Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1125 E. 2023/1314 K. 08.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1125
KARAR NO: 2023/1314
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2023
NUMARASI: 2022/211 Esas – 2023/93 Karar
DAVA: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/09/2023
Hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili davacının … AŞ’nde pay sahibi olduğunu, şirketin hali hazırda tek YK başkanı davalı …’nin şirkette hakim hissedar, münferiden imzaya yetkili olduğunu, 31/03/2020 tarihinde gerçekleşen 2019 yılına ait genel kurul toplantısında müvekkilinin sorduğu sorulara cevap verilmediğinden şirket aleyhine İstanbul 15 ATM’nin 2020/226 E.sayılı dosyası ile bilgi alma ve inceleme hakkı talep edilip davanın kabulüne karar verildiğini, karar gereği yapılan inceleme sonucunda davalının şirkete ve pay sahiplerine zarar verici eylemlerde bulunduğunun tespit edildiğini; …’a ait bulunan taşınmazın satışı için 15/10/2018 tarihinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi akdedildiğini,alıcıdan 2.500.000- USD (14.850.500- TL) avans alındığını,devir yapılamadığından alınan 2.500.000-USD avansın TL karşılığı 19.135.310- TL’nin alıcıya geri ödendiğini, kur farkından dolayı 4.285.310-TL fazla ödendiğini,şirketin iştiraki …’ün 12/10/2020 tarihli olağanüstü genel kurulunda şirket sermayesinin 74.000.000-TL’den 173.500.000-TL’ye çıkarılmasına karar verildiğini, sermaye artırımında nakdi iştirakin neredeyse tamamının davalı … tarafından yapıldığını, …’ın sermaye artırımına bilerek dahil edilmediğini, şirketin 65.338.277,27-TL’lik rüçhan hakkı bulunmasına rağmen sadece 18.448.557-TL tutarında sermaye sağlayabildiğini, davalı …’nin kusurlu fiilinden ötürü …’a verdiği zararlardan dolayı HMK 107. Maddesi uyarınca ileride tutarını arttırma hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000-TL, …ün sermaye artırımına 46.889.720,18-TL eksik katılması nedeniyle verdiği zararlardan dolayı 5.000-TL tazminatın zararın meydana geldiği sermaye girişlerinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak … A.Ş’ye verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, şirket taşınmazının satılmasına ilişkin iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, 18/10/2018 tarihinde imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile alıcıdan KDV hariç 2.500.000 USD’lik kısmı peşin avans olarak 18/10/2018 tarihinde tahsil edildiğini, taşınmaz üzerine kamulaştırma şerhi konulması ve taşınmaz kaydındaki Haliç Koruma Havzasında kalmasından ötürü satış işleminin gerçekleştirilemediğinden alıcının taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden döndüğünü ve avans olarak ödediği 2.500.000-USD’nin geri ödendiğini, davacı yanın iddia ettiği gibi 2.500.000 USD geri ödenirken gecikme faizi ve tazminat ödenmediğini, … A.Ş’nin 12/10/2020 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan sermaye artırımı kararının davacının 1 adet olumsuz oyuna karşılık diğer hissedarların olumlu oylarıyla oy çokluğu ile alındığını, davacının pay sahibi sıfatıyla dava açma hakkının TTK madde 558/2 hükmü uyarınca ibra kararından itibaren altı aylık hak düşürücü süreye tabi olduğunu bu nedenle davanın reddi gerektiğini bildirerek; hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece,TTK’nun 553-555 maddeleri gereğince,Yöneticinin, ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların da zarar görmesine yol açar. Ortaklar zararın doğması halinde yöneticilerin ödeyeceği tazminatın şirkete verilmesi yönünde istemde bulunarak dava açabileceği düzenlendiği, TTK.nun 558 (2) maddesi ise; “…Şirket genel kurulunun, sorumluluktan ibraya ilişkin kararı, ibranın kapsadığı açıklanan maddi olaylara ilişkin olarak, şirketin, ibraya olumlu oy veren ve ibra kararını bilerek payı iktisap etmiş olan pay sahiplerinin dava hakkını kaldırır. Diğer pay sahiplerinin dava hakları ibra tarihinden itibaren altı ay geçmesiyle düşer.” şeklinde düzenlendiği, ortak tarafından dolaylı zarara istinaden açılacak sorumluluk davalarında 6 aylık hak düşürücü süre bulunmakta olup, bu sürenin resen dikkate alınması gerektiğini,dava dışı … A.Ş’nin rüçhan hakkını kullanmadığı ve davacının 22/10/2020 tarihinde haberdar olduğu, rüçhan hakkının kullanılmaması durumunun genel kurulun bilgisinde bulunduğu, davacının 09/06/2021 tarihli genel kurul toplantısına vekaleten katıldığı, ibra oylamasında muhalif kaldığı, TTK.nun 553.maddesi uyarınca; yöneticiler aleyhine sorumluluk davası açma hakkında sahip olduğu, ancak bu davayı TTK.nun 558/1 maddesi uyarınca genel kurul tarihinden itibaren 6 aylık süre içerisinde açması gerektiği, (Yargıtay 11.HD’nin 2021/1198 Esas, 2022/5289 Karar sayılı 27/06/2022 tarihli ilamı , 2019/4767 Esas ve 2022/1131 Karar sayılı ilamları) davacının davasını 6 aylık süreyi geçirdikten sonra açtığından; hak düşürücü süre nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, taşınmazın satışı nedeniyle alıcıdan alınan 2.500.000-USD avansın iadesi sırasında TL karşılığı 19.135.310-TL’nin geri ödenmesi nedeniyle kur farkından dolayı uğradığı zararın tazmini ve …’ın grup şirketi …AŞ.’nin 12.10.2020 tarihli sermaye artırım kararına binaen yapılan sermaye artırımına nakdi iştirakin neredeyse tamamının davalı tarafından yapılması ve …’ın sermaye artırımına 46.889.720,18-TL eksik katılmasını sağlayarak zararların tazmini amacıyla dava açıldığını, satıştan dönülmesi olayının 10.12.2020 tarihinde sonuçlandığı ve 09.06.2021 tarihinde 2020 yılı genel kurul toplantısı yapılmasına rağmen olayın bu tarihlerde bilinmediğini,İstanbul 15. ATM’nin 2020/226 Esas sayılı dosyasında karar gereği 09.07.2021 tarihinde şirkette gerçekleştirilen inceleme sonucunda öğrendiğini, toplam 19.135.310-TL avansın 10.12.2020’de geri verilmesi ile şirketin zararına sebebiyet verildiğini, 2021 yılında yapılan genel kurulda ise bu husus tartışılmadan davalının ibra edildiğini,, ibranın borçtan kurtarıcı sonucu doğurabilmesi ibraya konu işlemlerin açıkça ortaya konulması, bilinmesi ve tartışılmasına bağlı olduğunu rüçhan hakkının kullanılmadığından haber olunan tarihte gerekse genel kurulun yapıldığı tarihte “… AŞ’de yapılan nakit sermaye artışında 65.338.277,27-TL’lik rüçhan hakkı bulunmasına rağmen …’ın sadece 18.448.557-TL tutarında sermaye ile katılması” durumunun …’ın ne kadarına katılabilecekken davalının kendine menfaat sağlamak için katılmaktan imtina ettiğinin, bu tarihte … A.Ş.’nin rüçhan hakkının tamamına katılmak için yeterli finansal imkanlarının olup olmadığı,bu nedenle Şirket’in zararının olup olmadığı bilinmediğinden bu duruma ilişkin genel kurulda açıkça görüşülerek, tartışılarak, şirketin bu nedenle uğradığı veya uğrayabileceği zarar ortaya konulup, genel kurul bilgilendirilerek alınmış bir ibra kararından söz edilmesi mümkün olmayıp hak düşürücü sürenin varlığının kabulü mümkün olmadığını, öğrenmeden itibaren 2 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını, davaya konu edilen olaylardan birincisinin 09.07.2021 tarihinde diğerinin ise 12.10.2020 tarihinde zararı ve sorumlusu öğrenilmiş olup bu kapsamda 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığını, genel kurul tarihi olan 12.10.2020 tarihi itibariyle, …’ın, …den olan 50.692.954,82 TL‘lik cari hesap alacağı bulunduğunu, böylece …’ın kullanmadığı rüçhan hakları bedelini GK tarihi 12.10.2020 itibariyle, …den olan cari hesap alacak tutarından mahsup edilebilecek iken etmediği anlaşılmakla davalı tarafından ileri sürülen …’ın nakit sıkışıklığı gerekçesinin yerinde olmadığını, sermaye artırımında ortağın şirketten alacağının takas mahsup yoluyla şirkete sermaye olarak getirilmesinin önünde bir engel olmadığını, takas mahsup imkanından yararlanmayarak rüçhan hakkını kullanmaması dolayısıyla zarara uğrattığının bilirkişi kurulu tarafından belirlendiği kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; anonim şirket yöneticisinin sorumluluk hükümlerine dayalı tazminat davasıdır. Davalı …’nin …, … ve …’a devrolunan … A.Ş.de, … ile birleşme tarihi 06.11.2020 tarihi, … 12.10.2020 tarihli olağanüstü genel kurul tarihi ve … olağanüstü genel kurul tarihi olan 31.12.2020 tarihlerinde YK üyesi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı davasını davalının iki ayrı eylem ve işlemine dayandırmış olup ilki … şirketinin bir taşınmazının satımı için davalının satış vaadi sözleşmesi yaptığı, bu sözleşme nedeniyle alıcıdan alınan avansın USD para birimiyle alınması nedeniyle, iade tarihinde yükselen kur nedeniyle 4.326.930 TL’lik fazla ödeme yapıldığıdır. İkinci eylem ise davalının yöneticisi bulunduğu … şirketinin iştiraki …de, alınan sermaye artırımı kararının alındığı tarihte … şirketinde rüçhan hakkını karşılayacak tutarda alacağı bulunmasına karşın bu alacağın sermaye olarak kullanılması imkanı var iken nakit sıkışıklığı sebebi gerekçe gösterilerek rüçhan hakkının …’ yetkilisi olan davalı tarafından rüçhan hakkı kullanılması hususunda hareketsiz kalınarak çoğunluk hisselerinin kaybedildiği, … yerine davalının rüçhan hakkını bizzat kullanması nedeniyle elde ettiği böylelikle … şirketinin davalı tarafından ele geçirildiği iddiasına dayalıdır. TTK.nun 558 (2) maddesi ;Şirket genel kurulunun, sorumluluktan ibraya ilişkin kararı, ibranın kapsadığı açıklanan maddi olaylara ilişkin olarak, şirketin, ibraya olumlu oy veren ve ibra kararını bilerek payı iktisap eden pay sahiplerinin dava hakkını kaldırır. Diğer pay sahiplerinin dava hakları ibra tarihinden itibaren altı ay geçmesiyle düşer.” şeklinde düzenlenmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesinde ; “…’ın iştiraki olan … YK’nun, – 09.09.2020 tarih-11 no-lu kararı ile sermayenin arttırılması amacıyla genel kurula çağrı yapılmasına karar verildiği, 12.10.2020’de yapılan Olağanüstü GK Toplantısında; şirket sermayesinin 74.000.000-TL’den, 173.500.000-TL’ye arttırılmasına, arttırılan 99.500.000-TL’lik sermayenin 71.427.526 TL’sinin ortaklarca nakden, kalanın iç kaynaklardan bedelsiz karşılanmasına karar verildiği, …de gerçekleşen sermaye artışında, …’ın yapılan sermaye artışında kendisine tanınan rüçhan hakkının tamamına katılması halinde ödemesi gereken nakit sermaye artış tutarının (71.427.526*%889865) 63.560.858,30- TL olduğu halde, …’ın 05.11.2020 tarihli kararında 18.427.522,79- TL’lik rüçhan hakkı kullanılmasına karar verildiği, … tarafından kullanılmayan rüçhan hakkı tutarının 45.133.335,60- TL olduğu, 12.10.2020 tarihi itibariyle, …’ın …den 50.692.954,82- TL cari hesap alacağı olduğu, kullanılmayan rüçhan hakları tutarı olan 45.133.335,60 TL’nin cari hesap alacağı ile karşılandığı ;rüçhan hakları bedelini 12.10.2020 itibariyle, …den olan cari hesap alacağından mahsup edilebilecek iken,yapılmayarak rüçhan hakkının davalı …’ye kullandırıldığı, …’ın, 12.10.2020 tarihi itibariyle …den olan alacağının rüçhan hakkının kullanılacağı 06.11.2020 tarihine kadar, …’a devrolunan … A.Ş.’nin, … ile birleşme öncesi …”e olan net 61.790.623,46 TL borcunun …’a devrolması ve, …ün, …’a yaptığı cari hesap ödemeleri ile …’ın, …den olan alacak tutarının rüçhan hakkı kullanım süresi sonundan önce 06.11.2020 tarihi itibariyle -40.351.271,19 TL borç bakiyesine dönüştüğü,pay sahipleri tarafından kullanılmayan paylara ait 11.132.849,52-TL’nin pay sahiplerinden … tarafından ödendiği, davacının ortak sıfatıyla dolaylı zararına istinaden açılan davada sorumluluk davasının şartları bakımından davacının YK üyesi olduğu dava dışı şirketi …’ün sermaye artırımında rüçhan hakkını cari hesap alacağını takas mahsup yapmak suretiyle kullanmak suretiyle artırıma katılabilecekken bunu yapmayarak bizzat kendisinin payları satın almasının …’ın zararına yol açtığı ve davalı bakımından sorumluluğun tüm şartlarının somut zarar bakımından gerçekleştiğinden sorumlu tutulabileceği, kur farkı nedeniyle uğranılan zarar bakımından bir zarar tespit edilemediği dolayısıyla sorumluluk davasının şartlarının gerçekleşmediği” yolunda rapor sunulmuştur. Eldeki davanın açılış tarihi 23.03.2022 olup ibra kararının alındığı 09.06.2021 tarihli genel kuruldan sonra 6 aylık hakdüşürücü süre işlemeye başlayacaktır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde gayrimenkulden dolayı oluşan zararın bilgi edinme hakkının tanınmasına ilişkin karar gereği yapılan inceleme tutanak tarihi olan 09.07.2021 tarihinde öğrenildiğini ,sermaye artırımı nedeniyle oluşan zararın ise 12.10.2020 tarihinde öğrendiğini ifade etmiştir.Esasen … şirketinin payları için rüçhan hakkının davalı tarafından kullanıldığı eldeki davada esas alınması gereken 09.06.2021 tarihli genel kurulda etraflıca tartışılmış,değerlendirilmiştir.Bu nedenle … paylarının kaybı nedeniyle sorumluluk davasının genel kuruldan itibaren 6 aylık hak düşürücü süre içinde açılması gerekmektedir. Gayrimenkul satış bedeli için alınan avans ise son olarak 2020 yılı içerisinde ödenmiş olup genel kurulda bu hususta açıkça bir inceleme müzakere yapılmamıştır. İstanbul 15 ATM’nin 2020/226 Esas sayılı dosyasında; davacı … tarafından davalı …’nin yöneticisi olduğu şirket aleyhinde aleyhine bilgi alma ve inceleme hakkı ihlalinin tespitine ilişkin dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda TTK 437 maddesi uyarınca davanın kabulüne kesin olarak karar verilmiştir. Kesin olarak verilen bu karar gereği olarak şirket merkezinde davacı ve davalı tarafın Avukatları hazır olduğu halde, 09.07.2021 tarihi itibariyle tutanak tanzim edilmiştir. 2020 yılı dönemine ilişkin davalının 09.06.2021 yılındaki genel kurulda ibra edildiği, TTK md. 558 gereği sorumluluk davasının ibraya olumsuz oy veren pay sahibi tarafından 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, davanın bu süre geçirildikten sonra açıldığı,ancak davacının zararı öğrendiğini beyan ettiği ,09.07.2021 tarihi de başlangıç tarihi esas alındığı takdirde de davanın açılış tarihi 23.03.2022 tarihi itibariyle 6 aylık hak düşürücü süre geçmiş bulunmaktadır. Davalı vekili dava açma hakkının iki yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğuna ilişkin istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, kararda isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmeyerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.08/09/2023