Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1387 E. 2023/1083 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1387
KARAR NO: 2023/1083
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/03/2023
NUMARASI: 2022/907 Esas – 2023/212 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/07/2023
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; müvekkilinin ihyası istenen …lt.şti arasında 01/04/2017 tarihli sözleşme imzalandığını, 01/04/2017 tarihli sözleşmenin üç yıllık süre sona erdiğinden 01/04/2020 tarihinde yenilenmeden sonlandırıldığını, şirketin sözleşme konusu marka ve ürünler üzerindeki tüm kullanım ve dağıtım haklarının da sona erdiğini, süre sonunda ihyası istenen şirkete 29/04/2020 tarihli ihtarın gönderildiğini, kullanımların derhal sonlandırılması ve dava konusu ödenmeyen fatura bedellerinin ödenmesinin talep edildiğini , müvekkilinin faturalardan doğan 24.162,83-EURO bakiye alacağının tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası kapsamında 28/10/2021 tarihinde icra takibine başlanıldığını ve itiraz üzerine takibin durduğunu,akabinde şirketin tasfiyeye girdiği ve 12/05/2022 tarihinde sicilden terkin edildiğinin anlaşıldığını, müvekkilinin ihyası istenen şirketin tasfiye kararı alınmadan önce olduğu iddia edilen alacağının faturalandırıldığını, hatta icra takibine ve arabuluculuğa bile konu olduğunu, yapılan tasfiyenin hukuken sonuçlandığının kabul edilemeyeceğini,sicilden terkin edilen … Ltd.Şti’nin ihya edilerek tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı … Sicil Müdürlüğü vekili;tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerinin müvekkilince tespit edilemeyeceğini, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan ihya isteminde müvekkilinin bir sorumluluğu bulunmadığını ve müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini,müvekkil yönünden açılan davanın reddine, müvekkili aleyhine yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı Tasfiye Memuru … vekili , müvekkilinin tasfiye memuru olduğu ihyası istenen şirketin dava tarihinden önce usule uygun bir şekilde terkin edildiğini, alacaklılara 3 kez çağrı yaptığını,davacı tarafın tasfiye memurluğuna başvuruda bulunmadığını, itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, itirazın iptali davasının tasfiye tamamlanmadan önce açılması gerektiğini,alacağın bulunmaması halinde şirketin ihyasında hukuki bir yarar bulunmayacağından, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, ihyası istenen şirketin tasfiye sonucu terkin edilmeden önce hakkında yapılan icra takibi olduğunu, bu icra takibine konu alacak iddiasıyla ilgili tasfiye memuru tarafından bu uyuşmazlık konusu miktarın Notere depo edilmediği, uyuşmazlık konusu borç ile ilgili teminat alınmadığını ve yine pay sahipleri arasında tasfiye sonucu paylaşımın bu borçların ödenmesi şartına da bağlanmadığını, hakkında mevcut icra takibi ve uyuşmazlık konusu olan bir borç mevcut iken yapılan tasfiyenin usulsüz olduğunu, gerekli yasal işlemlerin tamamlanması, takip ve bu takiple ilgili olarak açılacak davalar yönünden taraf teşkilinin sağlanabilmesi için şirketin ihyasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru … vekili; davada söz edilen alacak kesinleşmediğinden tasfiye memurunun sorumluluğu bulunmadığını, tasfiye tamamlanana kadar davacı tarafça başvuru yapılmadığını, uyuşmazlığa konu takiple ilgili itirazın iptali davası açılmadığını,davacının itirazın iptali davasını tasfiye işlemleri henüz tamamlanmadan açması gerektiğini,terkinden sonra açtığını, mahkemece, itirazın iptali davasının neticesini beklemeden ihya kararı verdiğini, ayrıca eldeki davada arabuluculuk şartı gerçekleşmediğini, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: TTK’nın 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir. Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Ticaret sicil kayıtlarında şirketin tasfiyesinin sona erdiği 15/05/2022 tarihinde tescil edilerek tasfiye tamamlandığından bahisle sicil kaydının terkin edildiği, şirketin İst.Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasında borçlu olduğu, icra takibi derdest iken ,itirazın iptali davasının neticesi beklenmesi gerektiği ileri sürülse de ihya sağlanmadan dava karara bağlanamayacağı gözetildiğinde tasfiyenin usulen sonlandığı kabul edilemeyeceğinden davacının ihya talebinde hukuki yararı mevcuttur. Açıklanan nedenlerle icra takibi tarihinden sonra davadışı şirketin tasfiyeye girerek sicilden terkin edildiği anlaşılmakla , takip ve bu takiple ilgili olarak açılacak davalar yönünden taraf teşkilinin sağlanabilmesi için şirketin ihyasına karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf nedenleri yerinde bulunmamış,davalı tasfiye memuru vekilinin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı Tasfiye memuru … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davalı tasfiye memuru tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafça yapılan 257-TL yargı giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/07/2023