Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/115 E. 2023/856 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/115
KARAR NO: 2023/856
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2022
NUMARASI: 2021/862 Esas 2022/795 Karar
DAVA: Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Tazminat
Davanın görev yönünden reddine ilişkin kararın davacı ve davalı … Otomotiv A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalılarca, müvekkili ile aralarındaki “Bilgi Koruma Sözleşmelerine” aykırı olarak müvekkilinin izni ve onayı olmaksızın, müvekkilinden elde edilen bilgi, teknoloji ve know-how ile oluşturulan “Kaza Riski Yüksek Nokta Bildirimi” özelliğinin “…” isimli uygulamanın reklam filminde, broşürlerde ve diğer tanıtımlarda kullanılmasının ve … tarafından piyasaya sunulmasının haksız rekabete neden olduğunu belirterek haksız rekabetin tespiti ile önlenmesine, 30.000-TL maddi tazminatın, 20.000-TL yoksun kalınan karın, 50.000-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Türk …A.Ş. vekili; davacının projesinin yeni ve özgün olmadığını, yıllardır uygulanan aleni bir uygulama olduğunu, davacının dava konusu ettiği sistem içeriğinin kendisi tarafından oluşturulmadığını, davaya konu edilen taşıt kaza önleme ve erken uyarı sistemine ilişkin patent alındığını, dünya çapında bilinir bir uygulama haline gelen sistemin “gizli” olmadığını ve herkes tarafından bilindiğini, davacı tarafın fikre ilişkin ne bir yazılım ne de bir algoritmayı paylaşmadığını, herkes tarafından bilinen ve ulaşılabilir kamuya açık bir bilginin paylaşılmasına ilişkin bir sistem ile davacının bizzat kendisi tarafından fikir olarak bulunup geliştirdiğini iddia ettiği sistem arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığını, haksız rekabet koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Otomotiv A.Ş. vekili; diğer davalı … Türk …A.Ş. ile müvekkili şirket arasında davaya konu “…” ürünü ile alakalı olarak aktif sözleşmesel bir ilişkinin mevcut olmadığını, bu nedenle ihtilafın kaynağı olan fonksiyon üzerinde müvekkili şirketin, haksız rekabete veya sözleşmeye aykırılığa yol açabilecek bir hakimiyeti bulunmadığını, ilgili ürünün içerisindeki sistemler, özelikler ve ürünün beslendiği datalar hakkında müvekkili şirketin savunma yapabileceği ve açıklayabileceği türden bir bilgisi bulunmadığını, …in …’ın iç girişimi olduğu dönemde geliştirilen ve “…” diye adlandırılan, üzerinde müşterisinin algoritma geliştirebildiği yazılımsal bir altyapının diğer davalı … tarafından kullanıldığını, …’ın dosyada yer alan 03/09/2021 tarihli cevabi ihtarnamesinden de anlaşılacağı üzere, davaya konu ek özellik ile alakalı müvekkili şirketin herhangi bir geliştirmesi bulunmadığını, ispat yükünün davacının üzerinde olduğunu, müvekkili şirketin davada pasif husumet ehliyetine sahip olmadığını, davacının müvekkili şirkete karşı dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, haksız rekabet için uygun illiyet bağının varlığının zorunlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …A.Ş. vekili; müvekkili şirket ile diğer davalı …’ın dava tarihi itibariyle farklı tüzel kişiliklere sahip olan ve faaliyet konuları birbirinden farklı olan işletmeler olduğunu, davaya konu ürünün eklentisi olan fonksiyonu müvekkili şirket eklemediğinden ve dolayısıyla bu özellik üzerinde herhangi bir tasarrufu bulunmadığından, müvekkili şirketin davada pasif husumet ehliyetine sahip olmadığını, davacının müvekkili şirkete karşı dava açmakta hukuki bir yararının bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı taraf arasında herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin tarafı olmadığı bir sözleşmenin hüküm ve şartları ile bağlı olduğunu iddia etmenin temelsiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının aynı zamanda yazılımdan doğan mali hakkın, know-how hakkının ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinin de bulunduğu, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlıkta görevli Mahkemenin Fikri ve Sınai Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yazılım olarak tanımlanabilecek nitelikte ürün veya yazılımdan doğan mali hak iddiasının söz konusu olmadığını, müvekkili tarafından davalılarla aralarındaki bilgi koruma sözleşmesi ile verilen taahhütlere güvenilerek aktarılan müvekkiline ait olan teknik ve ticari bilgiye, teknolojiye, iş planlarına, know-how’a dayanılarak müvekkilinin geliştirdiği teknoloji ve yaratıcılıktan yararlanıldığını, tescilli bir sınai mülkiyet hakkının söz konusu olmadığını, tescilsiz sınai ürünlere ilişkin haksız rekabet davalarının asliye ticaret mahkemelerince bakılması gerektiğini, bilgi koruma sözleşmelerine dayanılarak karşı tarafa aktarılan bilgilerin, mutlak bir sır niteliği barındırmasının, mutlaka patente özgü bilgi ve deneyimleri bünyesinde bulundurmasının şart olmadığını, know-how’un üçüncü kişilerin bu bilgilere kolay bir şekilde erişmesine imkan vermeyen, emek ve masraf harcanmaksızın ulaşılamayacak verilerden oluştuğunu, davalı tarafça emek verilen kullanılan bilgilerin de bu kapsamda olduğunu, bu nedenle davaya mahkemece devam edilmesi gerekirken fikri ve sınai haklar mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı …A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; tescilli bir sınai mülkiyet hakkı söz konusu olmadığını, TTK m.54 vd. hükümleri uyarınca davaya asliye ticaret mahkemeleri tarafından bakılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ile haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalıların daveti üzerine 2010 ila 2018 yıllarında müvekkilinin kendisi tarafından geliştirilen “Taşıt Kaza Önleme ve Erken Uyarı Sistemi” ile ilgili davalılara sunum yaptığını, bahsi geçen sistemin teknik detaylarının, know-how’unun davalılarla paylaşıldığını, bahsi geçen sistemin teknik detaylarının ve know-how’unun müvekkilinin bilgisi dışında ifşa edilmemesi için “Bilgi Koruma Sözleşmesi” imzalandığını, ancak davalılarla müvekkilinin herhangi bir anlaşmaya varmadığı halde müvekkili tarafından geliştirilen sistemin “Kaza Riski Yüksek Nokta Bildirimi Özelliği” adı altında “…” isimli ürüne eklendiğini, böylelikle müvekkili tarafından geliştirilen sistemin teknoloji, proje ve know how’unun davalılarca hukuksuz bir şekilde sahiplenildiğini belirterek TTK’nın 54 vd. hükümleri uyarınca iş bu davayı açmıştır. Mahkemece, davacının aynı zamanda know-how veya yazılımdan doğan mali hakların ihlaline dayalı olarak talepte bulunulması nedeniyle fikri haklar hukuk mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmiştir. 5846 sayılı FSEK’in düzenlediği hukukî ilişkilerden doğan davalarda fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri görevlidir (FSEK m.76, SMK m.156). Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş olup, görev kuralları, kamu düzenine ilişkindir ve temyiz dahil, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. İhtisas Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, görev ilişkisidir. Know-how ticari ve ekonomik alanda kullanılan, genellikle gizli olmakla birlikte, gizli olması zorunlu olmayan, patent korumasından yararlanmayan teknik veya işletmeyle ilgili bilgi ve tecrübelerdir (Kırca, Çiğdem, “Know-How Sözleşmesinin Hukuki Niteliği”, Prof. Dr. Ali Bozer’e Armağan Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, Ankara 1998, s.245; Erbay, İsmail, Know-How Sözleşmesi, Ankara 2002, s.78). Know-how kapsamındaki tescil dışı bilgi, öğreti, unsurlar, yöntemler, portföy ve veriler dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde kullanılmaya karşı haksız rekabet hükümleri ile korunmaktadır (Güneş, İlhami, Uygulamada Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları ve Haksız Rekabet Davaları, 7. Baskı, Ankara 2021, s.420-421). Somut olayda davacı kendisine ait “Taşıt Kaza Önleme ve Erken Uyarı Sistemi” ile ilgili teknik ve ticari bilgiler ve algoritmalarla, yıllara yayılan çalışması sonucu ortaya çıkan bilgi birikiminin davalılarca kullanılarak Bilgi Koruma Sözleşmesi’ndeki taahhütler ihlal edilerek kendisinin bilgisi olmaksızın “…” adlı sistemde ek özellik piyasaya sunduklarını ileri sürmektedir. Davacı 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda düzenlenen herhangi bir üstün hakka dayanmadığı gibi 5846 Sayılı FSEK kapsamında düzenlenen bir hakkın varlığını ileri sürmemiş; FSEK kapsamında talepte bulunmamıştır. Ancak davacı kendisi tarafından üretilen sistemle ilgili yıllara dayanan bilgi birikimi ve emeğinin yanı sıra teknolojik bilgilerle birlikte algoritmaların da davalılarca kullanıldığını ileri sürdüğü de dikkate alındığında somut olay için davacının kendisi tarafından meydana getirildiğini belirttiği “Taşıt Kaza Önleme ve Erken Uyarı Sistemi’nin FSEK kapsamında eser vasfında bulunup bulunmadığı görevinin ihtisas mahkemesi olan fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesine ait bulunduğu (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05/12/2018 tarihli 2017/5 E. 2018/7634 K. sayılı kararı), bu nedenle davalıların eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediğinin ihtisas mahkemesinde değerlendirilmesi ve davanın ihtisas mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşıldığından mahkemece sonuç olarak davanın görev yönünden reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın görev nedeniyle usulden reddine ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı ve davalı … Otomotiv A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı ve davalı … Otomotiv A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı … Otomotiv A.Ş.’den alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davalı … Otomotiv A.Ş. ‘den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/05/2023