022/954 Esas – 2023/232 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
Dava şartı yokluğundan davanın reddine ilişkin kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, davalı … ile kardeş ve şirket ortağı olduklarını, davalının aynı zamanda müdür olduğunu, tarafların babası vefat ettiğinden beri müvekkilinin şirket iş ve işlemleri ile ilgili bilgi alamadığını, şirketten elde edilen kazançlardan istifade edemediğini, davacının imzasının yer verilmesi gereken işlemlerde şirket yönetiminde yer almamasına rağmen işleme icazet vermişcesine işlemler yürütüldüğünü,vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklıdava bulunduğunu, pay sahipliğinden kaynaklı hakları kullanamaması nedeni ile şirketten çıkmasına ve ayrılma akçesinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, dava dışı …’in, murisi …’den aldığı vekaletname ile vekalet görevini kötüye kullandığı iddiası ile halen davacının ortağı olduğu şirket adına kayıtlı Ümraniye ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parseldeki taşınmazın satışına ilişkin tapu kaydının iptalini kendi adına tescili talebiyle haksız dava açtığını,limited şirketlerden ortağa sağlanan çıkma hakkının el koyucu (müsadere edici) ve cezalandırıcı bir yaklaşımla ve de ortaklığı tehlikeye düşürecek şirketin yaşamasını olanaksız hale getirmek amacıyla yapılan iş ve işlemlerin yasa koyucu tarafından korunmasının mümkün olmadığını, davalı şirketin yatırım yapan bir şirket olduğunu, ağabeyi olan ve şirketin %75 hissesine sahip …’in müdürlüğünü yapmasına karşılık davacının da muris …’den intikal eden ve 01.01.2000 – 01.01.2015 tarihleri arasında evinin yakınında bulunan fırının işletmesi ile ilgilendiği, İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2022/703 E. sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, “davanın limited şirket ortaklığından çıkma ve ayrılma akçesi istemine ilişkin olduğu, davacının dava öncesi arabulucuya gitmediğinin taraf vekillerinin beyanlarından anlaşıldığı, 6100 Sayılı HMK nın 114 (2) ve 115. maddeleri gereğince zorunlu arabulucuya başvurulmadan işbu davanın açıldığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, davalılar yararına takdir olunan maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili; öncelikle, huzurdaki davada iki kişinin vekili olarak davayı takip ettiğini, kişilerden … yönünden davanın açılması mümkün olamayacağından diğer davalının davasından tefrik edilerek esastan reddi gerekir iken, usulden davanın reddinin usule, yasaya aykırı olduğunu, ortaklıktan çıkmak isteyen davacının şirketteki değerleri hesaplanarak vekalet ücretine hüküm verilmesi gerekir iken, bunun da göz önüne alınmaksızın oluşturulan kararın kaldırılması gerektiğini, davanın her iki davalı yönünde usulden reddine dair verilen kararın kaldırılmasına, davaların tefrikine, … yönünden esastan, diğer davalı yönünden ise usulden reddi ile mahkeme masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair verilen hüküm davalılar vekili tarafından davalılar hakkındaki davanın tefriki gerektiği davalı … hakkındaki davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf edilmiştir. 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiştir. Arabulucuya başvurulmadan evvel açılan davada özel dava şartının mevcut olmadığı, bir davada öncelikle dava şartının var olup olmadığı inceleneceği, ilk itirazların dava şartlarından sonra inceleneceği, dava şartları tamam olduğu belirlendikten sonra esas hakkında inceleme yapılabileceği, dava şartı eksik olması halinde davanın esasının incelenemeyeceği dikkate alındığında davalılar vekilinin davanın tefrik edilerek esastan reddine karar verilmesine yönelik istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3. Maddesi 2. Fıkrası “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, avukatlık ücretine hükmolunur.” hükmünü haizdir. Açıklanan nedenlerle, davanın dava şartı yokluğundan reddine ve davalılar yararına AAÜT’nin 7. maddesi uyarınca vekalet ücreti takdirinde isabetsizlik bulunmamıştır. Davalılar vekilinin davanın tefriki ile ayrı ayrı hisse değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi talebi yerinde bulunmamış davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından davalılar tarafından peşin yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan 131-TL istinaf yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 01/09/2023