Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1160
KARAR NO: 2023/1274
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2023
NUMARASI: 2022/829 Esas – 2023/158 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin ortağı olduğu … Ltd. Şti’yi 15.09.2017 yılında bir ortaklı olarak kurduğunu ve ana sözleşmenin, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 22.09.2017 tarih, 9414 sayı ve 417. sayfasında yayımlandığını, … Sicil no ile tek ortağı olduğu şirketin kayıtlı göründüğünü, aynı şekilde … San. ve Tic. Ltd. Şti’nin de 11.07.2017 yılında bir ortaklı olarak kurulduğunu ve ana sözleşmenin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 17.07.2017 tarih, 9368 sayı ve 441. sayfasında yayımlandığını, … sicil no ile tek ortağı olduğu şirketin de kayıtlı göründüğünü, anılan şirketlerin kuruluş tarihinden önce işsiz olması nedeniyle çok ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadığını, İstanbul ilinde bulunduğu sırada hemşehrilerinin yoğun olarak bulunduğu kahvede Batmanlı olarak bildiği … isimli kişi ile tanıştığını , adı geçenin zaman zaman maddi ihtiyaçlarının giderilmesi hususunda yardımcı olduğunu, bir süre sonra da kendisi ile iş kurmak istediğini söyleyerek bir kısım kağıtlara imza atmasını istemesi üzerine bu kağıtları imzaladığını, olayın üzerinden bir süre geçtikten sonra adı geçen şahsın yanına faturalar getirerek imzalatmak istemesi üzerine olaydan haberdar olduklarını, bu şirketleri kendisinin kurmadığını, … tarafından kurulduğunu, bu nedenlerle bu şirketlerin ticaret sicil kaydının silinmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacının, davalı şirketlerin tek ortağı olduğu, davacının davalı şirketin tek ortağı ve yetkilisi olması nedeniyle kendi başına fesih ve tasfiye yapabilme yetkisine sahip olduğu, bu nedenle davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-h maddesi uyarınca bir dava şartı olduğu, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, HMK’nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, 6102 Sayılı TTK’nun “Sona Erme Sebepleri ve Sona Ermenin Sonuçları” başlıklı 636/3. maddesi; “…Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir” şeklinde düzenlendiğini; Yargıtay Kararlarında Limited Şirket faaliyetinin tamamen durmuş olması (Vergi kaydının silinmesi) durumunda haklı nedenin var olduğu belirtilerek şirketin haklı nedenle feshedilebileceği kabul edildiğini, Yargıtay’ın uzun yıllar ciddi bir faaliyetinin olmamasının” haklı sebep olduğu görüşünde olduğunu müvekkilinin, şirketin kuruluş tarihinden önce başlamak üzere uzun süredir çok ciddi sağlık sorunları yaşadığını, ekonomik sıkıntılar ile birlikte bu durum müvekkilini kandırılmaya müsait bir duruma soktuğunu, yaşadığı psikolojik rahatsızlık nedeniyle askerlik görevini ifa ederken sevk edildiği Etimesğut Askeri Hastanesi Psikiyatri Polikliniği tarafından muayene yapılmasıyla 02.10.2014 tarihi itibariyle müvekkiline “uyum bozukluğu” teşhisi konularak hakkında terhis işlemi yapıldığını, daha sonra kendisini şirket müdürü olarak görevlendiren … isimli kişi ile tanıştığını, zaman zaman müvekkilin maddi ihtiyaçlarını giderdiğini,müvekkilinin zor durumundan faydalanıp güvenini kazandıktan sonra müvekkil ile iş kurmak istediğini söyleyerek müvekkile bir kısım kağıtlara imza atmasını istemesi üzerine müvekkilinin bu kağıtları imzaladığını, ancak neye imza attığını dahi fark etmediğini; algılamada zafiyetine binaen kullanılmaya müsait olduğundan, art niyetli olan adı geçen kişi ile tanıştıktan sonra iş kuracağını beyan ederek müvekkile bir takım kağıtlar imzalatıp, davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. müvekkil adına kurduğunu, ancak davalı şirketlerin hiç bir faaliyeti olmadığını ve faaliyetini gerçekleştirecek sermayesinin de olmadığını, davalı şirketin gayrimeşru amaçla kurulduğunun müvekkil tarafından öğrenmesi üzerine ilgili vergi dairesine başvuruda bulunarak vergi kayıtlarını kapattığını, tüm defter ve belgeleri ile aktif bir şirket bulunmadığından tasfiye işlemi yapılamadığını, davalı şirketi tasfiye edecek başka bir yol kalmaması nedeniyle yaşadığı mağduriyetin giderilmesi için iş bu davanın açıldığını,tasfiyesiz şirket kapatma ile ilgili karar ticaret mahkemeleri tarafından verilmekte olup, şirketin tasfiyesiz olarak kapatılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava, limited şirketin TTK 636. madde uyarınca feshi istemine ilişkindir. TTK 636/3 maddesi uyarınca limited şirketlerde haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. TTK 636/5 maddesinde atıf yapılarak sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Haklı sebepler kanunda tahdidi olarak düzenlenmemiş olup yargı kararları ve doktrinde yer verilen bazı haklı sebep teşkil edebilecek fiil ve davranışlar, zorunlu organların mevcut olmaması, genel kurulun toplanamaması, bir ortağın, şirketin yönetim işlerinde veya hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmiş olması, bir ortağın kendisine düşen asli görevleri ve borçları yerine getirmemesi, bir ortağın kişisel menfaatleri uğruna şirketin ticaret unvanını veya mallarını kötüye kullanması, bir ortağın, uğradığı sürekli bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı, üstüne aldığı şirketin işlerini yapmak için gerekli olan yeteneği ve ehliyetini kaybetmesi, uzun süre kar dağıtılmaması, gereksiz sermaye arttırımları ile azınlığın etkisizleştirilmeye çalışılması, ortakların bilgi alma ve denetim haklarının kullandırtılmaması, aile şirketlerindeki husumet ve ortaklar arasındaki çekişmeler emsal oluşturabilecek niteliktedir. İstanbul Ticaret Sicilinin … sicil nosunda kayıtlı … Ltd. Şti.’nin ana sözleşmesinin 15.09.2017, sermayesinin 15.000-TL, yetkilisi ve tek ortağının … olduğu, şirketin tescilini 15.09.2017 tarihinde yaptırdığı, … sicil nolu … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ana sözleşmesinin 11.07.2017, sermayesinin 15.000-TL, yetkilisinin ve tek ortağının … olduğu, şirketin son tescilini 11.07.2017 tarihinde yaptırdığı ticaret sicil kayıtlarından anlaşılmaktadır. Davacının haklı nedenle fesih ve tasfiyesini istediği şirketlerin tek ortağı ve yetkilisi olup, haklı nedenle fesih davasına sebebiyet veren tüm olgulardan davacı tek başına sorumlu olduğundan davacının haklı nedenle limited şirketin feshi davası açma hakkı bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı ortağın aynı zamanda şirket temsilcisi olduğu anlaşılmakta ise de; davalının temsilindeki bu eksiklik hukuki yararı bulunmayan davacının davası nedeniyle dikkate alınmamıştır. Davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine ilişkin hükme yönelik istinaf nedeni yerinde bulunmamış, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK’nın 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 01/09/2023