Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1283 E. 2023/1192 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1283
KARAR NO: 2023/1192
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/158 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin Ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; müvekkilinin 2019 yılında tesadüfen tanıştığı davalı …’ın kendisini Yunanistan’a yatırım yapmak isteyen iş adamı olarak tanıttığını, birlikte Yunanistan seyahati yaptıklarını, 2019 yılı Ağustos ayında müvekkilinin evine gelen davalının silah çekip tehdit ederek zorla Noterliğe götürdüğünü, burada müvekkilinin ortağı bulunduğu …Ltd. Şti’nin %50 payını silah zoruyla kendi adına devraldığını, davalının şirketin 23.08.2019 tarihli ortaklar kurulu kararında müvekkilinin annesi …adına sahte imza atıldığını, şok halinde olan müvekkilinin kararı kendisinin imzalayıp imzalamadığını hatırlamadığını, Pinelopi Atina’da yaşamakta olup 2019 yılında İstanbul’a hiç gelmediğini, konu ile ilgili olarak davalı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, davalının 20.01.2020 tarihinde de kardeşi ve üç kişiyle birlikte müvekkilinin evine gelerek müvekkilini darp ederek zorla senet imzalattıklarını, davalının müvekkilini sürekli olarak oturma izninin bitmesi nedeniyle İran’a göndermekle tehdit ettiğini, senetleri dolduran davalının bu senetleri Tokat İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe koyup usulsüz olarak takibi kesinleştirerek müvekkilinin Burgazada’da bulunan taşınmazına haciz koydurarak satış sürecini başlattığını belirterek, tehdit ve silah zoruyla davalıya devredilen davalı şirket hisseleri üzerine tedbir konulmasını,müvekkiline ait taşınmazın satışının tedbiren durdurulmasını, pay devri sözleşmesi ile davalı şirketin pay devrine ilişkin ortaklar kurulu kararının iptali ile hisselerin müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 10.05.2022 tarihli dilekçesinde; usulsüz işlemler yapılan davalı şirketin telafisi imkansız zarar görmemesi bakımından, davalı şirkete kayyım atanmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı; davacının şirket hisselerini 300.000-TL bedelle satmayı teklif ettiğini, bu teklifi kendisinin de kabul ettiğini, şirketin geçmiş dönem borçlarını kendisinin ödediğini, borcu yoktur yazısını aldıktan sonra birlikte Notere giderek devir işlemini yaptıklarını, şirket üzerine icradan alınan taşınmazların devir işlemleri için gerekli masrafları karşılayarak tapuları çıkardığını, davacının şirketin borçlarını ödeyeceğini taahhüt ederek iki adet senedi kendi rızasıyla imzalayarak verdiğini, devir sonrasında da davacı ile ailece görüştüklerini,2020 yılında borcunu ödeyemeyeceğini söyleyen davacının Burgazada’da bulunan evini satmayı teklif ettiğini, kendisinin de bu teklifi kabul ederek evin elektrik aboneliğini kendi üzerine aldığını, yine davacının eşinin, babasından kalan taşınmazların davalarını takip etmesi için kendisine 27.11.2019 tarihinde vekaletname verdiğini, davacıya ve eşine sürekli para gönderdiğini, darp iddiasının doğru olmadığını, davacının kendisini farklı kişilere aratarak tehdit ettirdiğini, en son aracının kurşunlandığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece; mevcut delil durumu itibariyle yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediği, mevcut delillerin davalı şirket hisseleri üzerine tedbir konulması gerektiğini kabule yarayacak yaklaşık ispat seviyesinde bulunmadığı gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; şirket pay devrine esas ortaklar kurulu kararındaki … imzasının sahte olduğunun davalının da kabulünde olduğunu, davalının bu hususu cevap dilekçesinde ikrar ettiğini, müvekkilinin ise uğradığı tehdit nedeniyle aşırı baskı altında olduğundan, kendi adı altındaki imzanın kendisine ait olup olmadığını hatırlamadığını, imza sahteliğinin hisse devrinin iptalini gerektirdiğini, davalının başka bir suçtan tutuklanması neticesinde şirket müdürünün etkisiz hale geldiğini, davalının hisse devrinden sonra şirket adına çok sayıda icra takibi başlatmış olması nedeniyle şirketin iflas etmek üzere olduğunu, davalının şirket hisselerini devretmesinin telafisi imkansız zarara neden olacağını belirterek, ara kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile davalı şirketin diğer davalı adına kayıtlı %50 hissesi üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep; limited şirket hisse devri sözleşmesi ile pay devrinin kabulüne ilişkin ortaklar kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada, devir konusu hisselerin üçüncü kişilere devir ve temlikinin tedbiren önlenmesi, davacı aleyhine başlatılan takipte haczedilip satışa konu edilen taşınmazın satışına ilişkin işlemlerin tedbiren durdurulması ve davalı şirkete tedbiren kayyım atanması istemine ilişkindir. Davacı tarafça, devir konusu hisseler üzerine ihtiyati tedbir konulması istemiyle birlikte, davacı aleyhine başlatılan takipte haczedilip satışa konu edilen taşınmazın satışına ilişkin işlemlerin tedbiren durdurulması ve ayrıca 10.05.2022 tarihli dilekçe ile de davalı şirkete tedbiren kayyım atanması talep edilmiş olup, mahkemece taşınmazın satışına ilişkin işlemlerin durdurulmasına yönelik tedbir talebi ile şirkete kayyım atanması yönündeki tedbir talebi hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu nedenle istinaf incelemesi, ara karar ve istinaf konusu edilen davalı şirket hisseleri üzerine tedbir konulması talebi bakımından yapılmıştır. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklinde olup; aynı yasanın 390/3 maddesi, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçici hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara karar verilirken haksız olma ihtimali de dikkate alınarak, talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Somut olayda; davacı tarafından, silah zoruyla Notere götürülerek şirket hisse devri sözleşmesinin imzalatıldığı, pay devrinin kabulüne ilişkin ortaklar kurulu kararındaki imzanın sahte olduğu, dolayısıyla hisse devrinin geçersiz olduğu ileri sürülerek, hisse devir sözleşmesi ile hisse devrinin kabulüne ilişkin ortaklar kurulu kararının iptali talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince talep yaklaşık ispatın sağlanmadığı gerekçesiyle talep red edilmiş ise de ;bu sonuca nasıl varıldığının gerekçesi açıklanmamıştır. Dosya mevcudu delillerin nasıl değerlendirildiği ara kararın ggerekçe taşımadığı anlaşılmakla dosyaya ibraz edilen deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, somut delil değerlendirmesi yapılmadan gerekçesiz olarak ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin değerlendirilmemiş olması nedeniyle, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ara kararın kaldırılarak, talep yeniden incelenmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2022 Tarih 2022/158 Esas sayılı Ara Kararının HMK’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “İhtiyati tedbir talebi değerlendirilmek üzere dosyanın ara kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/07/2023