Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1409 E. 2023/1330 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1409
KARAR NO: 2023/1330
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2023
NUMARASI: 2021/435 Esas – 2023/316 Karar
DAVA: Tespit
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı; müvekkilinin karşı taraf davalı şirketin kurucu ortaklarından olduğunu, şirketin 1000 hissesinin 100’ü %10’unun müvekkiline ait olduğu, müvekkilinin adının 24/05/2000 tarihinde, , 19/12/2000 Tarihli Ticaret Sicil Gazetelerinde yer aldığını, ancak bu tarihten itibaren müvekkilinin isminin hiçbir ilanda geçmediğini, müvekkilinin ortaklığından çıktığına dair Ticaret Sicil Gazetesine, ilan verilmediğini, Ortaklık Payı başlıklı ve Beyoğlu …Noterliği mühürlü belgede müvekkilinin şirket hisselerin 25/11/2002 tarihinde 700 adedini …’a, 300 adedini …’a devretmek suretiyle ortaklıktan ayrıldığının yazıldığı, lakin müvekkilinin hiçbir şekilde hisselerini bir başka kişiye devretmediğini, bu hususta bir sözleşme imzalamadığı, noter huzurunda bir akit yapmadığını, ancak bu noktadan itibaren şirketin diğer paydaşlarınca bariz bir şekilde usulsüzlükler yapıldığı, müvekkilinin hukuka aykırı bir şekilde ortaklıktan ayrılmış gibi gösterildiği, müvekkilinin hiçbir şekilde hisselerini bir başka kimseye devretmediğini, anılan nedenlerle hukuka aykırı işlemlerle müvekkilinin şirket hisselerini devretmiş gibi gösterildiği ve müvekkilinin şirket ortaklığının devam ettiğinin tespitinin yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın hukuki dayanaktan yoksun, mesnetsiz, haksız ve hukuka aykırı tüm taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesini, davacının, müvekkili şirketin kuruluşunda yer aldığını, müvekkili şirket sermayesinin % 10’una tekabül eden payların sahibi olduğunu, 2002 yılına kadar süren bu pay sahipliği davacı ile … ve … arasında imzalanan Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmeleri ile son bulduğunu, söz konusu hisse devir sözleşmeleri ile davacı sahip olduğu toplam 1.000 adet hissenin 700 adedini …’a, 300 adedini ise …’a bütün hak ve vecaibi ile hukuka uygun ve geçerli bir şekilde devrettiğini, davacı söz konusu asılsız iddiaları ile 2018 yılında savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 22 Haziran 2020 tarih ve 2018/185674 soruşturma 2020/42909 karar sayılı dosyası ile KYYO’na karar verildiğini, davacının itirazı üzerine İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği 13 Kasım 2020 tarih ve 2020/3507 D.İş sayılı kararı ile davacının itirazını reddettiğini, mahkemece celp edilen söz konusu dosya da davacının iddialarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu kanıtlamadığını, aradan geçen 19 yıl düşünüldüğünde davacının her türlü talebinin zamanaşımına uğradığı aşikar olduğunu, davacının zamanaşımı süresi geçtikten sonra davasını açması ve söz konusu zamanaşımı süresinin mahkemenizce re’sen dikkate alınamadığından itirazlarının kabulüyle davacının taleplerinin zamanaşımı sebebiyle de reddine karar verilmesini, davacının aradan geçen yaklaşık 20 yıllık süre içerisinde davacı tarafın şirketten ve/veya yetkililerinden herhangi bir talepte bulunmamış olması, şirketin pay sahibi olduğunu iddia etmesine rağmen herhangi bir soru dahi sormamış olması, kar payı, sermaye artırımı vb. konularda talepte bulunmamış olması, olağan genel kurul toplantısı daveti almaması karşısında şirket yetkililerine başvurmaması ve benzeri birçok husus davacı taraf iddialarının hayatın olağan akışına ve mantığa aykırılığını ortaya koyduğunu, davacı iddiaları tamamen hayal ürünü olup işbu dilekçemiz ekinde sunmuş oldukları bizzat davacının imzasını havi hisse devir sözleşmeleri ve sair deliller gereğince davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; dava konusu, davacının davalı şirket bünyesindeki hisselerine herhangi bir başka kişiye devretmediği ve usulsüzlük yapıldığını, buna binaen hukuka aykırı şekilde ortaklıktan ayrılmış gibi gösterildiği iddiasına dayalı davacının dava tarihi itibariyle davalı şirketin paydaşı olduğunun tespiti istemine ilişkin olduğu, dava konusu bila tarihli anonim şirket hisse devir sözleşmelerinin incelenmesinde; davalı şirketteki paylarının tamamının (1000 adet) devredenin davacı …, “700-Yediyüz” adet hisse yönünden devir alanın dava dışı … olduğu, “300-Üçyüz” adet hisse yönünden devir alanın dava dışı … olduğu, davacı, hisse devir sözleşmeleri üzerindeki imzaların sahte olduğu iddiasında bulunduğunu, bir belge üzerinde bulunan imzanın sahte olması halinde, imza sahibinin bu belge ile bağlı olamayacağı sonucuna varmak gerektiği, aldırılan grafoloji bilirkişisi raporunda ve ATK raporunda, yargılamaya konu anonim şirket hisse devir sözleşmelerinin üzerindeki devreden imzasının davacı eli ürünü olduğunun belirlendiği görülerek, davacının bu devir sözleşmeleri ile bağlı olduğu gerekçesiyle, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı; yargılama aşamasında eksik incelemeler yapıldığını, ortaklığın varlığı hakkında yeterli incelemeler yapılmadığını, 27/08/2018 yılında Beyoğlu … Noterliğinden Hisse devri ve Şirket Kararlarının, hisse devrine ilişkin varsa ödeme belgelerini tarafına iletilmesi için ihtarname gönderdiğini, fakat, talebin gerçek dışı olduğu gerekçesi ile talebin reddedildiğini, mahkeme dosyasında yer alan, EK-1, EK-2, EK-3. EK.-4 no lu ıslak imzalı belgelerin altındaki imzaları kabul etmediğini ve imzalar ile ilgili olarak Adli Tıp Bilirkişi incelemesi talep ettiğini, CMK ve HMK ilgili maddeleri uyarınca Uzman Mütalaası taleplerinin reddedildiğini, belgelerdeki imzaların farklılık gösterdiğini, yapılan hisse devrinin usulsüz olduğunu, tüm hususlar incelenmeden ve delillerin gözetilmeden hukuku aykırı şekilde karar verildiğini, bu sebeplerden dolayı kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacının davalı anonim şirkette pay sahibi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davalı şirket vekilinin davacının hisselerini … ve …’a devir edilmek suretiyle ortaklık sıfatının sona erdiğini savunduğu,davacı hisse devir sözleşmelerindeki imzalarını inkar etmesi üzerine,yaptırılan imza incelemesi neticesinde hisse devir sözleşmelerinde mevcut imzaların davacıya aidiyeti hususunda bilirkişi raporu ve ATK raporu alınmıştır. Davacının talebi anonim şirkette,yapılan usulsüz devir işlemleri nedeniyle halen hissedar olduğunun tesbitine ilişkindir. Davalı tarafça sunulan davacı hisselerinin davadışı … ve … adlarına tescil edildiği yazılıdır.Buna göre eldeki davada davacının talebi … ve …’un hukukunu etkileyecek niteliktedir. Adı geçenlerin yokluğunda hisse devrinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı incelenemeyecektir. Davacı hisselerinin kime veya kimlere devredildiği ve halen hisselerin kimin elinde bulunduğu usulüne uygun biçimde tesbit edilerek adı geçenlere karşı dava açması için davacıya önel verilmesi ve dava açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi, savunmalar ve toplanan kanıtlar çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, anılan şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay 11 HD nin 2009/7789 esas ,2011/876 karar sayılı 31.1.2011 tarihli ilamı aynı yöndedir.)Sadece davalı şirket hakkında açılan davada taraf teşkili sağlanmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi yerinde bulunmamıştır. Öte yandan; davalı şirket tarafından ibraz edilen hisse devir sözleşmeleri ile hisselerin nominal değerleri üzerinden alıcılara devir edildiği yazılıdır. Hisse devirlerinin geçersizliğini içeren istek nedeniyle davanın nispi harca tabi olduğu gözetilmeden davanın maktu harçla görülmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davacının esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeden kamu düzenine ilişkin bulunan taraf teşkili ve harç eksikliği re’sen incelenerek davacının istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılarak, dava yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacının istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/03/2023 Tarih 2021/435 Esas – 2023/316 Karar sayılı hükmünün HMK.’nın 353(1)a-4-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” Davacı tarafından yatırılan 179,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/09/2023