Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/980 E. 2022/805 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/980
KARAR NO: 2022/805
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/11/2021
NUMARASI: 2021/483 Esas – 2021/861 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/05/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, … A.Ş.’nin tasfiyesinin kapandığını ve şirket kaydının ticaret sicilden 27/12/2019 tarihi itibariyle terkin edildiğini, davacının davalı şirkette çalıştığını, haksız nedenle işten çıkartıldığını, İstanbul 25. İş Mahkemesinin 2017/108 esas sayılı dosyasında işe iade davasını kazandığını ve dava sonucunda ihtarname göndererek çalışmak istediğini söylediğini ve icra takibi yaptığını, davalı şirketin borca haksız itiraz ederek takibini durdurduğunu ve bu sefer de davalı hakkında itirazın iptali davası açmak zorunda kaldıklarını, devam eden bir iş davasının mevcut olduğunu, anılan davanın İstanbul 17. İş Mahkemesinin 2020/191 esas sayılı dosyası ile davam ettiğini, bu davada taraflarına ihya davası açmak için süre verildiğini … Yayıncılık A.Ş. nin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili, Sicil Müdürlüğünce TTK madde 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliğinin 34.maddesi hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, davalının davanın açılmamış sayılmasına sebep olmadığını, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, tasfiye sürecinde açılan/devam eden davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı sicilin sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını beyanla,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …(Taraf olmaktan çıkarılan) vekili, davacının tasfiyesi kapanmış ve ticaret sicilden terkin edilmiş … A.Ş.’ nin ihyasını talep etmesine rağmen işbu davayı davalıya yönelttiğini, davalının tasfiye memuru da olmadığı göz önüne alındığında davanın müvekkili yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davacının bir alacağının da olmadığını, davacının tasfiye sürecinde alacaklarını ileri sürmediğini,şirketin ihyasını gerektirir bir durum bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Tasfiye Memuru …’e (Taraf olarak eklenen) dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı tarafından … Yayıncılık A.Ş. aleyhine icra takibi başlatıldığı, icra takibine itirazı üzerine itirazın iptali davası açıldığı,açılan davada davacıya ihya davası açmak için süre verildiği,açılan davaya devam edilebilmesi için şirketin yeniden ihyasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında sicile kayıtlı Tasfiye Halinde … Yayıncılık A.Ş.’nin İstanbul 17. İş Mahkemesinin 2020/191 Esas sayılı dosyası ve bu dosya ile ilgili hukuki süreç ile sınırlı olmak şartı ile TTK. 547. Maddesi uyarınca yeniden ihyasına, ayrıca daha öncesinde tasfiye halinde olan şirketin tasfiye memuru …’in tasfiye halinde bulunan şirketin mevcut bir davasının bulunduğunu bilmesine rağmen (ki iş mahkemesi dosyasında kendisi tasfiye memuru olarak görev almıştır) tasfiye işlemlerini tamamlaması gerekirken tasfiyeyi kapattığı, bu nedenle ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması amacıyla önceki Tasfiye Memuru …’in tasfiye memuru olarak atanmasına; davalı …’ın ihyası istenen şirketin tasfiye memuru olmadığı, bu nedenle davada davalı olarak gösterilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla davalı … yönünden davada husumet yokluğu bulunduğu anlaşılmakla, davalı … yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1- Tasfiye Memuru davalı … vekili, müvekkilinin bu davada taraf olarak gösterilmediğini, müvekkilinin davacının alacak iddiasını ya da mevcut bir davası olduğunu bilmediğini, davacının herhangi bir davasında tasfiye memuru olarak yer almadığını, bu davayla ilgili hiçbir tarafın tasfiye memuruna başvurmadığını, bu davanın şirketin tasfiye süreci tamamlandıktan sonra açıldığını, açıklanan nedenlerle kararın kaldırılarak, davanın reddini talep etmiştir. 2-Davacı vekili, davalıların şirketle birlikte Ticaret Sicil Müdürlüğü olduğunu, tasfiye memurunun kim veya kimler olduğunu bilemeyeceklerini, şirket sahibi lehine vekalet ücretine hükmedilmesini, şirket ve tasfiye memuru tarafından taraflarına vekalet ücreti hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle müvekkili aleyhine olan kısımların kaldırılarak, davanın ve taleplerinin kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir. Dava dilekçesinde Tasfiye Memuru …’nın davalı olarak gösterildiği, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yazı cevabından son tasfiye memurunun … olduğunun anlaşıldığı, davacı vekilinin 03.08.2021 tarihli talep dilekçesi ile Tasfiye Memuru …’e tebligat çıkarılmasını talep ettiği, dava dilekçesi ve eklerinin davalı tasfiye memuru …’e tebliğ edildiği, ancak karar başlığında yer almadığı anlaşılmıştır. HMK’nın 124. maddesine göre; Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür (124/1). Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir (124/3). Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Eldeki davada da, tasfiye memuru olmayan …’a husumet yöneltilmiş ise de mahkemece talep üzerine tasfiye memuru …’e tebliğler yapılarak davanın sonuçlandırıldığı anlaşılmakla ,davalı … vekilinin müvekkiline dava yöneltilmediğine ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin tasfiyesinin sona erdiği 27.12.2019 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği, Tasfiye Halinde … Yayıncılık A.Ş.’nin İstanbul 17. İş Mahkemesinin 2020/191 esas sayılı dosyasında davalı olarak bulunduğu, tasfiye sonlandırılmadan evvel davacı tarafından 9.3.2017 tarihinde işe iade davası açıldığı,6.3.2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı ,icra takibi sonuçlanmadan tasfiyenin sonlandırıldığı anlaşılmakla davacının açtığı davanın karara bağlanabilmesi için ihya talebinde hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır. H.M.K.’nın 326-(1) maddesi uyarınca; kanunda yazılı haller dışında, yargı giderleri davada haksız çıkan taraftan alınmasına karar verilir. Tasfiye sürecinde tasfiyenin eksiksiz yapılmasından tasfiye memuru sorumludur. Buna göre dava da haksız çıkan davalı tasfiye memuru aleyhine yargılama giderine hükmetmek gerekmektedir. Davalılardan ticaret sicili ise yasal hasım konumunda olduğundan sicil aleyhine yargı giderine hükmedilemeyecektir. Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 547. maddesi gereğince tasfiyeden evvel açılan davaların sonuçlandırılması için ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.Taraf olmaktan çıkartılan davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, şirketin ihyasına ve Tasfiye Memuru …’in atanmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş; ancak Tasfiye Memuru …’in karar başlığında davalı olarak gösterilmemesi ve HMK 326 gereği icra takibi devam eder iken tasfiyeyi kusurlu olarak sonlandıran tasfiye memuru davalı … aleyhine yargı giderine hükmedilmesi gerekirken hükümde yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve vekalet ücreti takdir edilmemesi yerinde görülmemiş; İlk derece mahkemesince yapılan hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından davacı ve davalı Tasfiye Memuru … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, karar başlığına Tasfiye Memuru …’in davalı olarak eklenmesine ve davacı yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı Tasfiye Memuru … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/(1)b-1 gereği ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/11/2021 tarih 2021/483 Esas – 2021/861 Karar sayılı kararın HMK’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA, Davanın kabulü ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında sicile kayıtlı Tasfiye Halinde … Yayıncılık A.Ş’nin İstanbul 17. İş Mahkemesinin 2020/191 Esas sayılı dosyası ve bu dosya ile ilgili açılabilecek İstinaf, Yargıtay yada icra dosyaları ile sınırlı olmak üzere TTK. 547. Maddesi uyarınca yeniden ihyasına, Önceki tasfiye memuru( … T.C. Kimlik numaralı) …’in tasfiye memuru olarak atanmasına, Davalı … yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, Karardan bir örneğinin hüküm kesinleştiğinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine, İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım konumunda olduğundan aleyhine yargı gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Davacı tarafından peşin yatırılan 118,60-TL harcın davalı Tasfiye Memuru …’den tahsil edilerek davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 68,60-TL yargılama giderinin davalı Tasfiye Memuru …’den tahsil edilerek davacıya verilmesine, Davacı vekili için takdir olunan 5.100-TL vekalet ücretinin davalı Tasfiye Memuru …’den tahsil edilerek davacıya verilmesine, Davalı … vekil ile temsil edildiğinden, AAÜT gereğince takdir olunan 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davalı … tarafından yatırılan istinaf karar peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yatırılan 81-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan 176-TL istinaf yargı giderinin davalı Tasfiye Memuru …’den tahsil edilerek davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/05/2022