Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1362 E. 2023/1045 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1362
KARAR NO: 2023/1045
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/04/2023
NUMARASI: 2023/173 Esas 2023/341 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/06/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; ihyası istenilen … San. ve Tic. Ltd. Şti’nden alacaklı olduğunu, bu nedenle ihyası istenilen şirket hakkında İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, takibin kesinleştiğini, bu süreçte ihyası istenen şirketin 18/02/2015 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiğinin görüldüğünü, ticaret sicilinden terkin edilmiş şirket hakkında takip işlemlerine başlanması ve yürütülmesi tasfiye memuru ile ticaret sicile yöneltilecek dava sonucunda tüzel kişiliğin yeniden ihyası ile mümkün olduğunu, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … numarasında kayıtlı bulunan … Ticaret Ltd. Şti’nden borçları ödenmeden terkin edilemeyeceğinden İstanbul …İcra Dairesi … esas sayılı dosyanın sürdürülebilmesi için şirket tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … Sicili Müdürlüğü vekili; re’sen terkin işleminde hukuka aykırılık bulunmadığını,şirketin tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 18/02/2015 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini, davacı vekilince de, dava dilekçesinde bu yönde bir talep de bulunulmadığını, yasal hasım konumunda olan davalı sicil müdürlüğünün, şirketin terkin işlemlerinin yapıldığı tarihte, şirket hakkındaki derdest davadan haberdar olduğuna ve bu hususta bilgilendirildiğine dair dosyaya bir delil sunulmadığını, müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece; şirketin adresinin tespit edilememesi ve bu hali ile TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığının tespiti üzerine, davalı sicil müdürlüğünce 2 aylık süre içinde münfesih olma sebebinin ortadan kaldırılması, için ihtarname hazırlandığı ve ihtarın Sicil Gazetesinde yayınlandığı, yasal zorunluluk olmasına rağmen şirket yetkilisine ve şirkete tebligat yapılmadığı, şirketin Kanun’da belirtilmeyen bir sebepten ötürü terkin edildiği takibin sonlandırılması için şirketin ihyasının zorunlu olmasına göre davacının hukuki yararının bulunduğu gözetilerek; davanın kabulü ile davalı Müdürlüğün işleminin kaldırılarak dava dışı resen terkin edilen şirketin ihyasına, ihyası istenilen şirketin terkin sebebi gözönüne alınarak tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına, davalı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEBLERİ: Davalı … sicil müdürlüğü vekili; şirketin ticaret sicil kaydının terkinine ilişkin işlemin iptal edilmesine karar verilmeksizin diğer bir ifadeyle, ticari faaliyetlerine devam edebilecek şekilde olmaksızın sınırlı olarak ek tasfiyesine karar verilmiş, ancak terkin sebebi gerekçe gösterilerek tasfiye memuru atanmadığını, oysa TTK m. 547/2 gereğince, sınırlı olarak ihyasına karar verilen şirketlerin ek tasfiyesine karar verilmesi durumunda tasfiye memuru atanması Kanun’un bir gereği olduğu gibi zorunluluk da arz ettiğini ileri sürerek şirkete tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, 6102 sayılı TTK ‘nın geçici 7. maddesi gereği re’sen terkin olunan limited şirketin ihyası istemine ilişkindir. Şirketin terkin sebebinin “adresin tesbit edilememesi” olduğu anlaşılmaktadır. 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar Ve Borsalar Kanunun 10/3. maddesi; “Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re’sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içermektedir. “Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 1. maddesinin “d” bendinde; “5174 sayılı kanunun 10 ve 32. maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler..” ifadesi ile geçici 7.madde kapsamında olmayan bir hali tebliğ ile düzenlemiştir. Bu nedenle kanunda öngörülen haller dışındaki durumlarda geçici 7. Maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddedeki sayılan hallerin sınırlı sayıldığı ve genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. İkincil düzenlemeler dayandıkları kanun maddelerine aykırı olamaz ve çelişen hallerde ikincil düzenleme hükümleri dikkate alınmaz ve kanun hükümleri uygulanır. Açıklanan nedenlerle, ihyası istenilen şirket hakkında başkaca münfesihlik sebebi ileri sürülmediği, “terkin sebebinin “adreste tesbit edilmeme” olduğu , kanunda öngörülmeyen bir sebeble terkin yapıldığı anlaşılan münfesih olmayan şirkete tasfiye memuru atanması söz konusu olmayacağı gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiş istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/06/2023