Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1234 E. 2023/947 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1234
KARAR NO: 2023/947
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/535 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP VE DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde ileri sürülen sebeplere bağlı olarak davalı şirketin 29/04/2022 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında alınan 3,4,5,8 ve 9 nolu kararların yasa, ana sözleşme ve dürüstlük kuralına uygun olmadığı ileri sürülerek iptaline, tasfiye işlemlerinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurularak şirkete tarafsız bir kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI: Mahkemece, tedbir talebi öncelikle TTK. Madde 449 düzenlemesi doğrultusunda ticaret siciline göre davalı şirketin yöneticilerine k tebligat yapıldığıibraz edilen dilekçeler ile talebin reddine karar verilmesi yönünde yazılı görüş bildirildiği, 08/02/2023 tarihli duruşmada yapılan incelemeye ve tespite göre davalı şirketin 20/05/2022 tarihinde tasfiyeye bağlı olarak terkin edildiği ve buna göre ihyasının sağlanıp taraf teşkili yapılması gerektiği, bu konuda taraf vekillerine süre verilerek davalı şirketin ihya edilmesi için dava açılmasına ve sonucuna göre taraf teşkili sağlanarak bu nedenle ön inceleme duruşmasının ötelenmesine yönelik ara kararlar oluşturulduğu ,ticaret sicilinin cevabına göre davalı şirketin 20/05/2022 tarihinde terkin edildiği,tedbir talebi yönünden dosyanın ele alındığı, davanın niteliği, şirketlerin kendi kendine yönetiminin asıl olması, müdahalenin çok istisnai kriterlere bağlı olarak düşünülmesi gereği, davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin yazılı görüşleri, tasfiyeye bağlı olarak gerçekleşen terkin işlemi birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleşmediği sonucuna varılarak, tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, her ne kadar, Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından verilen cevapda “unvanı zikredilen şirketin tasfiyesinin sona erdiği 20.05.2022 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydı terkin olmuştur.” şeklinde beyanda bulunulmuş ise de; hâricen yaptıkları araştırmalarda, “Dava konusu şirketin hâlen tasfiye aşamasında olduğu ve bu sürecin nihâyete ermediği …” tespit edildiğini, “Davalı Şirket’in hâlen tasfiye aşamasında olduğu, müzekkere cevâbının sehven gönderildiğinin bildirildiğini , uzun yıllardır devam eden usulsüz işlemlere halen dahi devam edildiğini, dolayısıyla tüm bu hususların gerek müvekkili gerekse de ilgili üçüncü şahıslar yönünden, telâfisi güç hatta imkânsız zararlar oluşabileceğini, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün sehven verdiği müzekkere cevâbına istinâden ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasını, telâfisi güç ya da imkânsız zararların önlenebilmesini teminen, davalı şirketin tasfiye işlemlerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, TTK’nın 449. maddesi uyarınca genel kurul kararlarının iptali istemli davada, genel kurul kararlarının yürütmesinin geri bırakılması istemine ilişkindir. TTK’nın 449. maddesinde hangi hallerde bu geçici hukuki koruma kararının verileceği özel olarak düzenlenmediğinden, tamamlayıcı yorum kuralı olarak HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılabilir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Bunun yanında TTK 449.maddesi hükmü ile mahkemeye taraflar arasındaki hukuki menfaat dengesi gözetilerek tedbir konusunda takdir hakkı tanınmıştır. Şirket temsilcileri şirketin sistematik olarak borçlandırılması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, şirketin 2013 yılından bu yana faaliyeti olmadığını, zorunlu olarak yönetim giderleri oluştuğunu, şirketin devamında bir yarar olmadığını belirtmişlerdir. Somut olayda; dava dilekçesinde davacının davalı şirketin %2 oranda paydaşı olduğu belirtilmiş olup,davaya konu anılan genel kurulda alınan kararlar şirket müdürü seçimi ve bilançoların ve faaliyet raporunun tasdikine ,ibraya ;şirketin devamında yarar görülmediğinden tasfiye kararı alınmasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü tarafından maddi hataya dayalı olarak tasfiyenin sonlandırıldığı bildirilmiş ise de, ihtiyati tedbir talebi bu cevaptan bağımsız olarak incelenmş,akabinde cevabın maddi hatadan kaynaklandığı belirlenmiyştir.Şirketin ticari faaliyeti bulunmadığı genel kurulda belirtilerek tasfiye kararı alındığı, davacı paydaştan başkaca karara karşı çıkan olmadığı,davacı tarafça sunulanlar ve karar içeriğine göre tasfiye işlemlerinin durdurulması talebine ilişkin talebin esası bakımından haklılığın yaklaşık ispat düzeyinde olmadığı kanaatine varılmaktadır. Gerekçede ;hataen verilen cevaba yer verilmesi sonuca etkili görülmemiş, tasfiye kararının durdurulması ve kayyım atanmasına ilişkin taleplerin reddine karar verilmesinde sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebepleri yerinde olmayan ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/06/2023