Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1205 E. 2023/961 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1205
KARAR NO: 2023/961
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/734 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/06/2023
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili; davalı şirketin 08.04.2004 tarihinde 100.000,-TL ana sermaye ile … %30 ile … %70 tarafından kurulduğunu, …’nın payını 11.04.2022 tarihinde kızı …’na devrettiğini, bu tarihten itibaren şirketin müştereken temsiline karar verildiğini, …’nun babasının vefatından kısa bir süre önce işinden ayrılarak davalı şirkette çalışmaya başladığını ve bununla birlikte şirkette çalışma barışı bozulduğunu, kısa zaman içinde de ortaklık ilişkisinin devamı imkansız hale geldiğini, … tarafından keşide edilen ve müvekkiline 24.11.2022 tarihinde tebliğ edilen, Beşiktaş … Noterliği’nin 22.11.2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde kullanılan dil, müvekkile isnat edilen, hiçbir gerçekliği bulunmayan iddialar da tarafların ortaklıklarının devamı bakımından gerekli koşulların bulunmadığını, ortaklık ilişkisinin devamının müvekkilden bekleneyemeyecek biçimde zedelendiğini gösterdiğini, adıgeçenin davacı müvekkili bilgilendirmeden “kâr payı dağıtımı” adı altında şirket kasasından nakit olarak aylık olarak elden nakit 10.000,-TL daha aldığını,bu konuda alınmış bir genel kurul kararı olmadığını, …’nun müvekkili hor gören, yok sayan ve müvekkili ortaklıktan fiilen uzaklaştırmaya yönelik davranışlarının artarak devam ettiğini, TTK nın 638/2 düzenlemesi gereğince, dava süresince, davacı müvekkilin davalı ortaklıktan alacaklarının teminat altına alınması amacıyla hak ve borçlarının dondurulmasına veya uygun görülecek diğer önlemlerin alınmasına, haklı sebeb gerçekleştiğinden davacının şirket ortaklığından çıkmasına karar verilmesine, ortaklıktan çıkma sebebi ile müvekkilinin belirsiz olan pay bedeli alacağının tespitine, şimdilik 100.000,-TL ayrılma akçesinin faizi ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 08.02.2023 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin hakları ile davalı şirketin mal varlığının korunması amacı ile denettim kayyumu atanması da dahil olmak üzere gerekli önlemlerin alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ARA KARAR: Mahkemece; dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle tedbir talebi konusu yargılamayı gerektirdiğinden ayrıca bu aşamada yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEBLERİ: Davacı vekili; 25.11.2022 tarihinde müvekkilince “ortaklıktan çıkma” davası açıldığını, davanın ardından 09.12.2022 tarihinde şirketin büyük ortağı tarafından açılan olağanüstü genel kurul yapılması talebi kabul edildiğini,31.01.2023 tarihli olağanüstü genel kurulda …’nun müdür seçildiğini, tebliğ edilen edilen karar ile müvekkilinin şirkete gelmemesinin istenildiğini, genel kurul dışında şirkete gidişinin ngellendiğini, 02.05.2023 tarihli oturumda tanıkların dinlendiğini ,müdür seçildikten sonra tahsis edilen araç ve telefonun geri istenildiğini,Denetim Kayyumu atanmasının amacı, ortakların ve şirketin menfaatinin korunmasını sağlamak olduğunu , 05.06.2022 tarihli genel kurulda şirketi müştereken temsil etmelerine rağmen …’na 40.000-TL müvekkiline de 25.000-TL huzur hakkı ödenmesine karar verildiğini,hali hazırda şirket müdürünün müvekkilinden daha fazla ücret almasına rağmen şirket kasasından ücret adı altında fazladan 10.000-TL aldığını, müvekkiline şirkete gelmemesi için yazılan yazı kapsamı da gözetilerek, dosyaya sunulan deliller ve dinlenen tanık beyanlarına göre tedbir talebinin reddinde, “yaklaşık ispat”ın gerçekleşmediğinin kabul edilemeyeceğini ileri sürerek ara kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilerek şirkete denetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; Limited şirkette pay sahibi davacının diğer ortak ile olan uyuşmazlıklar nedeniyle şirketin haklı sebeble çıkma feshi talebine ilişkindir.Davacı ,zararlandırıcı eylemlerinin engellenmesi için davalı şirket müdürünün işlemlerinin denetlenmesi için denetim kayyımı atanmasına ilişkindir. HMK’nın 390/3 maddesi ise, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.Somut olayda davacı vekili 2.5.2023 tarihli duruşmada dinlenen tanık beyanlarının değerlendirilemsini talep etmiş ise de istinafa konu ara kararı 04/04/2023 tarihli ara kararı olup ,ara kararından sonra toplanan delillerin istinaf incelemesinde değerlendirilmesi mümkün görülmemiştir. Ara karar tarihi itibariyle mevcut deliller değerlendirildiğinde; davacının çıkma talebi hususunda haklı sebebin gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında tahkikat yapılması gerekmektedir. Davalı şirket müdürünün ortağı zararlandırıcı işlem yapacağına dair emare bulunmamaktadır.Yapılacak yargılama sırasında delillerin lehe değişmesi durumunda talep halinde yeniden değerlendirilmesi mümkündür.Denetim kayyımı atanması kararı verilmemesi halinde davacının haklarını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğine sonucuna varacak delil değerlendirilmesi aşama itibariyle yapılamadığından ,ara kararda bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, ihtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/06/2023