Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/1002 E. 2023/807 K. 22.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1002
KARAR NO: 2023/807
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/289 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/05/2023
İhtiyati tedbirin reddine ilişkin 27/03/2023 tarihli ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketi en az iki kişi ile kurulması yasal zorunluluk olduğundan eski eşi ile birlikte kurduğunu, eski eşinin şirketle alakalı hiçbir katkısı ve emeği bulunmadığını, kendisinin farklı bir şirkette sigortalı olarak çalıştığını, davalı şirketin diğer ortağı olan eski eşinin müvekkiline boşanma davası açması üzerinde aralarında husumetler yaşandığını, müvekkiline takdir edilen nafaka bedelleri ödenemediğinden müvekkilinin şirketine karşı icra takibi başlatıldığını, müvekkili emekli maaşına haciz koyulduğunu, mal rejiminden kaynaklı alacak davalarının hala devam ettiğini, müvekkilinin şirket temsilciliğinden azline karar verildiğini, müvekkilinin 1 yıldan fazladır Hollanda’da yaşadığını, davalı şirketin gayri faal olduğunu, davalı şirket haklı nedenlerle feshini talep edebilmek için kanunun aradığı şartların oluştuğunu, şirket ortakları arasında güven unsuru kalmadığını, davalı şirketin diğer ortağının temsil yetkisi alabilmesi halinde şirketin mallarını 3. Şahsılara devrederek şirketin ve müvekkilinin mağduriyetine neden olacağını, tüm bu nedenlerle davalı şirket kayyım tayin edilmesini yada davalı şirketin diğer ortağının şirketi temsil yetkisinin tedbiren kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece, ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uyulmadığı, davanın niteliği gereği konunun yargılamayı gerektirdiği, taraflar arasında hukuki ihtilafların fazlalığı da dikkate alınarak ihtiyati tedbir talebinin HMK’nun 389. ve 390.maddeleri uyarınca reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, şirket ortakları arasında nafaka alacağından kaynaklı icra takipleri de bulunduğunu, dava dosyası ekinse suretleri ibraz edilen belgeler ve mahkeme kararları ile davalı şirketin ortakları arasında husumet bulunduğu ve davalı şirketin gayrifaal durumda olduğunun tespit edilebileceğini, müvekkilinin temsil yetkisi kaldırıldığını, diğer ortağın kendisinin şirketin temsilcisi olduğunu iddia ederek, temsil yetkisi alabilmek için ticaret sicil müdürlüğüne müracaat ettiğini, davalı şirketin adına kayıtlı bir adet aracı ve kesinleşmiş mahkeme kararı ile davalı şirket adına kayıt ve tesciline karar verilmiş İstanbul Avcılar ilçesinde bir adet taşınmazı bulunduğunu, davalı şirketin diğer ortağının temsil yetkisi alabilmesi halinde şirketin mallarını 3. Şahıslara devrederek şirketin ve müvekkilinin mağduriyetine neden olabileceğini, HMK’nın 389 vd. Maddelerinde düzenlene ihtiyati tedbirin şartları ve yaklaşık ispat koşulu mevcut olmasına rağmen mahkemece gerekçe sunulmaksızın taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davalı şirkete kayyım atanmasına yada davalı şirketin diğer ortağı …’ün temsil yetkisinin tedbiren kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep,limited şirketin feshi davasında davalı şirkete kayyım atanması yada davalı şirketin müdürünün temsil yetkisinin tedbiren kaldırılmasına ilişkindir. TTK’da kayyım atanmasına ilişkin düzenleme mevcut olmayıp TMK 403/2 maddesinde kayyımın belirli işleri görmek veya mal varlığını yönetmek için atanacağı, 427.madde ile de bir tüzel kişi gerekli organlarından yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamış ise kayyım atanır hükmünü içermektedir. Ticaret şirketleri özel hukuk alanında faaliyet gösteren, kar elde etmek gayesiyle kurulan ve genel kurulu tarafından seçilen yöneticileri tarafından yönetilmesi gereken kurumlardır. Mahkemelerce zorunluluk olmadıkça yönetim yetkisine müdahale edilmemelidir. Organ azli davası açılmadığı halde yönetim kayyımı atanması isteği aynı zamanda şirket yöneticisinin yönetim yetkisinin kaldırılması anlamına gelmektedir. HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.Somut olayda şirket feshi davasında, davalı şirketin müdürü olan diğer ortağın, davacının boşandığı eski eşi olduğu; şirket gayrimenkulünün davacı şirket müdürü tarafından satılması üzerine Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/162 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile şirket adına yeniden kaydının sağlandığının davacı tarafça beyan edildiği , halen taraflar arasında nafaka, katılım payı alacakları nedeniyle davaların ve icra takiplerinin devam ettiği anlaşılmaktadır. Limited şirketin haklı nedenle feshi davasında davalı şirket müdürünün yönetim yetkisinin kısıtlanması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için davacının haklılığının yaklaşık olarak ispat etmesi gerekip, şirket müdürünün şirketi veya davacı ortağı zararlandırıcı işlemler yapabileceği ileri sürülmüş ise de davanın bulunduğu bu aşamada iddialarının haklılığı yönünden yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği anlaşılmakla,ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki kararında isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, istinaf sebepleri yerinde olmadığından ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/05/2023