Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1424 E. 2023/1119 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1424
KARAR NO: 2023/1119
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2023
NUMARASI: 2022/531 Esas – 2023/343 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan)
Davanın görev yönünden usulden reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı arasında 07.05.2020 tarihli Yatırımcı Hesap Açılış Sözleşmesi akdedildiği, 11.07.2012 tarih ve 28704 sayılı RG’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ” in 14/1-(b) bendi, işbu tebliğ kapsamında sayılan aracı kuruluşların müşterileri ile çerçeve sözleşme imzalamalarını kanuni bir zorunluluk olarak düzenlediği, yatırımcının başlangıç teminatını yatırdığı,fakat ilerleyen süreçlerde oluşan teminat açıklarının müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilen ihtarlara rağmen tazmin etmediği,davalının teminat tutarının üzerinde zarar ettiği ve bu zarar müvekkili şirkete sirayet ettiğinden müvekkili şirket nezdinde zarar doğduğu, bu zararın oluşmasını takiben, davalı tarafın karşılıklı anlaşmaya da yanaşmaması neticesinde, davalı taraf aleyhine 27.12.2021 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … E. numarası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafın takibe itiraz ettiğini ,davalının vaki itirazının iptaline ve takibin devamına,davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davalının finansal tüketici olduğu, davacı şirketin imzalattığı sözleşmenin emekli gelirini korumak amacıyla işlem yaptığı bu şartlarda bir finansal tüketici olduğundan davanın Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, tek saikinin ülkemizdeki yaşanan volatil piyasalar nedeni ile geçim kaynağını ve gelirini korumaya çalışarak hayat standartını koruyabilmek olduğu, riskli işlemleri yapan müvekkilinin söz konusu zararları öngörmesinin beklenmemesi gerektiği, zararın 21 Aralık 2021 günü yaşandığı, 20 Aralık 2021 günü akşamında hükümet tarafından açıklanan “kur korumalı mevduat” düzenlemesi ile dolar kurunda şiddetli düşüş görüldüğü, normalde vadeli işlem piyasalarında en fazla %10 değer kaybı yaşanabiliyorken (taban fiyat), Takasbank nezdinde bu %10’luk limit, işlemlerin açılmasının tam 5 dakika öncesinde, sadece 21 Aralık 2021 günü için geçerli olmak üzere %80’e çıkarıldığı, bu nedenle vadeli işlem piyasalarında çok ciddi kayıplar ve zararların söz konusu olduğu, zararın ortaya çıkmasının tek sorumlusunun davacı aracı kurum olduğu, işlem yapılmasına izin verilmemesi gerekirken müvekkilinin … işlemleri ile pozisyon almasının görmezden gelindiği, bir diğer kusurun ise SPK’nun “Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ’in (“Tebliğ”) madde 19/(1)/(d) düzenlemesine göre; “Kaldıraçlı işlemlerle ilgili olarak yatırılan teminat tutarlarının üzerinde bir kayba uğratacak şekilde genel müşteriye ve talebe dayalı profesyonel müşteriye işlem yaptırılamaz. Yatırımcının piyasa koşullarından dolayı teminatından daha fazla zarara uğraması halinde söz konusu zarar genel müşteriden ve talebe dayalı profesyonel müşteriden talep edilemez. ” hükmü yer aldığı, bu kapsamda, davacı şirketin sisteminin müvekkiline ait hesabın eksi bakiyeye düşmesine sebebiyet verdiğini, mevzuat gereği yükümlülüğü olmasına rağmen bunu engelleyemediği, buna, anılan tebliğ hükmü gereğince müsaade edilmemesi gerektiği davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davalının tacir olmadığını 6502 sayılı kanunun 3. maddesinin “k” bendi gereğince tüketici olduğunu, davaya konu ihtilafın, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı yasa kapsamında bireysel yatırım işleminden kaynaklandığını, kanunun 73/1. ve 83/2. maddeleri gereğince davanın tüketici davası olduğunu, davaya Tüketici Mahkemelerinde bakılması gerektiğini, mahkemenin görev kapsamı dışında olan bu davaya bakmaya Tüketici Mahkemeleri görevli bulunmakla, davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEBLERİ: Davacı vekili; Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda gerçekleştirilen işlemlerin kaldıraçlı işlemler arasında sayılması mümkün bulunmadığı ifade edilmiş olsa da, davalının yaptığı işlemler bakımından kar ve kazanç sağlama amacı ile hareket etmesi, davalının yapmak istediği işlemleri yalnızca aracı kurum ile akdedilen çerçeve sözleşme vasıtasıyla gerçekleştirebilmesi ve yapılmak istenen hizmetin davalı tarafından ticari amaçla satın alınması ölçütlerinin, davalının Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda gerçekleştirdiği işlemler için de tamamen geçerli olması sebebi ile, yapılan işlemlerin tüketici işlemi değil kar amacı ile gerçekleştirilen işlemler olduğunu ve dolayısıyla ticari işlemler olduğunu ve bu sebeple davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; taraflarca akdedilen türev araçların alım satımına aracılık çerçeve sözleşmesi kapsamında, davalının yaptığı … işlemleri sonucunda ortaya çıkan teminat açığını tamamlamamış olması nedeniyle, davacı aracı kurum taarfından karşılanan teminat açığının davalıdan tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı yasanın 3/1-k maddesinde tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlı hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak; 3/1- ı bendinde ise tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır. Yasa koyucu bu hükümle, tüketicinin taraf olduğu bankacılık sözleşmelerini tüketici işlemi olarak kabul etmiştir. Aynı yasanın “Diğer Tüketici Sözleşmeleri” başlıklı 5. bölümünde yer alan 49. maddesi, “finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeler” başlığını taşımaktadır. Bu maddenin 1. fıkrasına göre finansal hizmetler, her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade eder. Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşme ise, finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir. “olarak tanımlanmıştır. Yine aynı yasanın 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda aracı kurum olan davacı, davalı ile akdettiği yatırım araçlarının alım satımına aracılık çerçeve sözleşmesi kapsamında, davalının yaptığı … işlemleri sonucunda ortaya çıkan teminat açığınının tahsilini talep etmektedir.. Taraflar arasındaki ilişkinin hukuki dayanağı, ” yatırım araçlarının alım satımına aracılık çerçeve sözleşmesi”dir…. (…), kanunda açıkça yazılmasa da bankacılık sözleşmesi benzeri bir sözleşme niteliğinde olup, Yargıtay uygulamasında da bankacılık sözleşmesi kapsamında değerlendirilmektedir. Davalının tacir olmayıp şahsi birikimini değerlendirmek üzere hareket ettiği davalı taarfça savunulmuş ise de işlem özetlerinin incelenmesinde davalının başlangıçda 2021 yılı Mart ayında küçük bir meblağla başladığı ,işlemlerin zaman içinde günlük düzenli pek çok sayıda yapılan işlemlerle hesabın her durumda artarak 2021 Aralık ayına kadar gelindiği ,15 aralık 2021 tarihinde nakdinin 250.000-TL civarında bulunduğu, 20/12/2021 tarihinde yaptığı sayısı 20 civarında işlemin kar ile sonuçlanarak ,nakit bakiyenin 902.106-TL ye kadar çıktığı, bu tarihden sonraki 21.12.2021 tarihinde ise 45 civarında yapılan işlem ile, (en yüksek zarar 621.790-TL ,318,555-TL, 316.590 ve azalan miktarlarda tüm işlemlerde zarar yazıldığı) , yapılan işlem sonucunda açık teminat bakiyesinin icra takibine konu tutara ulaştığı ,davalının yapılan işlemlerin boyutu ve sayısı dikkate alındığında da davalının hukuki işlem içerisinde gelirini korumaya çalışan tüketici konumunda olduğunun kabul edilemeyeceği görülmekle, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü mümkün görülmemiştir. Uyuşmazlık 6502 sayılı kanun kapsamında kalmadığına göre, davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir.İlk derece mahkemesince davaya bakmaya görevli olduğu halde davanın görev dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi yerinde bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf nedeni yerinde bulunmakla kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmek üzere dava dosyasının kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/04/2023 Tarih 2022/531 Esas 2023/343 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dava dosyasının kararı veren mahkemeye gönderilmesine, Davacı tarafça yatırılan 179,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/07/2023