Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1026 E. 2023/812 K. 22.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1026
KARAR NO: 2023/812
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/03/2023
NUMARASI: 2022/534 Esas – 2023/150 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
Davanın reddine kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkiline ait işletmede 04/09/2022 tarihinde yaşanan hırsızlık neticesinde bir cep telefonu ile birlikte işletmenin genel kurul müzakere defteri, karar defteri, ortaklar pay defterinin de içinde bulunduğu evrak çantasının çalındığını, söz konusu hırsızlık nedeniyle ticari işletmede bulunan vergiye esas olmayan ticari defterlerinin zayi olduğundan TTK madde 82/7 numaralı fıkra uyarınca 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde mahkemeden genel kurul müzakere defteri, karar defteri, ortaklar pay defterinin zayi olduğuna dair taraflarına zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacı şirket yetkilisi …’ın şirkete ait defterleri koruyup saklaması gerekirken; ticari defterlerin hırsızlık olayının meydana geldiği ve şirketin kayıtlı adresi olan yerde bulunan iş yerinin sahibi olduğunu beyan eden …’da bulunduğu, bu durumda ticari defterlerin korunması ve saklanmasında gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği, ticari defterlerin hırsızlık sonucu zayi olduğunun ispatlanamaması ve davacının basiretli bir tacir gibi davranmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, hasımsız olarak görülen yargılama açısından sadece davacı tarafın şikayet dilekçesinin bulunduğu gerekçesinin hukuka aykırı bir gerekçe olduğunu, şikayet edecek başka bir taraf olmadığını, hırsızlık olayına ilişkin kolluk birimine yapılan şikayet sonucu ifade tutanağının mahkemeye sunulduğunu, mahkemece şirket yetkilisi …’ın değil de hırsızlık olayının meydana geldiği şirketin kayıtlı adresi olan yerde bulunan iş yeri müdürü …’ın şikayette bulunması diğer bir ret gerekçesi olarak gösterildiğini ancak ticari işletmenin müdürlüğünü ve işletmeciliğini yapan …’ın hemen kolluk birimlerine başvurarak şikayette bulunduğunu, bu sebebin de dayanaktan yoksun olduğunu, uygulamada soruşturma dosyasının henüz sonuca ulaşmamasına bağlı olarak defter ve belgelerin zayi isteminin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, hırsızlık olayı nedeniyle zayi olduğu iddia edilen davacı şirketin genel kurul müzakere defteri, karar defteri, ortaklar pay defteri için zayi belgesi verilmesi talebine ilişkindir. Zayi belgesi verilmesi davaları sonuçları itibariyle sadece davacı taraf yönünden değil, davada taraf olmayan kimseler bakımından da sonuç doğuran dava türlerindendir. Mahkemece bu tür davalarda yapılacak incelemeler, sadece davacı tarafın iddia ve delilleri ile sınırlandırılmamalı, zayi belgesi verilmesi istenilen belgelerin, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu belgelerden olup olmadığı, TTK’nın 68. maddesinde yazılı afet kavramına davacıya kusur izafe edilemeyecek olan ve irade dışında meydana gelen olayların girebileceği gözetilerek tacirin belgelerini muhafazada gerekli dikkat ve özeni gösterip göstermediği, tasdike tabi defterlerin tasdik edilip edilmediği, davacıya ait defterler hakkında soruşturma bulunup bulunmadığı ve iddia edilen olayın meydana geldiği yerin tacirin faaliyette bulunduğu yerlerden olup olmadığı hususlarının araştırılarak, ticaret sicil kayıtları getirtilmek suretiyle olayın şüpheden uzak bir şekilde meydana gelip gelmediğinin tespiti gerekir.”(Yargıtay HGK’nın 2014/827 Esas, 2016/311 Karar sayılı, 16.3.2016 tarihli ilamı) 6102 Sayılı TTK’nın 82/7. Maddesinde “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaya uğrarsa tacir zıyayı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde işletmenin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden bir belge verilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Tacirin söz konusu düzenlemeden yararlanabilmesi defter ve belgelerin korunması için gereken dikkat ve özen göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziya uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmesi gerekmektedir. Somut olayda, şirketin genel kurul müzakere defteri, karar defteri, ortaklar pay defterinin ne şekilde kaybolduğu belirsiz durumdadır. Davacı şirket vekili dava dilekçesinde defterlerin çalındığını iddia ederek, hırsızlık olayına ilişkin kolluk birimine yapılan şikayet sonucunda düzenlenen ifade tutanağını sunmuştur.Hırsızlık nedeniyle polisde ifade veren … ifadesinde zayi belgesi talep edilen defterlerin çanta içinde masanın üstünde bırakıldığını çalınmış olabileceğini beyan etmiştir. Tacirin, TTK’nun 82/7. maddesindeki düzenlemeden faydalanabilmesi için öncelikle ticari defterlerin korunması amacıyla gerekli dikkat ve ihtimamı göstermiş olması, buna rağmen iradesi dışında kaybın gerçekleşmesi gerekmektedir.Davacı şirket yetkilisinin ve şirketin tek ortağının … olduğu, hırsızlık olayının meydana geldiği işletmenin müdürü olan … ‘da neden bulunduğunun anlaşılamadığı ancak adı geçenin de defterlerin akıbeti ,ne şekilde kayıp edildiği konusunda net bir açıklama yapamadığı ,defterlerin saklanmasında özen gösterilmediği belirlendiği gibi davacının iradesi dışında önlemez bir sebeble zayi olduğu da ispatlanamamıştır.Zayi belgesi verilmesi koşulları mevcut olmadığından bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekilinin hükme ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/05/2023