Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/158
KARAR NO: 2023/153
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/11/2022
NUMARASI: 2022/564 Esas 2022/1024 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/01/2023
Hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; müvekkili şirketin ilaç ve sağlık ürünleri depo ve pazarlama işlerini yaptığını, davalı tarafından pandemi sürecinde dezenfektan siparişi verildiğini,bu taleplerin karşılandığını, bahsi geçen ürünlerle alakalı davalıya fatura kesildiğini ve ürünlerin 2020 yılı Mart ayı itibariyle teslim edildiğini, ancak davalı tarafından pandemi bitiminde 2020 yılının aralık ayında hesabı kapatmak amacıyla iade faturası kesildiğini, ancak ürünlerin iade edilmediğini, bahsi geçen ürünler davalı tarafından Covid-19 virüs salgının ülkede ilk görüldüğü dönemde vatandaşlarda oluşan panik havası nedeniyle talebin fazla olduğu dönemde sipariş edildiğini, ancak sonraki süreçte ürünlerin satışının beklenen seviyede olmaması nedeniyle elde kalan ürünlerin iadesine ilişkin iade faturası keşide edilerek davalı eczane tarafından kötüniyetli davranışlarda bulunulduğunu, müvekkili şirket tarafından bahsi geçen iade faturası kabul edilmediğini ve iade edildiğini, bu süreçte davalı harici siparişlerde de bulunduğunu ancak iş bu fatura bedelleri de ödenmediğini, bu hususta karşı yan ile şifahen görüşmeler yapılmışsa da herhangi bir netice alınamadığını, bu nedenle davalı aleyhine taraflarınca İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası marifetiyle icra takibine girişildiğini, davalının takibe de haksız ve kötüniyetli şekilde itiraz ettiğini, huzurdaki dava konusu fatura alacağına ilişkin taraflarından arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu ancak arabuluculuk sürecinden netice alınamadığını, açıklanan tüm bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesine talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili; ellerine ulaşan siparişin yanlış ürün ve adet olarak çok fazla ürün olması nedeniyle davalı müvekkili, davacı ecza deposu ile iletişime geçerek kendilerine iade faturası göndermelerini talep ettiğini, ancak defalarca talep edilmesine rağmen karşı taraftan iade faturası örneği gelmeyince mecburen davalı müvekkilin 8.959,43-TL bedelli iade faturası düzenlediğini ve davacıya gönderdiğini, ancak davacının bu faturayı kabul etmediğini, bu sırada iade faturası konusu netleşmediğinden ve bu süreç neredeyse 6 ay sürdüğünden,davacı ile olağan ticaretine devam ettiğini , arabuluculuk toplantısında davalının oldukça uzlaşmacı bir yol izlediğini,iade faturasını düşerek kalan borcu yasal faizi ve vekalet ücreti de dahil olarak ödemeyi kabul ettiğini, davacı tarafından bu taleplerin kabul edilmediğini ortak bir noktada buluşulamadığını belirterek, açıklanan nedenlerle davanın reddine alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; eldeki davada,icra takip dosyasında ödeme emrinin 29/07/2021 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği borçlu tarafından 03/08/2021 tarihinde takibe itiraz edildiği, itirazın 10/08/2021 tarihinde davacı alacaklıya tebliğ edildiği alacaklı tarafından 01/08/2022 tarihinde arabuluculuk başvurusu yapıldığı, 18/08/2022 tarihinde arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği, 30/08/2022 tarihinde elde ki davanın açıldığı, elde ki davada hak düşürücü sürenin 29/07/2021 tarihinde işlemeye başladığı, 01/08/2022 tarihinde arabuluculuk başvurusunun yapılması ile durduğu, 18/08/2022 tarihinde arabuluculuk son tutanağının düzenlenmesi ile yeniden işlemeye başladığı, arabuluculuk sürecinin başladığı 01/08/2022 tarihi itibariyle dava açılması için kalan sürenin 9 gün olduğu, bu sürenin 18/08/2022 tarihinde yeniden işlemeye başlayıp 27/08/2022 tarihinde dolduğu, ancak bu tarih hafta sonuna isabet etmesi nedeni ile davacının dava açabileceği son tarihin 29/08/2022 tarihi olduğu, davacı tarafından 30/08/2022 tarihinde dava açıldığından, hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEBLERİ: Davacı vekili; huzurdaki dava konusu icra takibine, davalı tarafından 03/08/2021 tarihinde itiraz edildiğini, iş bu itiraz neticesinde takibin durdurulması kararının tarafına 10/08/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, tarafınca 01/08/2022 tarihinde Arabuluculuk Kurumuna başvurulduğunu, Arabuluculuk görüşmeleri sonucunda E İmzalı ve barkodlu anlaşamama son tutanağının 29/08/2022 tarihinde mail yoluyla iletildiğini, dava zorunlu arabuluculuk şartına tabi olup Arabuluculuk Son Tutanağı tarafına iletilmeden dava açmaya imkan bulunmadığını, her ne kadar son görüşme akabinde son tutanak hazırlanmışsa da tarafların imzaları akabinde imzalı son tutanağın tarafına 29/08/2022 tarihinde iletildiğini, arabuluculuk sürecinin bitim tarihi olarak son tutanak tarihi esas alınarak hak düşürücü süre hesabı yapılmasının usule aykırı olduğunu, arabuluculuk sürecinin dava açma sürelerinin durması sonucunu doğurduğunu,sürenin son günü 7.9.2022 tarihi olup, 30.8.2022 tarihinde açılan davanın süresinde açıldığını, davanın reddi kararının kaldırılarak dosyanın yargılamanın devamı zımnında dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı tarafından İstanbul … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.İtiraz üzerine duran ilamsız icra takibinin sürdürebilmesi için ya, İİK.nun 68 maddesi gereği itirazın tebliği tarihinden itibaren 6 aylık hak düşürücü sürede İcra Mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açılmalı yada İİK.nun 67 maddesi gereği genel hükümlere göre yasal 1 yıllık hak düşürücü sürede itirazın iptali davası açılmalıdır.Elde ki dava itirazın iptali davası olduğundan , borca itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmalıdır.6235 sayılı HUAK 16 maddesi (1); Arabuluculuk sürecinin başlaması ve sürelere etkisi başlıklı 16.maddesinde – (1)” Arabuluculuk süreci, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru hâlinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar… (2)Arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.” denilmiştir. Aynı Kanunun 18/A-(15) maddesinde “Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez .”denilmiştir. Arabuluculuk Anlaşamama tutanağına göre Arabuluculuk Bürosuna başvuru tarihinin 1.8.2022 tarihi olduğu, Arabulucu tarafından 18.8.2022 tarihi ilk oturum olarak belirlendiği, ikinci oturum tarihi olan sürecin bittiği tarihin 23.8.2022 olarak tutanağa yazılı bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak kanunda Arabuluculuk Bürosuna başvuru ile hak düşürücü sürenin duracağı düzenlenmiştir. Son görüşmenin yapıldığı tarihin 23.8.2022 olduğu ve imzaların 29.8.2022 tarihinde Arabulucu tarafından imzaların tamamlanarak davacı vekiline iletildiği anlaşılmaktadır.Eldeki davada borçlunun itiraz dilekçesinin 10.8.2021 tarihinde alacaklı davacıya tebliğ edildiği ve davacı tarafından 1.8.2022 tarihinde bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmasına 9 gün kala Arabuluculuk Bürosuna başvurusu yapıldığı, hakdüşürücü sürenin durduğu, görüşmelerin telekonferans ile yapıldığı imzaların tamamlandığı tarihin 29.8.2022 tarihi olduğu dikkate alınmasa dahi, ikinci oturum tarihi olan 23.8.2022 tarihinden davanın açıldığı 30.8.2022 tarihine kadar 7 gün süre bulunduğu,davanın 1 yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır.Dava süresende açıldığı halde hakdüşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf nedeni yerinde olduğundan başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/11/2022 Tarih 2022/564 Esas – 2022/1024 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-4 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/01/2023