Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1029 E. 2023/811 K. 22.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1029
KARAR NO : 2023/811
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
TALEP : İhtiyati Tedbir – İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/05/2023
10/04/2023 tarihli ara kararın ihtiyati tedbir/haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP :İhtiyati tedbir/haciz talep eden davacı vekili, müvekkili ile davalı firma 26.01.2023 tarihinde 4.000.000,00 TL bedel karşılığında Grundig, Altus, Arçelik, Beko gibi markaların çay makinesi, kahve makinesi, dikey süpürge, tost makinesi, klima vs. ürünleri satın almak için anlaştıklarını, ürünlerin bir ay içinde tesliminde mutabakatın sağlandığını, çeklerin ibraz tarihi 22.04.2023 den itibaren başladığından ve 10.08.2023 tarihinde sona erdiğinden yargılama neticelenmeden davalı tarafından çeklerin bankaya ibrazı ile çek bedelinin tahsili ve çekin kambiyo vasfını yitirmesi nedeniyle davacının sebepsiz yere zenginleşme riski bulunduğunu, bu nedenle davaya konu çekler bakımından tedbiren ödemeden men kararı verilmesini, İİK nın 357. maddesine göre “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” dendiği, malların süresinde teslim edilmemesi nedeniyle davaya konu taleplerin vadesinin geldiğinii davalının teslime ilişkin belge sunmaması halinde alacağın yaklaşık ispatı gerçekleşmiş olacağını, bu nedenle tedbir talebinin yanında ayrıca ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI:Mahkemece, davacı tarafça ibraz edilen deliller ve dosyanın bulunduğu aşama itibariyle, HMK’nın 390/3. maddesinde düzenlenen yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğini ve davanın bulunduğu aşama itibariyle davacının iddiaları yargılamayı gerektirdiğini, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, ihtiyati haciz talebi yönünden yargılamanın bulunduğu aşama ve dosya kapsamına göre alacağın miktarının ve varlığının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle ihtiyati haciz isteminin de bu aşamada reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İhtiyati tedbir/haciz talep eden davacı vekili; yaklaşık ispat koşulu gerçekleştiğini, davaya konu çeklerin hemen altında davalının teslim aldığına ilişkin beyanı ve imzası bulunduğunu, davaya konu uyuşmazlıkta çeklerin bedelsiz hale gelmediğini, ispat yükü, davalı tarafa düşmesine rağmen davalı tarafından ürünlerin teslim edildiğine dair hiçbir belge sunulmadığını, davacının sözleşmeyi ihlal ettiği halde sebepsiz yere zenginleşmesi riski bulunduğunu, bu durum HMK 389’da aranan hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağının ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinin yahut ciddi bir zararın doğacağının kanıtı olduğunu, bu sebeplerden dolayı ihtiyati tedbirin kabulüne, davalı tarafından ürünlerin teslimine ilişkin herhangi bir belge sunulmaması nedeniyle alacağın yaklaşık ispatının gerçekleştiği sebebiyle anılan tedbir yanında ayrıca ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:İİK’nun 72/2 maddesi, “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” hükmünü içermektedir. Çekin ibrazında ödenmemesine ilişkin istek de,kanunda açıkça yazmasa da ,İİK 72/2 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
Menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir koşulları değerlendirilirken İİK 72 maddesi yanında, HMK 389 vd. maddelerinin de gözönünde bulundurulması gerekir.HMK nun390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır.Somut olayda, davacı tarafından mal bedeli karşılığı verildiği ileri sürülen çek bedellerinden mal teslimi yapılmadığından dolayı borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesi talep edilmiştir. Davacı, çeklerin avans olarak verildiğini ileri sürse de bu hususu doğrulayan bir belge ibraz edilmemiştir. Çeklerin teslim tutanağının ibraz edilmesi avans olarak verildiğini kanıtlar delil değildir. Çek bir ödeme vasıtasıdır. Çekin kendisi tarafından verilen ancak teslim edilmeyen malın avansı olarak verildiğini ispat yükü davacı üzerindedir. Davanın bulunduğu aşama itibariyle davacının iddiaları yargılamayı gerektirmektedir. İhtiyati haciz talebi yönünden ise; çekler ödenmediğinden ihtiyati haciz talep edilemez.
Dosyada mevcut deliller kapsamında yaklaşık ispatın sağlanmadığının kabulü ile davanın bulunduğu aşama itibariyle davacının iddiaları yargılamayı gerektirmesi nedeniyle ihtiyati tedbir/haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan bu gerekçelerle ihtiyati tedbir/haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
İhtiyati tedbir/haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/05/2023