Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/16 E. 2023/43 K. 09.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/16
KARAR NO: 2023/43
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/723 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/01/2023
İhtiyati tedbir kararına itirazın reddine ilişkin ara kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Davacı vekili, ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesiyle, davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasıyla icra takibine başlanıldığını, takibe dayanak teşkil eden iki adet faturanın müvekkili ile ilgisi olmayan … Gereçleri Ltd. Şti. unvanlı bir şirket adına kesilmiş olduğunu, takibe süresi içinde hataen itiraz edilemediğinden kesinleştiğini, söz konusu faturalara ilişkin malların satın alınmasına ilişkin her hangi bir anlaşmanın bulunmadığını, malların müvekkiline teslim edilmediğini, taraflar arasında bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığını, takip alacaklısı tarafından müvekkilinin banka hesaplarının haczedildiğini, talep edilen paranın banka tarafından yakın bir zamanda takip dosyasına aktarılacağını belirterek, davaya konu takip dosyası bakımından müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötüniyetli davalının alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine ve takip kapsamında icra veznesine yatırılmış olan paranın davalı-alacaklıya ödenmemesi hususunda İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
ARA KARAR: Mahkemece, 21/09/2022 tarihli ara karar ile; davaya konu takip dosyasındaki faturaların … Ltd. Şti. isimli ve İstanbul merkezli bir şirket adına fatura edildiği, bu şirketin İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü kayıtlarında bulunmadığı, davacı vekilinin iddialarına göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya tamamen imkansız hale geleceği ya da gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüyle, İİK’nın 72/3 hükmü uyarınca % 15 teminat karşılığında davaya konu takip dosyasındaki paranın dava sonuna kadar tedbiren alacaklıya ödenmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalı vekili itiraz dilekçesinde; müvekkili davalı şirketin 2013 yılından beri davacı-borçlu şirketin distribütörü olduğunu, dava dosyasına sundukları sözleşmeden de anlaşılacağı üzere taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, süreç içinde tarafların birbirleri adına bir çok kez fatura düzenlediklerini, davacı tarafın bu hukuki ilişkiyi inkar etmesinin doğruyu yansıtmadığını, takibe konu faturaların 01/01/2020 tarihinde yenilenmiş olan sözleşmeden kaynaklandığını, söz konusu faturaların e-fatura sisteminde oluşturulması aşamasında davacı-borçlunun unvanındaki “…” ibaresinin “…” ibaresine dönüştüğünü, e-fatura entegratör şirketinden alınmış belgeden de söz konusu … ve … numaralı faturaların davacı-borçluya kesildiğinin ve 07/07/2022 tarihinde Gelir İdaresi Başkanlığı’na sonrasında aynı gün davacı-borçluya iletildiğinin görüldüğünü, buna göre davacıya karşı başlatılan takibe konu faturalarla tebliğ edildikten sonra itiraz edilmeyerek kesinleşen faturaların aynı olduğunu belirterek, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
ARA KARAR: Mahkemece, davaya konu takip dosyasındaki faturaların … Ltd. Şti. isimli İstanbul merkezli bir şirket adına düzenlendiği, bu şirketin İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü kayıtlarında bulunmadığı, davalı vekilinin beyanına göre taraflar arasında dokuz yıldır devam eden distribütörlük sözleşmesinin olduğu ve faturaların bu kapsamda düzenlendiği ancak elektronik ortamda yazılımda yabancı dil çevirisi nedeniyle farklı isim çıktığı iddialarının mevcut dosya kapsamında, bu aşamada ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını gerektirir nitelikte değerlendirilmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; müvekkilinin 2013 yılından beri davacının distribütörü olduğunu, takibe konu faturaların başka bir şirket adına değil davacı adına düzenlendiğini, bu hususun davacı tarafından davalıya gönderilmiş 12/10/2022 tarihli ihtarname ile kabul edilmiş olduğunu, dosyaya daha önce sunulmuş e-faturaya ilişkin bilgi ve belgelerden de takibe konu iki adet faturanın davacının adına düzenlendiğinin tespit edildiğini, takibe konu faturalarla davacıya tebliğ edilerek kesinleşen faturaların aynı faturalar olduğunu, dosyaya sundukları Bilimsel Görüş’te de belirtildiği üzere tedbir talep eden davacının haklılığını yaklaşık olarak ispatlaması gerektiğini ancak takibe konu faturalarla ilişkisinin bulunmadığına yönelik iddiasını yaklaşık olarak kanıtlayamadığını ve taraflar arasında hukuki ilişki bulunmadığını iddia eden davacı tarafın dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğünü ihlal ederek sanki üçüncü bir kişi adına düzenlenen faturalardan kaynaklı borçlar sebebiyle kendisine takip başlatıldığı algısını yaratmaya çalıştığını belirterek, mahkemenin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması taleplerinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Talep, icra takibi nedeniyle açılan menfi tespit davasında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde verilen ihtiyati tedbir kararına itiraza ilişkindir. İİK’nın 72/3 maddesi “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bununla birlikte İİK’nın 72. maddesi uyarınca talep edilen ihtiyati tedbir istemleri değerlendirilirken Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 389 vd. maddelerinin de dikkate alınması gerekmektedir. HMK’nın 390/3 maddesi “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü haizdir. Somut olayda dosyanın incelenmesinde, davaya konu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu faturaların … numaralı, 07/07/2022 tarihli ve 1.008.875,90 TL bedelli ve … numaralı, 07/07/2022 tarihli ve 639.500,40 TL bedelli oldukları, faturaların “… Ltd. Şti.” adına düzenlendikleri ve “fatura tipi” kısmında “iade” ibaresinin yazıldığı, ödeme emrinin “Senet ve tarihi ve senet yoksa borcun sebebi” bölümünde “… tarafından … Limited Şirketi Kesilen Fatura Bedelleri 1.648.376,30 TL” ibaresinin bulunduğu, takip borçlusu-davacıya elektronik tebligat ile tebliğ edilen ödeme emrinin itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği ve haciz ihbarnamesinin düzenlenilerek davacı-borçlunun mevduat hesabının bulunduğu bankaya gönderildiği, işbu incelemeye konu ihtiyati tedbir kararından sonra 26/09/2022’de toplam 1.931.811,64 TL’nin banka tarafından icra müdürlüğü hesabına gönderildiği; dava dosyasına davalı vekilince sunulmuş olan … numaralı, 07/07/2022 tarihli ve 1.008.875,90 TL bedelli ve … numaralı, 07/07/2022 tarihli ve 639.500,40 TL bedelli oldukları, faturaların “… Ltd. Şti.” adına düzenlendikleri ve “fatura tipi” kısmında “iade” ibaresinin yazıldığı; taraflar arasında 01/01/2020 tarihli distribütörlük sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin bitiş tarihinin 31/12/2020 olduğu, sözleşmede tarafların yükümlülükleri ile sözleşmenin süresi ve sona ermesine ilişkin hükümlerin düzenlendiği; taraflar arasında 2020 yılına ait karşılıklı faturaların düzenlenmiş olduğu; davacı vekilinin süresinde sunduğu ekinde e-posta yazışmaları bulunan istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki sözleşmenin 2020 yılı sonunda sona erdiğini ve 2021 yılı haziran ayı sonunda da tasfiye edildiğini, takip ve dava tarihi itibariyle taraflar arasında bir hukuki ilişkinin bulunmadığını, davalının riski ve menfaati kendisine ait olmak üzere davacıdan tıbbi cihazlar aldığını ancak elinde kalan malları davacıya geri satmaya çalıştığını, davalının elinde kalan ürünlerin tasfiyesi için davacının yardımcı olmaya çalıştığını, anlaşıldığı kadarıyla davalının elinde kalan ürünler için davacı adına fatura düzenlediğini ancak söz konusu malların alınması hususunda taraflar arasında bir mutabakatın bulunmadığını, malların davacıya da teslim edilmemiş olduğunu, sözleşme sona ermiş olduğundan davacıya gönderilmiş iki adet faturanın gözden kaçarak itiraz edilememiş olduğunu, müvekkilinin o malları satın almayı istemediğini ve sözleşmede de o malların doğrudan davacı tarafından alınacağı şeklinde bir hüküm bulunmadığını, icra takibinin numarası “…” ile başlayan faturalara dayandığını ancak numarası “…” ile başlayan faturaların davacının doğru unvanına düzenlendiğini, davalının alacağını ispatlayan her hangi bir delili dosyaya sunmadığını, takip alacağının zaten icra veznesine yatırıldığından ihtiyati tedbir kararı soncunda davalının her hangi bir zararının olmadığını beyan ederek, davalı başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiğini belirttiği görülmüştür.Dava dosyasının bulunduğu aşamada, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi, sözleşme süreci ile dosyaya sunulmuş bilgi ve belgeler dikkate alındığında mahkemece, İİK’nın 72/3 hükmüne göre vermiş olduğu icra takip dosyasındaki paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesi yönündeki ihtiyati tedbir kararı bakımından yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği anlaşıldığından, mahkemece davalının ihtiyati tedbir kararına karşı itirazının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle; mahkemece ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine dair ara kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/01/2023