Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/145 E. 2023/155 K. 30.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/145
KARAR NO: 2023/155
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2022
NUMARASI: 2022/418 Esas – 2022/711 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/01/2023
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; … Sağlığı Merkezi Ltd. Şti’ne karşı İstanbul 20. İş Mahkemesinin 2016/582 Esas sayılı dosyası ile hizmet tespit davası açtığını, dava safahatında davalı şirketin tasfiye edilerek tasfiye memuru olarak …’ın atandığını, ancak tasfiye memurunun vefat ettiği için şirket ile yapılacak işlemlerde taraf bulunamadığından İstanbul BAM 33. Hukuk Dairesinin 2021/1134 E. sayılı dosyası ile bu davayı açması için kendisine süre verildiğini belirterek, …nün sicilinde kayıtlı … Sağlığı Merkezi Ltd. Şti. unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAPLAR:1) Davalı … Sicili Müdürlüğü vekili; İhyası istenen şirketin tasfiye sürecinin devam ettiğini, hükmi şahsiyetini kaybetmediğini, ticaret sicilden terkin edilmediğini, bu nedenle davacının ihya davası açmakta hukuki yararı olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2) Temsilci sıfatıyla tebligat yapılan … vekili ; Aynı davacı tarafından aynı şirketin ihyası için daha önce İstanbul 2. ATM’nin 2017/232 Esas sayılı dosyasıyla dava açıldığını ve akıbetinin kendilerince bilinmediğini, davanın derdestlik sebebi ile reddi gerektiğini, dava dilekçesi “temsilci” sıfatıyla müvekkili …’a tebliğ edilmişse de, ticaret sicil kayıtlarında da görüldüğü üzere, …’ın tasfiye memuru veya şirket temsilcisi olmadığını, huzurdaki davayla ilgisi bulunmadığını, Ticaret Sicili kayıtlarında da görüldüğü üzere … Sağlığı Merkezi Ltd. Şti. ünvanlı tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilmediğinden huzurdaki ihya davası açmakta hukuki yarar bulunmadığını, …’ın davada taraf sıfatı bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; Şirketin iki ortaklı olduğu, vefat eden ortağın tasfiye görevlisi ve %50 hissedar olduğu, sağ kalan ortağın %50 hissedar, ölenin eşi ve 3/4 oranında mirasçısı olduğu, şirketin tarafı olduğu davada tasfiye işlemlerinin ve taraf teşkilinin sağlanması için en az maliyetle ve şirketin de menfaatlerini koruyacak bir tasfiye memuru atanması gerektiğini, şirkete dışardan birinin tasfiye memuru olarak atanmasının şirkete ve ortaklara mali külfet oluşturacağı gibi, şirketin malvarlığının da belli olmadığı, bu durumda isteği olmasa da şirketin ortaklarından …’ın tasfiye memuru olarak atanmasının en adil çözüm olacağı, davalı … müdürlüğünün yasal hasım olduğu, yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili; aynı davacı tarafından aynı şirketin ihyası için daha önce İstanbul 2. ATM’nin 2017/232 Esas sayılı dosyasıyla dava açıldığı, anılan dosyanın akıbeti taraflarınca bilinmediğini, bu dosyanın celbedilerek davanın derdestlik sebebi ile reddi gerekirken bu dosyanın hiç incelenmediğini, ticaret sicil kayıtlarında da görüldüğü üzere, …’ın tasfiye memuru, şirket temsilcisi de olmadığını, tasfiye memuru olmak da istemediğini, tasfiyeye mahkeme tarafından karar verildiğinde tasfiye memuru da Mahkeme tarafından atanması gerektiğini, oysa ki huzurdaki olayda tasfiyeye mahkemece karar verilmediğini, kişinin rızası hilafına tasfiye memuru olarak atanmasının hukuki olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE VE SÜREÇ: Davacı; ihyası istenen şirketin İstanbul 20. İş Mahkemesi’nin 2016/582 esas sayılı dosyasında davacı olduğu, şirketin tasfiyeye girdiği ancak henüz tasfiyenin tamamlanmadığı, şirketin tasfiye memurunun vefat ettiği, şirketi temsile yetkili kişinin tasfiye memuru olduğundan bahisle şirketin temsili sağlanmak üzere İstanbul 20. İş Mahkemesince davacıya süre ve yetki verildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesinin 2021/653 Esas – 2022/98 Karar sayılı ilamı ile; ” Davacı taraf şirketin ihyasıyla birlikte tasfiye memuru atanmasını talep etmiş ise de, amacın tüzel kişiliğin devam ettiğine dair tasfiye memuru atanması olduğu, dava açmakta davacının hukuki yararının bulunduğu, şirketin ihyasına karar verilemeyeceği ancak tasfiye memuru atanması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına, yargı giderinin davacı üzerinde bırakılmasına” karar verilmiştir. Davalı … vekili tarafından kararın istinafı üzerine,Dairemizin 16/06/2022 tarih, 2022/1056 Esas – 2022/937 Karar sayılı ilamı ile: “..tasfiye halindeki şirkete tasfiye memuru atanmasına ilişkin davanın şirket hasım gösterilerek açılması gerekmekle birlikte tüm ortakların taraf olduğu davalarda ayrıca tüzel kişiliğin hasım gösterilmemesinin sonuca etkisi bulunmadığı (Yargıtay 11. HD’nin 15/03/2018 tarihli 2016/9046 E. 2018/2033 K. Sayılı kararı). Her ne kadar eldeki davada husumet şirkete yöneltilmemiş ise de bahsi geçen şirketin iki ortaklı olduğu , tasfiyenin devamı sırasında tasfiye memuru % 50 ortak …’ın vefat ettiği, yargılama sırasında %50 ortak aynı zamanda mirasçı …’ın davaya dahil edildiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte şirketin veya müteveffa ortak …’ın ölümü sonrasında hayatta bulunan diğer mirasçıların davada taraf bulunmadıkları anlaşılmaktadır. Taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilmesi dava şartlarına aykırılık teskil ettiğinden,istinaf nedeni olarak gösterilmese de re’sen incelenerek kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” karar verilmiştir. Davalılar vekili; İstanbul 2. ATM’nin 2017/232 Esas sayılı dosyasının bu dava ile derdestlik teşkil ettiğini ileri sürmekte ise de; anılan dosyada verilen karar dava dosya içeriğinde mevcut olup açılan dava usulen takip edilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve derdestlik itirazının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince kaldırma kararına uygun olarak vefat eden tasfiye memuru ve şirket ortağının mirasçıları davaya katılarak taraf teşkili tamamlanmış, usulü eksiklik giderilmiştir. Şirketin tasfiye halinde bulunduğu; müteveffa ortağın mirasçıları davaya katılmış olmakla şirketin davada taraf olarak yer aldığının kabulü gerektiği, temsil sorunun giderildiği, somut durumda davacının İş Mahkemesi’nde açtığı davada davalı şirketin temsilinin sağlanması için davalı şirketin vefat eden tasfiye memurunun yerine yeni tasfiye memuru atanmasında menfaati olduğu, şirket ortağı ve mirasçısı …’ın davalı şirketin temsilini ve tasfiyesini sağlamak üzere hareketsiz kaldığı, şirketin büyük ortağı …’ın tasfiye memuru olmak istemediğini beyan etmekte ise de şirket ortağı yerine davalıları da mali külfet olacak üçüncü kişinin atanması yerine ,davalı ortağın atanmasının en uygun çözüm yolu olduğu,adı geçen tarafından geçerli bir mazeret de ileri sürülmediği anlaşılmakla hükme yönelik ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmemiş, davalılar …, … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar …,… vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davalılar … ,…’tan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalılar ve davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/01/2023