Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/122 E. 2023/157 K. 30.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/122
KARAR NO: 2023/157
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/6 Esas – 2023/57 Karar
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/01/2023
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacılar/ihtiyati tedbir isteyenler vekili; davalı şirketin yapılan genel kurulunda alınan kararların kanuna ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, anılan kararların dürüstlük kuralının ve eşit işlem yapma ilkesinin ihlali sonucu objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, gündemin 4. Maddesi olan bilanço ve gelir tablolarının gerçeği yansıtmadığını, şirket faaliyetleri üzerindeki incelemenin bir uzman aracılığı ile yapılması gerektiğini, şirketin yönetimi azınlık pay sahibi müvekkilinin haklarına zeval verecek şekildi yönetildiğini, bu nedenle hüküm kesinleşinceye kadar kayyum atanmasını talep ettiklerini, sermaye arttırımına ilişkin ana sözleşmenin 6. Maddesi değişikliğini ihtiva eden gündemin 7. maddesi hukuka aykırı olduğunu, sermayenin mezkur taslak maddede iç kaynakla 4 milyon arttırılırken şirketin karının bu kadar olup olmadığı, bu karın neye göre belirlendiğinin açık olmadığını, 2019-2020 dönemi kar dağıtımı yapılmamasına ilişkin gündemin 8. maddesinin hukuka aykırı olduğunu, șirketin “hiç ya da münasip oranda” kar dağıtmama kararı alması ortağın nispi nitelikteki müktesep kar payı alma hakkını zedeleyebileceği gibi, bu karar şirketin yönetimi dışında kalan yararlandırmamak yönüyle afaki iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, yürütülen maliyet politikaları şeffaflık ilkesinden yoksun olduğunu, yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesine ilişkin gündemin 9. maddesinin de iptali gerektiğini, iptali talep edilen kararların uygulanmasının durdurulması Türk Ticaret Kanunu’nun 449. maddesi gereği zaruri olduğunu, 25.10.2021 tarihli olağan genel kurul toplantısının 4,5,6,7,8 ve 9 numaralı kararların uygulanmasının geri bırakılmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin kabulünü talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece, somut olayda ihtiyati tedbir isteyenin haklılık durumunun tespiti yargılamayı gerektirdiğini, dava sonucunu temin eder şekilde tedbir kararı verilemeyeceğinden talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili; talep edilen yürütmenin geri bırakılması, denetim kayyımı talebinin haklı olduğunu, bilançoda yer alan birçok kalemin gerçeği yansıtmadığını, davalı şirketin 2019-2020 yılı bilanço ve gelir tablosunun gerçeklik ilkesine uygun olarak tanzim edilmediğini, bilançonun dönen varlıkları kısmında yer alan hazır değerler/bankalar ile ticari alacaklar kısmında yaşanan radikal değişim bilançonun şaibeli olduğunu gösterdiğini, yönetim kurulu faaliyet raporunun 4-A maddesi ile şirket bilanço ve gelir tablosu uyumlu olmadığını, davalı şirketçe sermaye artırımının dağıtılmamış geçmiş yıl karlarının sermayeye eklenmesi yoluyla yapılacağı belirtildiğini, ancak sermayenin mezkur taslak maddede iç kaynakla 4 milyon arttırılırken şirketin karının bu kadar olup olmadığını, bu karın neye göre belirlendiğinin açık olmadığını, izaha muhtaç olduğunu, dolayısıyla mezkur 7. Maddenin de yürütülmesinin geriye bırakılması gerektiğini, şirketin yönetimine hakim olan pay sahipleri, müvekkili pay sahiplerinin malvarlığının bir parçası olan sermaye paylarından diledikleri gibi yararlandığını, bu husus da 8. maddenin yürütülmesinin geriye bırakılması gerektiğini, davalı şirketçe yürütülen maliyet politikaları şeffaflık ilkesinden yoksun olduğunu, yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesine ilişkin gündemin 9. maddesinin de iptali ile yürütülmesinin geriye bırakılması gerektiğini, bu sebeplerden dolayı ara kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep; genel kurul toplantısında tesis edilen 4,5,6,7,8 ve 9 nolu kararların iptali ile icrasının geri bırakılması, müvekkilleri zarara uğratıcı eylem sebebiyle şirkete tedbiren karar kesinleşinceye kadar kayyım atanması talebine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın Kararın Yürütülmesinin Geri Bırakılması başlıklı 449. maddesinde; genel kurul kararları aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkemenin, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebileceği, bu hükme göre yapılacak değerlendirmede HMK’nın 389/(1). maddesindeki; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği kıstası göze alınacaktır.TTK nun 449. maddesi ”Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkeme, YK üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir” hükmünü içermektedir. Anılan madde de hangi hallerde bu geçici hukuki koruma kararı verileceği özel olarak düzenlenmediğinden, tamamlayıcı yorum kuralı olarak HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılabilir.HMK’nın 390/3 maddesi ise, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.Somut olayda; mahkemece ihtiyati tedbir isteyenin haklılık durumunun tespiti yargılamayı gerektirdiğini, dava sonucunu temin eder şekilde tedbir kararı verilemeyeceğinden talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle; mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/01/2023